Padişaha Su Hediye Eden Adam Metni Cevapları Sayfa 117-118-119-120-121-122

Hazırlık Çalışmaları

1. İnsanlara yardım ettiğinizde hissettiklerinizi açıklayınız.

İnsanlara yardım etmek süper havalı bir duygu! Sanki bir süper kahraman gibi oluyorsun ve birinin problemini çözüyorsun. İçimde bir mutluluk ve gurur dalgası geçiyor. Hem yardım ettiğim kişi hem de ben mutlu oluyoruz, bu da çok güzel bir şey.

2. Hangi konularda cömert davranırsınız?

Ben elimde olan her şeyi paylaşmayı severim. Arkadaşlarım ödevlerinde takılırsa onlara yardım ederim. Birlikte oyun oynarken de kurallara uymaya ve adil davranmaya çalışırım. Bir şey yiyorsam yanımdakine ikram ederim. Birinin üzgün olduğunu görürsem onu neşelendirmek için elimden geleni yaparım.

PADİŞAHA SU HEDİYE EDEN ADAM

Bir zamanlar Bağdat’ta çok cömert bir halife vardı. Cömertliği dillere destan olmuştu.

Kendisinden yardım isteyenleri güler yüzle karşılar, istediklerini onlara fazlasıyla verirdi. Bu halifenin şehrinden çok uzak bir çölde yoksul bir adam yaşardı. Adamın karısı her akşam kocasına dert yanar, yoksulluklarından yakınırdı. Derdi ki:

— Herkes bolluk içinde yaşıyor. Biz ise ekmeği zor buluyoruz.

Kocası da ona hep sabretmesini söyleyip,

— Zaten ömrümüzün yarısı geçmiş, hâlimize şükredelim. O kadar da kötü durumda değiliz, derdi.

Adamın bu sözleri karısının kulağına girmez, şöyle karşılık verirdi:

— Bunlar boş laf. Hem yoksulsun hem de kendini beğenmiş. Kendini beğenmişlik kötü bir şey. (…)

Sonunda kadının sözleri etkili oldu ve adam yoksulluklarına son vermek için bir şeyler yapmayı kabul etti. Ama ne yapacağını bilmiyordu. Karısına,

— Madem öyle, bu konuda ne yapmamı önerirsin, diye danıştı.

Karısı, cömert halifenin ününü duymuştu.

— Halifeye git, dedi, o seni boş çevirmez.

Adam:

— İyi ama, dedi, büyüklerin huzuruna eli boş gidilmez. Ona ne götürebilirim ki?

Kadının aklına iyi bir fikir gelmişti:

— Ona bir testi su götür. Bizim bu çölde sudan daha değerli bir varlığımız yok. Eminim halife de böyle güzel bir su görmemiştir.

Zavallı kadın, halifenin yaşadığı Bağdat şehrinde Dicle Nehri’nin aktığını bilmiyor, çöldeki gibi orada da su sıkıntısı olduğunu sanıyordu.

Kocası, bu fikri çok beğendi ve hemen bir testi alıp çölün en iyi kuyusundan su doldurdu ve ağzını sıkıca kapadı. Yolda başına bir şey gelmesin diye de testiyi iyice sarıp sarmaladı. Adam yola koyuldu. Karısı onu dualarla uğurladı ve kocasına testiyi hırsızlara kaptırmaması için dikkatli olmasını söyledi. Adam yolda dikkatle ilerliyor, kadın da testinin başına bir şey gelmemesi için dualar ediyordu.

Sonunda adam Bağdat’a ulaştı. Resmî giyimli birilerini görünce onlara halifenin sarayını sordu. Adamın yoksulluğu her hâlinden belliydi. Görevliler hemen onu alarak saraya götürdüler.

Çünkü halifenin adamları da halife gibi cömert ve iyilikseverlerdi. Adam özenle getirdiği su dolu testiyi halifeye verilmek üzere onlara teslim etti. Adam, testiyi sağ salim getirdiği için şükrediyordu.

— Çok şükür diyordu, bu çok değerli hediyemi başına bir şey gelmeden yerine ulaştırdım.

Eşim bunu bilse çok sevinir!

Halifenin adamları bu durum karşısında neredeyse güleceklerdi ama hiç belli etmediler.

Adamın hediyesini aldıktan sonra karnını doyurup dinlenmesini sağladılar. Sonra da halifenin huzuruna vararak hediye olarak getirdiği su dolu testiyi sundular. Halife, adamın samimi davranışından çok etkilenmişti. Adamlarına şöyle dedi:

— Bu testiyi altınla doldurun. Kendisi ve ailesi için giyecekler verin. Fakat onu mutlaka Dicle

Nehri üzerinden evine gönderin. Çünkü Dicle üzerinden yol daha kestirme olur.

Halifenin adamları, “Sana halifenin selamı var.” diyerek adama altın dolu testiyle birlikte birçok hediye verdiler. Sonra da onu halifenin buyurduğu gibi Dicle Nehri kıyısında bir gemiye bindirdiler. Adam gemiye binip Dicle Nehri’ni görünce getirdiği hediyeden dolayı kendi kendine utandı.

— O büyük halife, ne kadar cömertmiş, dedi. Benim o değersiz hediyemi çok değerli bir şeymiş gibi kabul etti. Karşılığında da bunca değerli hediyeler verdi.

(…)

Hicabi KIRLANGIÇ

(Mesnevi’den Öyküler)

(Kısaltılmıştır.)

Hicabi Kırlangıç: Hayatı ve Edebi Kişiliği

Hayatı:

Hicabi Kırlangıç, 1955 yılında Erzurum’da doğdu. İlkokulu Erzurum’da, liseyi ise Ankara’da tamamladı. 1979 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans ve doktora yaptı.

Kırlangıç, akademik kariyerinin yanı sıra şiir ve deneme türünde eserler de verdi. 1984 yılında ilk şiir kitabı “Yol”u yayımladı. Bunu “Kuşların Dili” (1986), “Gölge Oyunu” (1990), “Aynadaki Adam” (1994), “Yitik Bahar” (2000) gibi kitaplar takip etti.

Kırlangıç, şiirlerinin yanı sıra deneme ve eleştiri türünde de eserler verdi. “Fars Edebiyatına Giriş” (1992), “Mevlânâ’da Aşk ve Sevgi” (1998), “Yunus Emre ve Mevlânâ” (2003) gibi eserleri bu türdeki eserlerindendir.

Kırlangıç, halen Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.

Edebi Kişiliği:

Hicabi Kırlangıç, şiirlerinde tasavvufi ve insani temaları işlemektedir. Şiirleri sade ve akıcı bir dille yazılmıştır. Kırlangıç, şiirlerinde duygu ve düşüncelerini açık ve net bir şekilde ifade etmektedir.

Kırlangıç’ın şiirlerinde en çok öne çıkan temalar şunlardır:

• Aşk: Kırlangıç’ın şiirlerinde aşk, hem ilahi hem de beşeri bir duygu olarak ele alınmaktadır.
• Tasavvuf: Kırlangıç, tasavvufi kavramlara ve imgelerine şiirlerinde sıklıkla yer vermektedir.
• Doğa: Kırlangıç, doğayı şiirlerinde sıklıkla kullandığı bir temadır.
• Vatan ve millet sevgisi: Kırlangıç’ın şiirlerinde vatan ve millet sevgisi de önemli bir yer tutmaktadır.

Kırlangıç, şiirleriyle Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuştur. Eserleri birçok dile çevrilmiş ve uluslararası alanda da tanınmıştır.

Hicabi Kırlangıç’ın Başlıca Eserleri:

Şiir:

• Yol (1984)
• Kuşların Dili (1986)
• Gölge Oyunu (1990)
• Aynadaki Adam (1994)
• Yitik Bahar (2000)

Deneme ve Eleştiri:

• Fars Edebiyatına Giriş (1992)
• Mevlânâ’da Aşk ve Sevgi (1998)
• Yunus Emre ve Mevlânâ (2003)

1. ETKİNLİK

Metinde anlamını bilmediğiniz kelimeleri belirleyip defterinize yazınız. Bu kelimelerin anlamlarını tahmin ediniz. Tahminlerinizi, kelimelerin sözlük anlamlarıyla karşılaştırınız. Anlamını öğrendiğiniz kelimeleri sözlük defterinize yazdıktan sonra bunları birer cümlede kullanınız.

Halife: Abbasi halifeleri soyundan gelen ve Osmanlı padişahlarınca da kullanılan unvan.

Örnek Cümle: Osmanlı padişahları, aynı zamanda İslam halifesi olarak da kabul edilirdi.

Huzur: Rahatlık, dinginlik, sükûnet.

Örnek Cümle: Sınavdan sonra huzurlu bir uyku çektim.

Testi: Toprak veya madenden yapılmış, dar ağızlı, bir veya iki kulpu olan kap.

Örnek Cümle: Anneannem, sütü testide saklardı.

Kestirme: Kısa yol.

Örnek Cümle: Eve gitmek için kestirme bir yol buldum.

Cömert: Eli açık, verici, cimri olmayan.

Örnek Cümle: Cömert adam, ihtiyaç sahiplerine yardım etmekten çekinmez.

3. ETKİNLİK

Metnin konusunu ve ana fikrini yazınız.

Metnin Konusu: Çölde yaşayan yoksul bir adamın, cömertliğiyle dillere destan olmuş halifeye testiyle su götürmesi ve karşılığında gördüğü ilginç olaylar.

Metnin Ana Fikri: Görünüşte küçük ve değersiz bir hediye bile, samimiyetle ve iyi niyetle sunulduğunda büyük bir değere sahip olabilir.

4. ETKİNLİK

Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.

Cömert halife nerede yaşarmış?

Cömert halife Bağdat şehrinde yaşarmış.

Yoksul adamın karısı, yoksulluktan kurtulmak için kocasına ne önermiş?

Yoksul adamın karısı, kocasına cömertliğiyle dillere destan olmuş halifeye su götürmesini önermiş.

Halife, su dolu testiyi görünce yoksul adam hakkında ne düşünmüş?

Halife, su dolu testiyi görünce yoksul adamın samimiyetinden çok etkilenmiş.

Halifenin kişilik özellikleri nelerdir?

Halifenin kişilik özellikleri şunlardır:

• Cömert: Halife, maddi imkanlarını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaktan çekinmeyen bir insandır.
• İyiliksever: Halife, halka yardım etmeyi ve onları mutlu etmeyi seven bir insandır.
• Alçakgönüllü: Halife, makamına rağmen yoksul adama karşı nazik ve saygılı davranmıştır.
• Takdir edici: Halife, samimi ve iyi niyetli davranışları takdir eden bir insandır.

7. ETKİNLİK

Aşağıdaki görselleri inceleyiniz, verilen bilgileri okuyunuz.

b. Tarihî ve turistik bakımdan oldukça zengin bir ülkede yaşamaktayız. Yukarıda görselleri verilen Diyarbakır Kalesi, Kapadokya Peribacaları ve Süleymaniye Camisi bu yerlerden bazılarıdır.

Yıl içinde birçok yerli ve yabancı turist ağırlayan bu yerler; bize tarihimiz ve doğamız hakkında bilgi vermekte, diğer ülkelere bizi tanıtan bir kimlik özelliği taşımaktadır. Bu nedenle tarihî ve turistik yerlerimizi özenle korumalıyız. “Sonraki Derse Hazırlık” aşamasında hazırlayarak sınıfınıza getirdiğiniz görselleri ve görsellere ait bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. Bu yerleri korumak için neler yapılması gerektiği hakkında bir konuşma yapınız.

Merhaba arkadaşlar,

Bugün sizlerle, ülkemizin tarihi ve turistik açıdan zenginliği hakkında konuşacağız. Yukarıda gördüğünüz görseller, Diyarbakır Kalesi, Kapadokya Peribacaları ve Süleymaniye Camisi gibi, ülkemizin birçok değerli yerinden sadece birkaçı.

Bu tarihi ve turistik yerler, bize tarihimiz ve doğamız hakkında bilgi vermenin yanı sıra, diğer ülkelere bizi tanıtan bir kimlik özelliği taşımaktadır. Yıl içinde birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen bu mekanlar, ülkemizin ekonomisine de katkıda bulunur.

Bu nedenle, bu değerli mirasımızı korumak hepimizin görevidir. Bunu yapmak için:

1. Bilinçlendirme: Tarihi ve turistik yerlerin önemini ve korunması gerektiğini insanlara anlatmak önemlidir. Bu konuda eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır.
2. Yasal Düzenlemeler: Tarihi ve turistik yerlerin korunmasına yönelik yasalar ve yönetmelikler çıkarılmalı ve bu yasaların uygulanması sağlanmalıdır.
3. Restorasyon ve Bakım: Tarihi ve turistik yerlerin düzenli olarak bakımı ve onarımı yapılmalıdır. Restorasyon çalışmaları uzman kişiler tarafından ve özgün yapıya uygun şekilde yapılmalıdır.
4. Çevre Koruma: Tarihi ve turistik yerlerin çevresinin de korunması önemlidir. Çevre kirliliği önlenmeli ve bu alanlarda doğal güzelliklere zarar verebilecek faaliyetlere izin verilmemelidir.
5. Turizm Faaliyetleri: Turizm faaliyetleri tarihi ve turistik yerlere zarar vermeden, kontrollü bir şekilde yapılmalıdır. Ziyaretçilerin bu alanlara girişleri ve davranışları belli kurallara tabi tutulmalıdır.
6. Sivil Toplum Kuruluşları: Sivil toplum kuruluşları da tarihi ve turistik yerlerin korunmasına katkıda bulunabilir. Bu konuda farkındalık yaratmak için çeşitli etkinlikler düzenleyebilir ve projeler yürütebilirler.

Sonuç olarak tarihi ve turistik yerlerimiz, milletimizin ortak değerleridir. Bu değerleri korumak hepimizin sorumluluğudur. Hep birlikte çalışarak bu eşsiz mirasımızı gelecek nesillere aktarabiliriz.

8. ETKİNLİK

Ülkemizdeki tarihî zenginlikleri ve doğal güzellikleri diğer ülkelerde yaşayan insanlara duyurmak için yapılması gerekenler hakkında defterinize bilgilendirici bir metin yazınız. Yazmaya başlamadan önce metnin konusunu ve ana fikrini belirleyerek giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir taslak oluşturunuz. Metninizde anlamını yeni öğrendiğiniz kelimeleri kullanmaya özen gösteriniz. Metninizi desteklemek için “Sonraki Derse Hazırlık” aşamasında hazırlayıp sınıfa getirdiğiniz görsellerden de faydalanınız. Metninize başlık koymayı unutmayınız.

Metninizi bitirdikten sonra gözden geçirerek varsa yazım ya da noktalama hatalarınızı düzeltiniz.

Eğer isterseniz metninizi öğretmeninizin kontrolünde tahtaya çıkarak okuyabilirsiniz.

Konu: Türkiye’nin Tarihî Zenginlikleri ve Doğal Güzelliklerinin tanıtılması

Ana Fikir: Türkiye’nin eşsiz tarihi ve doğal güzellikleri, çeşitli yöntemler kullanılarak dünyanın her yerindeki insanlara tanıtılmalıdır.

Ülkemizin Tarihi Zenginlikleri ve Doğal Güzelliklerini Dünyaya Duyurmak

Türkiye, tarihi ve doğal güzellikler açısından oldukça zengin bir ülkedir. Dünyanın en eski uygarlıklarına ev sahipliği yapan topraklarımızda, antik kentlerden görkemli anıtlara, büyüleyici doğal güzelliklerden eşsiz lezzetlere kadar her turistin ilgisini çekecek bir şeyler var. Bu zenginlikleri diğer ülkelere duyurmak ve ülkemize daha fazla turist çekmek için yapılabilecek birçok şey var:

Tanıtım Faaliyetleri:

• Fuarlara ve Festivallere Katılım: Ülkemizdeki tarihi ve doğal güzellikleri tanıtmak için yurt dışında düzenlenen turizm fuarlarına ve festivallere aktif katılım sağlanmalıdır. Bu fuarlarda, ülkemizin farklı bölgelerini ve öne çıkan destinasyonlarını anlatan broşürler, videolar ve görseller sunulabilir.
• Sosyal Medya Kullanımı: Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya platformları, ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini tanıtmak için etkin bir şekilde kullanılabilir. Bu platformlarda, görsel açıdan etkileyici fotoğraflar ve videolar paylaşarak, potansiyel turistlerin ilgisini çekebilecek içerikler üretilebilir.
• Etkileşimli Tanıtım Araçları: Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi yeni teknolojilerden yararlanarak, turistlere ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini deneyimleme imkanı sunulabilir.
• Tanıtım Filmleri: Ülkemizin farklı bölgelerini ve öne çıkan destinasyonlarını konu alan kısa filmler ve belgeseller hazırlanarak, yurt dışındaki TV kanallarında ve internet platformlarında yayınlanabilir.

Ulaşım ve Altyapı:

• Uçuş Seferleri: Ülkemize direkt uçuş seferlerinin artırılması, turistlerin seyahatlerini kolaylaştıracak ve ülkemize olan ilgiyi artıracaktır.
• Vize İşlemleri: Vize prosedürlerinin kolaylaştırılması ve vize ücretlerinin düşürülmesi, turistlerin ülkemize girişini kolaylaştıracaktır.
• Konaklama: Farklı bütçelere uygun konaklama seçeneklerinin artırılması ve turistlerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde iyileştirilmesi önemlidir.
• Ulaşım: Havaalanlarından turistik bölgelere ve şehir merkezlerine rahat ve hızlı ulaşım imkânı sunulmalıdır.

Bu saydıklarımızın yanında, ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini tanıtmak için özel sektör ve kamu kurumları arasında iş birliği geliştirilmesi de oldukça önemlidir. Ülkemizin turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirerek, ülkemize daha fazla turist çekmek ve turizm gelirlerini artırmak için hep birlikte çalışmalıyız.