Renk Çemberi Metni Cevapları Sayfa 12-13-14-15-16-17-18-19

Renk Çemberi Metni Cevapları Sayfa 12-13-14-15-16-17-18-19

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

  1. En sevdiğiniz renk hangisidir? Niçin?

En sevdiğim renk mavidir. Mavi, sakinlik, huzur ve güven duygularını çağrıştırır. Mavi gökyüzü ve mavi deniz gibi doğal güzellikleri temsil eder. Mavinin ayrıca konsantrasyonu ve odaklanmayı artırmaya yardımcı olduğu söylenir. Bu nedenle, genellikle çalışma ortamlarında ve okullarda kullanılır.

  1. Sizce renkler duyguları etkiler mi? Düşüncelerinizi paylaşınız.

Evet, renklerin duyguları etkilediğine inanıyorum. Renkler, fizyolojik ve psikolojik olarak insan üzerinde bir etkiye sahiptir. Örneğin, kırmızı renk, kalp atış hızını ve kan basıncını artırarak heyecan ve uyanıklık duygularını tetikleyebilir. Mavi renk ise tam tersine, kalp atış hızını ve kan basıncını düşürerek sakinlik ve rahatlama duygularını tetikleyebilir. Renkler, insanların duygularını ve davranışlarını etkileyebilecek güçlü bir araçtır. Bu nedenle, renklerin bilinçli bir şekilde kullanılması, insanların ruh hallerini ve deneyimlerini iyileştirmeye yardımcı olabilir.

 

RENK ÇEMBERİ

— Ben canlılığı, ataklığı, tutkuyu, kararlılığı, cesareti simgelerim, dedi

Kırmızı. Bulunduğum yerde egemenlik kurarım. Çekici bir rengim.

Neyin üzerinde olursam insanların ilgisini ona çekerim.

(…)

Mor:

— Bulunduğun yerde egemenlik kurduğun için uzun süre bakıldığında insanların sinirlerini gerersin.

Seninle boyanmış odaların insanları rahatsız ettiğini biliyorsun. Şiddeti de sen temsil ediyorsun, unuttun mu?

— Bu özelliğimle gündeme gelmeyi hiç ama hiç istemem.

— İstemesen de gerçek bu.

— Aynı zamanda güllerin, çiçeklerin rengiyim ben. Ondan neden söz etmiyorsunuz?

— Söz edelim ancak tansiyonu yükselttiğin de biliniyor. Buna ne demeli? Uzmanlar, hastane bahçelerinde toplu olarak kırmızı çiçeklerin yetiştirilmesini önermiyor.

(…)

— Sıra sende dedi Başkan, Turuncu’ya.

— Sıcaklık, kıvanç, verimlilik ve sağlıkla ilişkilendirilirim hep. Çekim konusunda Kırmızı’dan pek geri kalmam.

— Boynuz kulağı geçermiş, diye fısıldadı Lacivert, Mor’un kulağına.

— Saygısızlık ediyorsun, diye karşı çıktı Kırmızı. Ben olmasaydım, sen de olmazdın. Unutma, sen ara bir renksin. Benimle Sarı’nın karışımından oluştun.

— Neşeyi de temsil ederim. Bu özellik ikinizde de yok. Sizin karışımınız olabilirim ancak yeni bir rengim ben. Sen de bunu unutma.

— Tamam, dedi Başkan. Sıra Sarı’da.

— Ben, dedi Sarı. Öncelikle, gün ışığının ve altının rengiyim. Başka bir şey söylememe gerek var mı bilmem? Ben de dikkat çekiciyim.

— İnsanlara iyimserlik, umut aşılarım ben.

— Biraz soluklaştığında da tam tersini yaparsın ama. Hani hastalık filan…

— Sanırım sıra bende Sayın Başkan, dedi Yeşil.

— Evet, sıra sende. Sen de tanıt kendini kısaca.

— Biliyorsunuz, ben doğanın ve canlılığın rengiyim. Güven duygusu aşılarım. Bankalar bunun için beni çok kullanırlar.

Başkan:

— Söz, sende Sevgili Mavi, dedi.

— Teşekkür ederim. Ben uçsuz bucaksız gökyüzünün, Dünya’nın üçte ikisini kaplayan denizlerin, kısaca Dünya’nın rengiyim. Sınırsızlığı, derinliği, uzak görüşlülüğü simgelerim.

— Biz burada olmasak seni dinleyenler, dünyada senden başka rengin olmadığını düşünecek.

— Benden başka renkler de var ama uzaydan bakanlar beni görüyor.

— İştah kapatıcı bir renk olduğunu bilmeyen yok.

— Benim yeme içmeyle bir ilgim yok. Güvenin, bağlılığın, doğruluğun, düzenin rengi olduğumu sizler de kabul edersiniz sanırım.

— Biz onu kabul ederiz, sen de soğuk bir renk olduğunu kabul et.

— Soğuk bir rengim ama ana renklerden biriyim ben. Ben, Kırmızı ve Sarı’dan başka ana renk  var mı?

(…)

Sevgili Mor, sen de kendinden söz edeceksin sanırım.

— Ben kısa konuşacağım. Soyluluğun, görkemin rengi olduğumu herkes bilir.

— Senin yapay bir renk olduğun söyleniyor.

— Doğada fazla bulunmadığım için öyle söyleniyor. Kimse anımsatmadan ben söylemek isterim, ben de bir ara rengim. Maviyle kırmızının karışımıyım. Övünmek gibi olmasın, büyülü bir renk olduğumu söylerler.

— Biz konuşmayacak mıyız Sayın Başkan, dedi Pembe.

— Buyurun Sevgili Pembe.

— Uyumun, sevincin, sevginin, çocukların rengiyim. Yatıştırıcı bir rengim aynı zamanda.

(…)

Siyah:

— Sıra bana geldi sanırım, dedi.

— Gücün, ciddiyetin yanında Batı toplumlarında üzüntüyü, yası temsil ederim.

— Sevgili Siyah, Batı toplumlarında üzüntüyü, yası temsil ettiğini söyledin. Doğu’da durum farklı mı? Beni bilgilendirirsen sevinirim, diye söze karıştı Turuncu.

— Doğu toplumlarında yasın rengi beyazdır.

— Beni bilgilendirdin, sağ ol. Karanlık güçleri, suçu, kötülüğü de çağrıştırıyorsun ama… Buna ne diyeceksin?

— O da doğru ama pek çok kişinin giysi rengiyim. Güzel durmuyor muyum giyenin üzerinde? Önemli olan benim becerim, yeteneklerim.

(…)

Beyaz:

— Süremiz daralıyor Sayın Başkan, benim gibi bir rengin sona bırakılmasına şiddetle karşı çıkıyorum, diyerek söz aldı.

Kırmızı:

— Benim gibi bir renk demekle kendini üstün gördüğün anlaşılıyor. Ama şunu unutma, sen renk bile sayılmazsın. Gün ışığında saklı renkleri tümüyle yansıtan cisimlerin beyaz göründüğünü bilmeyen yoktur.

Gün ışığındaki renkleri yutan, yansıtmayan cisimler de siyah görünür. Özetle söylemek gerekirse siz renk sayılmazsınız. Sayın Başkan, etkinliğimizin değerlendirme bölümüne geçmeyi öneriyorum.

— Beyaz konuşmasın mı, dedi Başkan.

— Bence konuşmasına gerek yok.

— Bu doğru olmaz. Adaleti sağlamak açısından ona da kendini tanıtma olanağı vermemiz gerekir. Söz sende, diyerek Beyaz’a baktı Başkan.

— Sağ olun. Öncelikle ben, tüm renklerin bütünü olduğumu anımsatmak isterim, özellikle beni renk olarak saymayanlara… Ben temizliğin, saflığın, dürüstlüğün simgesiyim. Bazılarının benden rahatsız olmalarının nedenini anlamak güç değil, dedi Kırmızı’ya bakarak. Kanı simgeleyenler beni sevmez, beni susturmak, yok etmek isterler.

— Sataşma var, Sayın Başkan, diye bağırdı Kırmızı. Başkan:

— Sevgili Beyaz, lütfen kendini tanıt.

— Beni bağışlayın Sayın Başkan, hata ettiğimi kabul ediyorum ama o da benim kişiliğime saldırdı.

— Ben bilimsel gerçeği söyledim. Gerçeğe karşı çıkmakla durumu değiştiremezsin, diye yanıtladı

Kırmızı.

Siyah’ın yerinden kalkıp Kırmızı’ya doğru yürüdüğünü gören Başkan seslendi:

— Sevgili Siyah, neden kalktın? Lütfen yerine otur.

 

— Birine gerçeği gösterecektim, dedi Siyah gözdağı verircesine.

— Öyle karanlık bakışınla beni korkutamazsın, diyerek yerinden fırladı Kırmızı.

Yeşil, araya girdi:

— Durun, yapmayın! diye bağırdı. Çok merak ediyorum. Neden ve neyin kavgasını yapıyoruz sevgili arkadaşlar! Biz bugün neden toplandık?

Mavi karşılık verdi:

— Yılın rengini seçmek için. Bunu her yıl yaparız, değil mi? Her yıl sonunda toplanıp dünyada yaşanan olaylara, durumlara hangi rengin uyduğunu belirleriz.

Bazı yıllar, özlemler ya da dilekler belirler yılın rengini. Her renk kendinden söz eder, insanlardan oluşan seçici kurul da dinler. Dinler ve sonunda, simgesel olarak birimizi “yılın rengi” seçer. Biz rengiz ama kendi kendimize yılın rengi olamayız. Yılın rengi insanların davranışlarına göre değişir. Dolayısıyla belirleyici olan insanlar.

(…)

— Kendimizi tanıtacaktık oysa tartışma yaptık, diyerek konuşmasını sürdürmek istedi Yeşil.

— Tartışmak demokratik bir davranıştır, diye laf atanlar oldu.

— Kurallara uyulursa elbette demokratik bir davranıştır.

Ana renkler, ara renkler, soğuk renkler, sıcak renkler, komşu renkler, karşıt renkler… Bu yıla değin bunlardan söz edilmezdi. Renk olmamız yeterliydi.

Aramızda yalnızca bir yarış vardı. Herkes daha iyi olup kendini seçtirmek için çabalardı.

— Doğru söylüyorsun, dedi Mavi. (…)

— Soğuk renkler, sıcak renkler diye ayrıldık. Hangimizin daha üstün olduğunu söyleyebilecek olanınız var mı?

Birbirimize inanmalı ve güvenmeliyiz, dedi Mavi. Bakın, bu yuvarlak masanın çevresinde ne denli güzel bir görüntü oluşturduk.

Bir renk çemberinin ayrılmaz parçasıyız hepimiz. Her birimiz kendinden bir şey katıyor bu güzelliğe. Birimiz eksilirsek ötekilerin güzelliği de kalmaz. Bunu iyi bilelim. Lütfen birbirimizi yok etmeye değil, sayımızı çoğaltmaya çalışalım.

Sarı:

— Sana katılıyorum, sayımızı çoğaltarak insanlara örnek olalım. Renklerin azaldığı bir dünyanın güzelliği kalmayacağı konusunda onları uyaralım. Onlar da bir renk çemberi oluşturduklarının farkına varsın. Karşıt da olsa bütün renklerin bir çember oluşturduğu gerçeğini anlasın.

Zekeriya KAYA

(Kısaltılmıştır.)

ZEKERİYA KAYA HAYATI VE EDEBİ KİŞİLİĞİ

Zekeriya Kaya, 1950’de Tosya’da doğdu. Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdikten sonra Halk Edebiyatı dalında yüksek lisans yaptı. Değişik liselerde öğretmen, yönetici; Gaziosmanpaşa ve Cumhuriyet Üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Halen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim görevlisidir.

İlk kitabı 1985’te yayımlandı. 1986’da TBMM’nin, 1992’de Millî Eğitim Bakanlığı’nın, 1998’de İzmir Aliağa Belediyesi’nin, 2002’de Bu Yayınevi’nin açtığı yarışmalarda çocuk oyunu ve çocuk romanı dallarında ödüller aldı. Değişik dergilerde öyküleri yayımlandı. Ulusal ve uluslararası sempozyumlarda bildiriler sundu.

Yapıtları:

Sırtımdaki Semer (gülmece öyküleri),

Bir Nisan Sabahı (çocuk öyküleri),

Yonca Sevmeyen Kralla Bilge Tavşan (çocuk oyunu, Devlet Tiyatrolarında sergilendi.),

Kandırmaca Yandırmaca (çocuk oyunu),

Kır Çiçeği (çocuk romanı),

Sevgi Çiçekleri (çocuklar için şiirler),

Sınıf Mınıf (güldürü),

Koydan Çıkarken (çocuk romanı),

Eyvah Yine Tatil (çocuk romanı),

Yıldızları Çoğaltmak (gençlik oyunu),

At Gözlüğü (çocuk oyunu),

Egemenlik Davulu (çocuk oyunu).

pigda01

2.ETKİNLİK

Aşağıdaki soruları metinden hareketle yanıtlayınız.

  1. Renkler niçin bir araya gelmiştir? Açıklayınız.

Renkler, yılın rengini seçmek için bir araya gelmiştir.

  1. Hangi renk kendini diğerlerinden üstün görmektedir? Niçin?

Mavi renk kendini diğer renklerden üstün görmektedir. Bunun nedeni, mavi rengin genellikle sakinlik, huzur ve güven gibi olumlu duygularla ilişkilendirilmesidir. Mavi renk, bu olumlu duyguları temsil ettiği için, kendisini diğer renklerden daha önemli görmektedir.

  1. Hangi renkler, insanlara neşe verdiğini söylemektedir? Bu renklerin söylemine katılıyor musunuz?

Sarı ve turuncu renkler, insanlara neşe verdiğini söylemektedir. Bu renkler, genellikle mutluluk, enerji ve hareketlilik gibi olumlu duygularla ilişkilendirilmektedir. Sarı ve turuncu renklerin söylemine katılmakla birlikte, her rengin farklı bir duyguyu temsil edebildiğini de düşünüyorum. Örneğin, mavi renk de insanlara huzur ve sakinlik verebilir.

  1. Yeşil renk güveni temsil ettiğini hangi örnekle ifade eder?

Yeşil renk, güveni temsil ettiğini, “Yeşil doğanın rengidir. Doğa ise bize güven verir” diyerek ifade eder. Yeşil renk, doğanın huzurlu ve güven verici ortamıyla özdeşleştirilmektedir. Bu nedenle, yeşil renk de güveni temsil eden bir renk olarak kabul edilebilir.

  1. Siz metindeki hangi rengin yerinde olmak isterdiniz? Niçin?

Ben metindeki mavi rengin yerinde olmak isterdim. Bunun nedeni, mavi rengin genellikle sakinlik, huzur ve güven gibi olumlu duygularla ilişkilendirilmesidir. Mavi renk, bu olumlu duyguları temsil ettiği için, huzurlu ve güven dolu bir hayat yaşamak isterim.

  1. Sizce bu yılın rengi hangisi olmalıdır? Niçin?

Bence bu yılın rengi mor olmalıdır. Bunun nedeni, mor rengin genellikle asalet, gizem ve yaratıcılık gibi olumlu duygularla ilişkilendirilmesidir. Mor renk, bu olumlu duyguları temsil ettiği için, yeniliğe ve değişime açık bir yıl olmasını dilerim.

kc7zpnn

tn61uqk

 

5nzetdc

6.ETKİNLİK

Metinde verilmeyen renklerden birini seçiniz. Seçtiğiniz rengin sizde hangi duyguları çağrıştırdığını anlatan bir konuşma yapınız.

Seçtiğim renk pembedir. Pembe, genellikle sevgi, şefkat, romantizm ve huzur gibi duygularla ilişkilendirilen bir renktir. Ben de pembe rengini görünce bu duyguları hissediyorum.

Pembe, bana sevgi ve şefkati hatırlatır. Pembe çiçekler, sevginin ve romantizmin simgesidir. Pembe bir ev, huzur ve mutluluk verir. Pembe bir kıyafet, giyen kişiye kendini özel hissettirir.

Pembe, bana huzuru hatırlatır. Pembe, sakinleştirici bir renktir. Pembe bir oda, rahat ve dinlendiricidir. Pembe bir gökyüzü, huzurlu bir günün habercisidir.

Pembe, bana umudu hatırlatır. Pembe, yeni başlangıçların ve umutların rengidir. Pembe bir bebek arabası, yeni bir hayatın başlangıcıdır. Pembe bir balon, umut dolu bir geleceği simgeler.

Pembe, bana mutluluğu hatırlatır. Pembe, eğlencenin ve neşenin rengidir. Pembe bir şeker, mutluluk verir. Pembe bir balon, havaya uçtuğunda mutluluğu temsil eder.

Sonuç olarak pembe renk bana sevgi, şefkat, huzur, umut ve mutluluk gibi duyguları hatırlatır. Bu nedenle, pembeyi çok seviyorum.

7.ETKİNLİK

a) Aşağıdaki haber metnini okuyunuz. Görselleri yorumlayınız.

Haberde sözü edilen renk festivalinden görseller paylaşılmış. Metnin içeriğine uygun bir görseldir.

b) Haberin görselleri seçilirken nelere dikkat edilmiştir? Açıklayınız.

Haberin içeriğiyle yani haberde ne anlatıldığıyla ilgili görseller seçilmiş. İnsanların habere olan ilgilerini arttırmak için de rengarenk eşyalardan faydalanılmıştır.

Renklerin Festivaline Geri Sayım: Holi / Hindistan

Bahar gelir de kutlanmaz mı? Hintliler bu soruya “Tabii ki kutlanır.” Cevabını vermiş olacaklar ki baharın gelişini

“Holi Festivali”, diğer adıyla “Renklerin

Festivali”yle kutluyorlar. Festival, adına yaraşır bir şekilde gerçekleşiyor. Hint halkı rengârenk toprak boyaları, önce yüzlerine sürüyor daha sonra ise birbirlerinin vücutlarına atıyorlar. İnsanların üzerine dökülen, etrafa saçılan boyalar, baharın gelişiyle başlayan çok renkliliği ve yeniden doğuşu simgeliyor. Festival bu yıl 13 Mart tarihinde başlayacak.

Festivalin ikinci yani son günü, renklerin günüdür. Günler önceden marketler ve sokaklar, farklı renk boyalarla dolmaya başlar. Bugünlerde kırmızı, sarı, mor, yeşil, mavi gibi birçok rengi sokaklarda görmeniz mümkündür. Bu, hem insanlara enerji verir hem de onları günler öncesinden festivale hazırlar. Festival dönemi, toprak boyaları marketlerde bulmanız mümkündür ancak bazıları renkleri tesu ve palash (tesu ve palaş) adı verilen bitkilerden kendileri yaparlar.

2kt31v3 mjt1opc

(Basından)

Okuduğunuz metinde renkler konuşturulmuştur. Siz de aşağıda verilen varlık kadrosundan

En az ikisini seçiniz. Aşağıdaki duygulardan birini anlatan fablınızı yazınız.

Varlık Kadrosu

Tilki, Karga, Kuzu, Kedi, Çınar Ağacı, Gül, Kurt

Duygular

Kıskançlık, Korku, Sevgi, Beğenme, Yalnızlık

Karga ve Gül

Bir varmış, bir yokmuş, ormanın derinliklerinde bir karga yaşarmış. Karga, ormanın en güzel kuşuydu. Parlak tüyleri, siyah ve beyazın uyumlu bir birleşimiydi. Karga, şarkı söylemeyi çok severdi. Sesi, ormanın her yerinde yankılanırdı.

Bir gün, karga ormanda dolaşırken bir gül ağacı görmüş. Gül ağacı, çiçekleri ile ormanın en güzel ağacıydı. Karga, gül ağacının çiçeklerine bakarak hayran kalmış.

“Ah,” demiş karga. “Keşke ben de bu kadar güzel olsaydım.”

Karga, gül ağacının çiçeklerine olan hayranlığını saklayamamış. Gül ağacı, karganın hayranlığını görünce gülümsemiş.

“Güzellik göreceli bir kavramdır,” demiş gül ağacı. “Herkesin güzelliği kendine göredir.”

Karga, gül ağacının sözlerini duyunca biraz utanmış. Gül ağacının haklı olduğunu düşünmüş.

“Sen zaten çok güzelsin,” demiş gül ağacı. “Tüylerin, şarkın ve kişiliğin ile ormanın en güzel kuşusun.”

Karga, gül ağacının sözlerini duyunca mutlu olmuş. Gül ağacının söyledikleri, karganın içindeki kıskançlık duygusunu yok etmiş. Karga, gül ağacına teşekkür etmiş ve ormanın yoluna devam etmiş.

Karganın kıskançlık duygusunun yok olması, onu daha mutlu bir kuş yapmış. Artık kendi güzelliğini kabul ediyor ve başkalarını kıskanmıyordu.

Renk Çemberi Metni Cevapları Sayfa 12-13-14-15-16-17-18-19

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Scott AjansScott Ajans tarafından ❤️ ile tasarlanmıştır