Son Martı Metni Cevapları Sayfa 172-173-174-175-176-177-178
Son Martı Metni Cevapları Sayfa 172-173-174-175-176-177-178
Düşünelim – Tartışalım
- Çevre kirliliği ne demektir? Çevre kirliliğinin sonuçları nelerdir?
Çevre kirliliği, doğal dengenin bozulmasına neden olan ve canlılara zarar veren maddelerin çevreye yayılmasıdır. Hava, su ve toprak kirliliği gibi birçok türü vardır. Sonuçları arasında hava kirliliğine bağlı hastalıklar, su kirliliği kaynaklı kuraklık ve toprak kirliliğiyle verim düşüşü yer alır.
- Doğaya zarar vermemek için neler yapmalıyız?
Doğaya Zarar Vermemek İçin:
- Su: Musluğu boşa akıtmamak, diş fırçalarken musluğu kapatmak, bulaşıkları makinede tam doluyken çalıştırmak.
- Enerji: Ampulleri LED ile değiştirmek, gereksiz yere ışık yakmamak, elektronik cihazları fişten çekmek.
- Atık: Geri dönüştürülebilir atıkları ayırmak, kompost yapmak, plastik poşet kullanmamak.
- Ulaşım: Mümkünse bisiklete binmek, toplu taşıma kullanmak, araçla kısa mesafelere gitmemek.
- Ağaç: Ağaç dikmek, ormanları korumak, kâğıt israfı yapmamak.
- “İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır.” cümlesinin iletisi nedir?
Bu cümle, insanın doğayla iç içe yaşamasının önemini vurgular. Doğadan uzaklaşan insan bencil ve katı kalpli hale gelir. Doğayla bağlantıda olmak ise merhamet, sevgi ve şefkat duygularımızı besler. Doğayla uyum içinde yaşamak hem kendimizin hem de gezegenin geleceği için çok önemlidir.
SON MARTI
O gün de her gün olduğu gibi iş çıkışından sonra parka gitmiştim. Burası, yaşadığım kentin apartmanlar arasına sıkışmış, küçük bir parkıydı. Kentin kirli bir denizi vardı. Park, mavisini yitirmiş bu denizin yakınlarında bir yerdeydi. Kentin tek akasya ağacı bu parktaydı. Parkta yalnız bu ağaç vardı. İnsanlar ağaçları önemsememeye başlayınca ağaçlar da birer birer hastalandılar. Artık kimse onlara güzel sözler söylemiyordu. Sevilmediklerini ve istenmediklerini düşünmeye başladılar. Unutulmanın acısıyla daha fazla yaşayamadılar. Kurudular ve öldüler.
Akasyanın tozlu yaprakları vardı. Her yeni gelen bahar, dallarını daha geç yeşillendiriyordu. Hep, bir sonraki baharda, onun kurumuş olabileceğini düşünerek korkuyordum. Zayıf ve çelimsizdi. Tek dostu bendim. Her akşamüzeri onu görmeye gidiyor, ona şarkılar söylüyordum. Onu seviyordum ve yaşamasını istiyordum. Eğer o da kurursa bu kentteki çocukların sonsuza değin akasya ağacı göremeyeceğini düşünüyordum. Bu, beni çok korkutuyordu. Söylediğim şarkılarla, onun yalnızlığını ve umutsuzluğunu gidermeye çalışıyordum.
(…)
Birden ardımdan bir ses duydum:
– Ne kadar güzel şarkı söylüyorsun!
Başımı çevirdim ve yaşlı bir martıyla göz göze geldim. Çok şaşırmıştım. Kentte hiç martı kalmadığını sanıyordum.
Emin olmak için:
– Çocukluğumun martılarına benziyorsun! Sanırım sen de bir martısın! dedim. “Evet” anlamında sevgiyle gülümsedi.
Yıllar sonra bir martı görebilmiş olmanın sevinciyle:
– Seni görünce çocukluğumun o güzel günlerini anımsadım. O zamanlar çocukların şarkılarında, oyunlarında kuşlar ve ağaçlar olurdu. Gökyüzüne baktığımızda parıldayan bir güneş görürdük. Ağaçlar ve kuşlar henüz vardı ve bu deniz o zamanlar masmaviydi. Yalnız değildik ve her şey daha güzeldi, dedim.
Yaşlı martı, gri gökyüzüne bakarak konuştu:
– Ben de o zamanlar, çocukların başları üzerinde uçardım. Kanatlarım, onların rüzgârda uçuşan saçlarına değerdi. Gençtim. Tüylerim parlak, kanatlarım gergin ve diriydi. Güneşin battığı yere kadar uçabilir, kanatlarımı akşamın bulutlarına sürebilirdim. O zamanlar gökyüzü ile deniz arasındaki en mutlu martı bendim. Ama şimdi… Bu denizin tek martısıyım.
Halkım, yıllar önce bu kirletilmiş denizi terk etti.
Okyanusun ötesine, kendilerine yeni sular aramaya gittiler. Ben, onlarla bu uzun yolculuğa çıkmayacak kadar, bu denizi seviyordum. Onun büsbütün yalnız kalmasına dayanamazdım. Birilerinin kalması gerekiyordu ve ben kaldım. İnsanlar, bu denizin sularını kirlettiler. Balık ve yosunların tümü öldü. Şimdi, onunla ilgilenen yalnız ben varım. Günde iki kez, ölgün suların üzerinde, şöyle bir uçuyorum. Uçarken yaşlı gövdemi, bir kez asitli sularına değdiriyorum. Bu kanatlarıma çok acı veriyor. Ama ona hiçbir şey belli etmemeye çalışıyorum. Çünkü bu ona, az da olsa bir yaşama sevinci veriyor. Eğer bundan acı duyduğumu anlarsa bu küçük mutluluğunu da yitirir. İşte benim öyküm bu. Günlerdir bu parka geliyorum ve akasyaya söylediğin o güzel şarkıları dinliyorum. Kim olduğunu, ne iş yaptığını bile bilmiyorum. Ama seni seviyorum. Çünkü bu kocaman kentin tek akasya ağacının yalnız sen farkındasın.
Bu sözler beni çok duygulandırdı:
– Sevgili Martı, dostluğun, beni bu kentin en mutlu kişisi kılacak. Bundan böyle uçabildiğini bilmek, bana sevinç verecek. Ne zaman gökyüzüne bakıp seni düşünsem yüreğinin atışını, kalbimin yanında hissedeceğim. Mesleğime gelince… Ben bir doktorum. Oysa, çocukluğumda uçurtmacı olmak istemiştim.
O zamanlar, gökyüzünün en uzak yıldızlarına gidebilecek uçurtmalar yapmayı düşlerdim. Fakat büyüdüğümde uçurtmacılıkla ilgili bir okulun olmadığını öğrendim. Sonra doktor oldum. Artık, uçurtma yapmayı da unuttum. Şimdi yazar olmak ve bu kentin çocukları için bir masal kitabı yazmayı düşünüyorum.
Masallarla büyümüş çocukların, bir gün bu denize eski mavi rengini vereceklerine, güzel bir dünya kuracaklarına inanıyorum. İşte o gün, çocukların söylediği şarkıların konusu değişecek; ağaçların yeniden dirilip çiçeklendiğini göreceğiz. Sen, artık benim dostumsun. Bu güzel günler için birlikte çalışalım.
Birçok şey duydun, birçok şeye tanık oldun. Bunları bana anlat, ben de yazayım. Masallarımız, onlara güzel bir dünyanın varlığını duyursun. Büyüsünler ve o dünyayı geri getirsinler. Benim öyküm de bu, sevgili martı! Önceleri tek dostum akasyaydı. Şimdi sen de varsın. Bundan böyle, iki dostum olduğu için iki kez mutluyum, dedim.
Martının solgun gözleri renklendi:
– Doktor, dedi. Son nefesimde bile böyle güzel sözlere inanabilirim ve savaşabilirim. Gök ile deniz arasında uçabildiğim sürece sana olanları anlatacağım. Sen de bunları yaz. Ama şimdi gitmeliyim doktor.
Kanatlarımı denizin solgun sularına değdirip ona yaşadığımızı anımsatmalıyım. Biliyorsun, o çok yalnız ve suları çok derin.
Ahmethan YILMAZ
(Kısaltılmıştır.)
- ETKİNLİK
Okuduğunuz metnin hikâye unsurlarını bulunuz.
Şahıs ve varlık kadrosu: Akasya ağacı, deniz, insanlar, ağaçlar, martı, doktor
Olay: Doktor ve martının tanışıp doğanın, denizin, ağaçların gördüğü zararla ilgili konuşmaları
Yer: Park, kent
Zaman: Zaman net değildir, herhangi bir gündür.
- ETKİNLİK
Metindeki kurgusal ögeleri bulup aşağıdaki boşluğa yazınız. Ardından arkadaşlarınıza okuyunuz.
- Doktorun akasya ve martıyla arkadaş olması
- Doktorun söylediği şarkılarla, akasya ağacının yalnızlığını ve umutsuzluğunu gidermeye çalışması
- Ağaçların sevilmediklerini ve istenmediklerini düşünmesi
- Doktorla martının konuşması
- Etkinlik
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
Yazarın akasya ağacının kurumasından korkmasının nedeni nedir?
Çünkü akasya ağacı parktaki tek ağaçtı. O da kurursa parkta hiç ağaç kalmayacaktı ve çocuklar sonsuza dek akasya ağacı göremeyecekti.
Yazar, martıyla karşılaşınca neden şaşırmıştır?
Çünkü kentte hiç martı kalmadığını sanıyordu.
Yazar, martıyla karşılaştığında neleri anımsamıştır?
Çocukluğunun güzel günlerini anımsamıştır. O zamanlar çocukların şarkılarında, oyunlarında kuşlar ve ağaçların olduğunu, gökyüzüne baktıklarında parıldayan bir güneş gördüklerini, ağaçların ve kuşların henüz var olduğunu ve denizin o zamanlar masmavi olduğunu anımsamıştır.
Martı, okyanusun ötesine neden halkıyla gitmemiştir?
Çünkü denizi çok seviyormuş ve onun büsbütün yalnız kalmasına dayanamazmış. Birilerinin kalması gerektiğini düşünüyormuş.
Martının yerinde olsaydınız halkınızla birlikte okyanusun ötesine gider miydiniz? Neden?
Eğer ben martı olsaydım hem halkımı hem de sevdiğim denizi korumak için zor bir seçim yapmak zorunda kalırdım. Bir yandan, kirli bir ortamda yaşamak ve ömrümü kısaltmak istemezdim. Öte yandan, denizi terk etmek ve onu savunmasız bırakmak da içime sinmezdi. Belki de diğer martılarla birlikte denizi temizlemek için bir çözüm bulmaya çalışırdım.
- Etkinlik
Metindeki hangi kelimeler adların yerine geçmiştir. Aşağıya yazınız.
Burası, kimse, onlara, onun, bendim, onu, ona, o, bu, beni, onun, sen, seni, şey, ben, onların, bendim, ben, onun, tümü, onunla, bu, ona, bundan, benim, bu, kim, seni, sen, beni, bundan, bana, seni, ben, sen, benim, şey, şeye, bunları, bana, ben, onlara, benim, bu, sen, bundan, sana, sen, bunları, ona.
- ETKİNLİK
a) Aşağıdaki görselleri inceleyiniz.
b) Aşağıdaki soruları görsellerden hareketle cevaplayınız.
- Bu görsellerin ortak özelliği nedir?
Bu görsellerin hepsinde çevre kirliliğinden dolayı zarar görmüş hayvanlar vardır.
- Görsellerden çıkarabileceğiniz yargılar nelerdir?
* Çevre kirliliği hayvanlara zarar vermektedir.
* Doğal dengenin zarar görmemesi için çevre kirliliğinin durdurulması gerekmektedir.
* İnsanların duyarsız davranışları nedeniyle diğer canlılar da zarar görmektedir.
- Çevre kirliliğinin insanlar üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
Çevre kirliliğinin insanlar üzerinde birçok olumsuz etkisi vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Sağlık sorunları: Hava, su ve toprak kirliliği, solunum yolu hastalıkları, kanser, kalp hastalıkları ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.
- Gıda güvenliği: Kirli su ve toprak, gıdalarda kirleticilere yol açabilir ve bu da gıda zehirlenmelerine ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.
- Su kıtlığı: Su kaynaklarının kirlenmesi, temiz su kıtlığına yol açabilir. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük bir sorun teşkil eder.
- Biyolojik çeşitliliğin azalması: Çevre kirliliği, birçok bitki ve hayvan türünün yok olmasına veya neslinin tükenmesine yol açabilir.
- Ekonomik kayıplar: Çevre kirliliği, tarım, balıkçılık ve turizm gibi sektörlerde ekonomik kayıplara yol açabilir.
- Dünyanın canlılar için daha yaşanabilir bir yer hâline gelmesi konusunda neler yapmalıyız?
Dünyanın canlılar için daha yaşanabilir bir yer hâline gelmesi için birçok şey yapabiliriz. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Enerji tasarrufu: Fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek.
- Geri dönüşüm ve atık yönetimi: Atıklarımızı geri dönüştürmek ve kompostlamak, böylece çöplüklerde atılan atık miktarını azaltmak.
- Sürdürülebilir tarım: Kimyasalların ve pestisitlerin kullanımını azaltmak ve organik tarım gibi sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmek.
- Su tasarrufu: Muslukları boşa akıtmamak, sulamada yağmur suyu kullanmak ve su tasarruflu cihazlar kullanmak.
- Orman koruma: Ormanları korumak ve ağaçlandırma çalışmaları yapmak.
- Çevre bilincini artırmak: Çevre kirliliğinin tehlikeleri hakkında insanları bilinçlendirmek ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimsemeleri için motive etmek.
Dünyayı canlılar için daha yaşanabilir bir yer hâline getirmek için hepimizin sorumluluk alması ve bilinçli bir şekilde davranması gerekiyor. Bu, küçük değişikliklerle başlayabilir ve zamanla daha büyük adımlara geçebiliriz.
- ETKİNLİK
Yandaki karikatürü inceleyiniz. Karikatürden hareketle aşağıdaki yönergeyi dikkate alarak defterinize çevre kirliliği hakkında bilgilendirici bir metin yazınız.
Çevre Kirliliği
Çevre kirliliği, insan faaliyetleri sonucu doğal dengenin bozulması ve çevrenin kirleticilerle kaplanmasıdır. Hava, su, toprak ve gürültü kirliliği olmak üzere birçok türü vardır.
Hava kirliliği, fabrikalardan, araçlardan ve diğer kaynaklardan atmosfere salınan zararlı gazlar ve tozlar nedeniyle oluşur. Hava kirliliği solunum yolu hastalıklarına, kalp hastalıklarına ve kansere neden olabilir.
Su kirliliği, evsel ve endüstriyel atıkların su kaynaklarına karışmasıyla oluşur. Su kirliliği, su kaynaklarının kirlenmesine ve canlı yaşamının yok olmasına neden olabilir.
Toprak kirliliği, tarım ilaçları, gübreler ve diğer kimyasalların toprağa karışmasıyla oluşur. Toprak kirliliği, toprak verimliliğinin azalmasına ve gıda güvenliğinin tehlikeye girmesine neden olabilir.
Gürültü kirliliği, araçların, uçakların ve diğer makinelerin çıkardığı yüksek sesler nedeniyle oluşur. Gürültü kirliliği, işitme kaybına, strese ve uyku problemlerine neden olabilir.
Çevre kirliliğinin etkileri:
- İnsan sağlığını tehlikeye atar.
- Doğal dengenin bozulmasına neden olur.
- Biyolojik çeşitliliği azaltır.
- İklim değişikliğine katkıda bulunur.
Çevre kirliliğini önlemek için:
- Fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmek.
- Toplu taşıma, bisiklet ve yürüyüş gibi alternatif ulaşım türlerini kullanmak.
- Enerji tasarrufu yapmak.
- Atıklarımızı geri dönüştürmek.
- Çevre dostu ürünler kullanmak.
Çevre kirliliği, dünya üzerinde yaşayan tüm canlıları tehdit eden ciddi bir sorundur. Çevre kirliliğini önlemek için hepimizin üzerine düşen görevler vardır. Bu görevleri yerine getirerek daha temiz ve sağlıklı bir dünya yaratabiliriz.
Karikatürde, duman üfleyen bir dünya görüyoruz. Bu, insan faaliyetlerinin çevreye ne kadar zarar verdiğini gösteren bir semboldür. Karikatür bize, çevreyi korumak için harekete geçmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Bu etkinliği bireysel olarak cevaplandırmalısınız.
- ETKİNLİK
Arkadaşlarınızla bir grup oluşturup çevre kirliliğini anlatan bir karikatür hazırlayınız. Çalışmanız bittikten sonra karikatürünüzü okul panosunda sergileyiniz.
Bu etkinliği okul ortamında grup arkadaşlarınızla yapmalısınız.