7. Sınıf 1. Dönem 2. Konuşma Sorularının Cevapları
7. Sınıf 1. Dönem 2. Konuşma Sorularının Cevapları
7. SINIF TÜRKÇE KONUŞMA SINAVI SORULARI
1. Kitap okumak için bir kahve dükkânı mı tercih edersiniz yoksa evde huzurlu bir köşede mi? Hangisi
daha keyifli olabilir?
Merhaba Arkadaşlar,
Kitap okumak için kahve dükkânı ve evde huzurlu bir köşe arasında seçim yapmak oldukça zor olabilir. Her iki seçenek de kendi cazibelerine sahip. Şimdi size her iki seçeneği de değerlendireceğim, böylece hangisinin daha keyifli olabileceğine siz de karar verebilirsiniz.
Öncelikle kahve dükkânında kitap okumanın keyifli olabileceğini düşünüyorum. Kahve dükkânları genellikle canlı bir ortama sahiptir. İnsanlar konuşur, kahve kokusu yayılır ve hafif bir arka plan müziği çalar. Bu tür bir ortamda kitap okumak, bazıları için oldukça keyifli olabilir. Ayrıca, kahve dükkânlarında insanlarla etkileşime geçme şansınız da olabilir. Belki de aynı kitabı okuyan biriyle karşılaşabilir ve kitap hakkında keyifli bir sohbet edebilirsiniz.
Diğer yandan, evde huzurlu bir köşede kitap okumanın da kendi avantajları var. Ev, kişisel bir alan olduğu için rahatlık ve huzur bulmak daha kolay olabilir. Gürültüden uzak, sizi rahatsız eden hiçbir şey olmadan, kendi sessizliğinizde kitabınıza odaklanabilirsiniz. Ayrıca, evde istediğiniz gibi rahatlayabilir, ara verip yemek yapabilir veya kendi içeceğinizi hazırlayabilirsiniz.
Sonuç olarak hangi seçeneğin daha keyifli olduğu kişisel tercihlere bağlıdır. Eğer sosyal bir ortamda kitap okumaktan keyif alıyorsanız, kahve dükkânı sizin için ideal olabilir. Eğer sessizlik ve huzur arıyorsanız, evde huzurlu bir köşe daha cazip gelebilir. Önemli olan kitap okumanın keyfini çıkarırken kendinizi en rahat hissettiğiniz ortamı seçmek. Umuyorum ki bu bilgiler size yardımcı olur. Her iki seçeneği de deneyerek kendi tercihinizi belirleyebilirsiniz.
Keyifli okumalar!
2. İlk insanlar mı daha mutluydu, günümüz insanı mı?
Merhaba Arkadaşlar,
Sevgili Arkadaşlarım ve Değerli Öğretmenlerim,
Bugün burada “İlk insanlar mı daha mutluydu, günümüz insanı mı?” konusunu tartışmak üzere toplandık. Bu konu aslında çok derin ve düşündürücü bir konu. İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana, mutluluk kavramı hep var olmuştur. Peki, ilk insanlar mı daha mutluydu, yoksa günümüz insanları mı daha mutlu? Bu konuyu birlikte düşünelim.
İlk İnsanların Mutluluğu
İlk insanlar, avcı-toplayıcı topluluklar halinde yaşarlardı. Onlar için en önemli şeyler yiyecek bulmak, barınak inşa etmek ve tehlikelerden korunmaktı. Belki de o dönemdeki insanlar, doğayla daha iç içe oldukları için daha mutluydular. Gün doğumu ve batımı, yıldızlar, yağmur yağması belki de onları mutlu eden şeylerdi. Ancak o dönemdeki yaşam koşulları da oldukça zordu.
Günümüz İnsanlarının Mutluluğu
Günümüzde ise teknoloji, bilim ve medeniyetin getirdiği imkanlarla birlikte yaşamımız çok daha kolaylaştı. Ancak bu kolaylıkların yanında stres, rekabet ve tüketim koşulları da arttı. Günümüz insanları olarak bizler, birçok şeyin tadını çıkarabiliyoruz. Eğitim, sağlık, seyahat imkanları gibi birçok fırsata sahibiz. Ancak bazen bu kadar çok seçenek arasında mutluluğumuzu kaybetme riski de var.
Sonuç
Konuşmamızın sonunda “İlk insanlar mı daha mutludur, günümüz insanı mı?” sorusuna net bir cevap veremeyeceğimizi fark ediyoruz. Her dönemin kendine özgü mutluluk ve zorlukları var. Belki de asıl önemli olan, hangi dönemde yaşadığımız değil, ne şekilde yaşadığımızdır. Bizler, mutluluğu küçük şeylerde bulmayı öğrenmeli, birbirimize destek olmalı ve doğayı korumalıyız.
Sevgili Arkadaşlarım, Bugün Burada Aldığımız Dersler İle Yarının Daha Güzel Olacağını Biliyoruz.
Teşekkür Ederim.
3. Köy hayatı mı daha iyidir, şehir hayatı mı? Neden?
Merhaba Arkadaşlar,
Köy hayatı mı yoksa şehir hayatı mı daha iyi, tartışılması gereken bir konu. Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere bu konuda bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Benim adım [Adınız], ve sizinle köy hayatı ve şehir hayatı arasındaki farkları ve tercihlerimi paylaşacağım.
Öncelikle köy hayatını düşünelim. Köyler genellikle sakin, sessiz ve doğayla iç içe bir yaşam sunar. Temiz hava, yeşillikler, kuş sesleri… Bunlar köy hayatının güzellikleri arasında sayılabilir. Ayrıca, köylerde genellikle insanlar birbirlerini tanır, samimi ve yardımsever bir ortam vardır. Komşuluk ilişkileri daha sıcak ve yakındır. Bu da insanın kendini daha mutlu ve güvende hissetmesini sağlar.
Diğer yandan, şehir hayatı da kendi cazibelerine sahiptir. Şehirlerde genellikle daha fazla iş imkanı bulunur. Ayrıca, kültürel etkinliklere, restoranlara, sinemalara kolayca ulaşılabilir. Şehirlerdeki altyapı ve hizmetler de genellikle daha gelişmiştir. Öte yandan, şehir hayatı bazen stresli olabilir. Trafik, kalabalık, gürültü gibi faktörler insanları yorabilir ve bunaltabilir.
Peki, ben ne düşünüyorum? Benim için her iki yaşam tarzının da kendine göre güzellikleri var. Ancak, eğer benim tercihimi sorsanız, ben köy hayatını tercih ederim. Neden mi? Çünkü ben doğayla iç içe bir yaşamı, sakinliği ve temiz havayı tercih ederim. Ayrıca, köy hayatının insan ilişkileri ve komşuluk ilişkileri benim için çok değerlidir. Birbirini tanıyan, birbirine yardım eden bir topluluk içinde yaşamak bana huzur verir.
Tabii ki herkesin tercihi farklı olabilir. Kimileri şehir hayatının hızını, hareketliliğini ve sunduğu fırsatları tercih edebilir. Bu tamamen kişisel bir tercih meselesi. Önemli olan, kendi tercihimize saygı duymak ve başkalarının tercihlerini anlamak.
Sonuç olarak köy hayatı mı şehir hayatı mı daha iyi sorusuna net bir cevap vermek pek mümkün değil. Her iki yaşam tarzının da kendine göre avantajları ve dezavantajları var. Önemli olan, hangi yaşam tarzının bize daha uygun olduğunu anlamak ve ona göre bir tercih yapmak.
İşte benim düşüncelerim. Siz ne düşünüyorsunuz? Köy hayatı mı, şehir hayatı mı? Bu konuda sizin tercihiniz ne yönde? Düşüncelerinizi benimle paylaşmanızı isterim. Teşekkürler.
4. Sizce insanların hayatta en çok korktuğu şey nedir? Bu konuda ne düşünüyorsunuz ve neden?
Merhaba Arkadaşlar,
Merhaba sevgili arkadaşlar, bugün sizinle korkularımız üzerine konuşmak istiyorum. Korkular, hayatımızın her alanında karşımıza çıkabilir ve her birimizin farklı korkuları olabilir. Peki, sizce insanların hayatta en çok korktuğu şey nedir?
Benim düşünceme göre, insanların en çok korktuğu şeylerden biri bilinmezlik olabilir. Gelecek hakkında belirsizlikler, bilinmeyen durumlar ve sonuçları hakkında endişelenmek, insanların korkularını tetikleyebilir. Örneğin, sınav sonuçları, iş başvuruları, ya da yeni bir ortama uyum sağlama gibi durumlar belirsizlikler içerebilir ve bu da insanları korkutabilir.
Bununla birlikte insanların başka korkuları da olabilir. Örneğin, karanlık, yalnızlık, başarısızlık, kaybetme korkusu gibi duygular da insanların hayatta en çok korktuğu şeyler arasında yer alabilir. Bu korkuların her birimizde farklı seviyelerde ve farklı şekillerde olabileceğini düşünüyorum.
Korkularımızla başa çıkmak için cesaretli olmalı ve korkularımızla yüzleşmeliyiz. Belki de korkularımızla yüzleşerek, onları aşabilir ve büyüyebiliriz. Önemli olan, korkularımızın bizi yönetmesine izin vermemek ve onlarla nasıl baş edeceğimizi öğrenmektir.
Sonuç olarak korkularımızı anlamak ve onlarla başa çıkmak, hayatımızın doğal bir parçasıdır. Her birimizin korkuları farklı olsa da, birbirimize destek olarak, korkularımızla başa çıkabilir ve daha güçlü olabiliriz. Unutmayın, korkularımızla yüzleşmek, aslında kendi gücümüzü keşfetmemize yardımcı olabilir.
Teşekkür ederim.
5. Teknolojinin gelişmesi mutluluğa katkıda bulunur mu, yoksa zarar verir mi?
Merhaba Arkadaşlar,
Teknolojinin gelişmesinin mutluluğa katkıda bulunup bulunmadığı konusu oldukça önemli ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Her şeyden önce, teknolojinin insanların hayatını kolaylaştırdığı ve birçok alanda önemli gelişmelere yol açtığı bir gerçektir. Ancak bu gelişmelerin yanı sıra teknolojinin bazı zararlı etkileri de olabileceğini göz ardı etmemek gerekir.
Öncelikle teknolojinin mutluluğa katkıda bulunduğunu düşünelim. Gelişen teknoloji sayesinde insanlar birbirleriyle daha kolay iletişim kurabilmekte, bilgiye daha hızlı bir şekilde ulaşabilmekte ve hayatlarını daha verimli bir şekilde yönetebilmektedir. Örneğin, internet sayesinde dünyanın dört bir yanındaki insanlar birbirleriyle kolaylıkla iletişim kurabilmekte, bilgiye anında erişebilmekte ve farklı kültürleri tanıyabilmektedir. Ayrıca, teknolojinin sağlık alanındaki gelişmeleri de insanların yaşam kalitesini artırmaktadır. Tıp alanındaki teknolojik yenilikler sayesinde birçok hastalık tedavi edilebilmekte ve insan ömrü uzamaktadır.
Ancak teknolojinin zararlı etkileri de göz ardı edilmemelidir. Özellikle teknolojinin aşırı kullanımı bağımlılığa ve sosyal ilişkilerin zayıflamasına neden olabilmektedir. Örneğin, akıllı telefonların sürekli olarak kullanılması, insanların gerçek dünyadan kopmalarına ve sanal dünyaya daha fazla zaman ayırmalarına sebep olabilmektedir. Ayrıca teknolojinin çevreye olan olumsuz etkileri de göz ardı edilemez. Elektronik atıkların artması ve enerji tüketiminin yükselmesi çevre üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır.
Sonuç olarak teknolojinin gelişmesinin mutluluğa katkıda bulunup bulunmadığı konusu karmaşık bir konudur. Önemli olan, teknolojinin sağladığı imkanları doğru ve dengeli bir şekilde kullanarak, zararlı etkilerini en aza indirmektir. Teknolojinin getirdiği kolaylıklardan faydalanırken, sosyal ilişkilerimize, çevreye ve ruh sağlığımıza da dikkat etmemiz gerekmektedir. Bu bilinçle hareket ettiğimiz sürece, teknolojinin mutluluğa katkıda bulunabileceğine inanıyorum.
Teşekkürler.
6. Eğitimsiz olmak mı yoksa eğitimli olmak mı daha iyidir?
Merhaba Arkadaşlar,
Eğitimli olmak her zaman daha iyidir. Merhaba arkadaşlar, bugün sizinle eğitim konusunda önemli bir konuyu tartışacağız: Eğitimsiz olmak mı yoksa eğitimli olmak mı daha iyidir? Benim düşünceme göre, eğitimli olmak daha iyi ve daha faydalıdır. Şimdi size nedenlerimi anlatmak istiyorum.
İlk olarak eğitimli olmak insanın hayatında birçok fırsatın kapısını açar. Eğitimli bireyler, daha iyi iş fırsatlarına sahip olabilirler, daha iyi kariyer imkanlarına ulaşabilirler. Eğitimli insanlar, toplumda daha etkili ve değerli olabilirler. Bu nedenle, eğitimli olmak, bireyin kendine ve topluma katkısını artırır.
İkinci olarak eğitimli olmak kişinin kendine güvenini artırır. Eğitimli bireyler, bilgi ve becerileri sayesinde kendilerine olan güvenlerini geliştirirler. Bu da onların hayatta daha başarılı olmalarını sağlar. Ayrıca, eğitimli olmak, kişinin kendini ifade etmesini, düşüncelerini etkili bir şekilde paylaşmasını sağlar.
Üçüncü olarak eğitimli olmak insanın dünya hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını sağlar. Eğitimli bireyler, çeşitli konularda bilgi sahibi oldukları için daha geniş bir bakış açısına sahiptirler. Bu da onların farklı kültürleri anlama, yeni fikirler geliştirme ve problem çözme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Sonuç olarak eğitimli olmak hayatımızın her alanında bize fayda sağlar. Eğitimli olmak, bireyin kişisel gelişimine, topluma katkısına ve hayatta başarılı olmasına yardımcı olur. Bu nedenle, eğitimli olmak her zaman daha iyidir.
Eğitimli olmanın önemini vurgulamak istiyorum ve umarım bu konuşma, eğitimin değerini anlamanıza yardımcı olmuştur.
Teşekkür ederim.
7. Sıcak bir yaz akşamında sinemaya gitmek mi daha keyifli yoksa evde film izleyerek rahatlamak mı?
Hangisi daha rahatlatıcıdır?
Merhaba Arkadaşlar,
Sıcak bir yaz akşamında yapılacak en keyifli şeylerden biri sinemaya gitmek olabilir. Ama bir de evde film izleyerek rahatlamak var, değil mi? Hangisi daha rahatlatıcı dersiniz? Bu konuda biraz düşünelim.
Öncelikle sinemaya gitmek güzel bir deneyim olabilir. Arkadaşlarınızla buluşup birlikte film izlemek, büyük ekranın ve etkileyici ses sisteminin keyfini çıkarmak harika olabilir. Ayrıca sinema salonundaki koltuklar da oldukça rahat olabilir. Ancak, film başlamadan önce uzun kuyruklarda beklemek ve bazen kalabalık ortamlarda olmak da insanı yorabilir, değil mi?
Diğer yandan evde film izlemek de oldukça keyifli olabilir. Rahat koltuğunuzda veya kanepeye uzanıp istediğiniz filmi seçebilirsiniz. Ayrıca atıştırmalıklarınızı kendi seçtiğiniz şekilde hazırlayabilir ve film keyfinize keyif katabilirsiniz. Evde film izlerken istediğiniz zaman mola verebilir, tuvalete gidebilir veya atıştırmalık alabilirsiniz. Bu da rahatlamanız için oldukça avantajlı olabilir.
Sonuç olarak her ikisi de kendi avantajlarına sahip. Sinemaya gitmek sosyal bir deneyim olabilirken, evde film izlemek daha rahat ve kişisel bir seçenek olabilir. Hangisinin sizin için daha rahatlatıcı olduğuna karar vermek ise tamamen size kalmış! Her ikisi de keyifli bir yaz akşamı için güzel seçenekler olabilir. Herkes kendi tercihine göre birini seçebilir ve keyifli vakit geçirebilir.
İyi seyirler!
8. Güzel olmak mı, yoksa akıllı olmak mı daha iyidir?
Merhaba Arkadaşlar,
Bu konu, gençler arasında sıkça tartışılan ve üzerinde düşünülen bir konudur. Her iki tarafın da kendine göre savunabileceği argümanlar bulunmaktadır. Şimdi, beraber bu konuyu ele alalım.
Öncelikle güzel olmanın getirdiği avantajlardan bahsedebiliriz. Güzel bir görünüme sahip olmak, insan ilişkilerinde daha kolay iletişim kurmayı sağlayabilir. İnsanlar genellikle dış görünüşe önem verirler ve bu durum, güzel olan kişilerin sosyal çevrelerinde daha fazla dikkat çekmelerine sebep olabilir. Ayrıca, güzel olmak, kişinin kendine olan güvenini artırabilir ve olumlu bir özsaygı geliştirmesine yardımcı olabilir.
Ancak güzellik kadar akıllı olmanın da önemli bir yeri vardır. Akıllı olmak, kişinin hayatta daha başarılı olmasını sağlayabilir. Zekâ, insanın karşılaştığı problemleri çözme yeteneği olduğu için, akıllı insanlar genellikle daha başarılı kariyerler yaparlar. Ayrıca, akıllı olmak, kişinin kendini geliştirmesine ve çevresine katkıda bulunmasına olanak tanır.
Güzel olmak ve akıllı olmak arasında bir seçim yapmak zorunda olmadığımızı da unutmamak gerekir. Her iki özellik de birbiriyle uyumlu bir şekilde bir arada olabilir. Önemli olan, insanın iç dünyasını ve kişiliğini geliştirmesidir. Empati, yardımseverlik, saygı ve sevgi gibi değerler, asıl önemli olan şeylerdir.
Sonuç olarak güzel olmak ve akıllı olmak arasında bir tercih yapmak zorunda değiliz. Her iki özellik de kişinin kendini ifade etmesine, ilişkilerini geliştirmesine ve başarılı olmasına katkıda bulunabilir. Asıl önemli olan, iç güzellik ve zekânın yanı sıra, karakterimizi de geliştirerek, hayatımızı daha anlamlı kılmaktır.
Bu konuşmamızda, güzel olmak ve akıllı olmak arasında bir seçim yapmamız gerektiğine dair yanlış bir algının olduğunu vurgulamak istedik. Her birimiz, kendimizi geliştirerek, hem içsel hem de dışsal olarak daha iyi birer birey olabiliriz. Umarım bu konuşma, sizi düşünmeye ve tartışmaya teşvik etmiştir. Teşekkür ederim.
9. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin yolları nelerdir?
Merhaba Arkadaşlar,
Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin yolları hakkında konuşmak harika bir fikir! Her ne kadar dünya büyük bir yer olsa da, küçük adımlarla bile büyük değişiklikler yapabiliriz. Özellikle gençler olarak, sizin katkılarınız geleceğimizi şekillendirebilir. Şimdi, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için yapabileceğimiz bazı yolları birlikte inceleyelim.
1. Eğitim ve Farkındalık
Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin ilk adımı, eğitim ve farkındalıktan geçer. Kendimizi ve çevremizdeki insanları çevre konusunda bilinçlendirmek, sürdürülebilirlik ve doğa konusunda eğitmek çok önemlidir. Bu konuda kitaplar okuyabilir, belgeseller izleyebilir ve çevre konusunda farkındalık yaratacak etkinliklere katılabiliriz.
2. Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi
Geri dönüşüm yapmak ve atıkları doğru bir şekilde yönetmek, doğanın korunması için kritik öneme sahiptir. Evlerimizde geri dönüşüm kutuları kullanarak atıkları ayrıştırabilir, kağıt, plastik ve metal gibi malzemeleri tekrar kullanıma kazandırabiliriz. Ayrıca, bilinçli alışveriş yaparak daha az atık üretmeye de özen gösterebiliriz.
3. Toplumsal Sorumluluk
Toplumsal sorumluluk, toplumumuzun daha iyi bir yer haline gelmesi için elzemdir. Gönüllü çalışmalar, yardımlaşma ve dayanışma, toplumsal sorumluluk projelerine katılım gibi faaliyetlerle çevremize ve insanlara yardımcı olabiliriz. Herkesin birbirine destek olduğu bir dünya, daha yaşanabilir bir dünya demektir.
4. Doğa Koruma ve Bitki Dikme
Doğanın korunması için her birimizin sorumlulukları bulunmaktadır. Bitki dikme etkinlikleri düzenleyerek doğayı yeniden yeşillendirebilir, ağaç kesimine karşı çıkabiliriz. Ayrıca, su kaynaklarının korunması, hayvanların yaşam alanlarının korunması gibi konulara da dikkat etmeliyiz.
5. Teknoloji ve İnovasyon
Teknolojiyi doğanın ve insanlığın yararına kullanmak, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin önemli bir yolu olabilir. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmek, temiz teknolojilere yatırım yapmak, çevreye duyarlı ürünler geliştirmek gibi alanlarda çalışmalar yaparak pozitif bir etki yaratabiliriz.
Gençler, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için elimizden gelen çok şey var. Sizlerin enerjisi, fikirleri ve özverisi, geleceği şekillendirecek en önemli unsurlardan biridir. Unutmayın, küçük adımlar büyük değişiklikler yapabilir. Hep birlikte, daha yaşanabilir bir dünya için harekete geçebiliriz. Teşekkür ederim.
10. Doğada sessiz bir kaçamak mı sizi daha dinlendirir yoksa şehirde kültür turu yapmak mı? Hangisi
daha enerji verir?
Merhaba Arkadaşlar,
Doğada sessiz bir kaçamak yapmak mı yoksa şehirde kültür turu yapmak mı? Hangisi daha enerji verir? Bu gerçekten herkesin kendi tercihine bağlı bir konu. Her ikisi de farklı deneyimler sunar ve kişisel zevklere göre değişebilir.
Öncelikle doğada sessiz bir kaçamak yapmak, ruhunuzu dinlendirmek ve stresten uzaklaşmanızı sağlayabilir. Doğanın güzellikleri, temiz havası ve huzur veren sessizliği insanı zinde ve enerjik hissettirebilir. Orman yürüyüşleri, dağ tırmanışları veya kamp yapmak, doğayla iç içe olmanın keyifli yolları olabilir. Ağaçların arasında yürüyüş yapmak, kuş sesleri dinlemek ve temiz hava solumak, insanın ruhunu besleyebilir.
Diğer yandan şehirde kültür turu yapmak da ayrı bir keyif verir. Tarihi yerleri ziyaret etmek, müzeleri gezmek, sokak lezzetlerini denemek ve şehrin canlı atmosferini hissetmek oldukça enerji verici olabilir. Sanat galerilerini gezmek, yerel halkla sohbet etmek ve farklı kültürleri keşfetmek, insanın bakış açısını genişletir ve yeni deneyimler kazandırır.
Her iki seçenek de farklı şekillerde enerji verir. Sessiz bir kaçamak, iç huzurunu bulmanıza yardımcı olurken, şehirde kültür turu yapmak, yeni şeyler öğrenmenizi ve keşfetmenizi sağlar. Bu nedenle, her iki deneyimi de zaman zaman yaşamak, hayata farklı perspektiflerden bakmanıza ve denge sağlamanıza yardımcı olabilir.
Sonuç olarak hangisinin daha enerji verici olduğu tamamen kişisel tercihlere bağlıdır. Kimi zaman sessiz bir kaçamak yaparak dinlenmek isteriz, kimi zaman da şehrin hareketli atmosferinde kültür turu yapmanın heyecanını yaşamak isteriz. Önemli olan, her iki deneyimi de zaman zaman yaşayarak hayatımıza denge ve çeşitlilik katmaktır. Umarım herkes kendi tercihine uygun deneyimleri bulur ve hayatın keyfini çıkarır.
Teşekkürler.