Anadolu İmecesi Metni Cevapları Sayfa 45-46-47-48-49-50-51-52-53-54
Anadolu İmecesi Metni Cevapları Sayfa 45-46-47-48-49-50-51-52-53-54
Düşünelim – Tartışalım
- Metnin görsellerinden ve başlığından yararlanarak içeriğini tahmin ediniz.
Anadolu halkı, Türk askerine sadece manevi destek değil, aynı zamanda ellerindeki imkanlarla da maddi destek veriyor. Türk askeri, Anadolu halkının duaları sayesinde her türlü zorluluğun üstesinden gelerek vatan ve millet için canını vermeye hazırdır.
Anadolu halkı, Türk askerinin vatan ve millet için verdiği mücadeleyi her zaman takdir ediyor. Türk askeri, Anadolu halkının desteğiyle her zaman güçlü ve yenilmez olacak.
Bu metin, Anadolu halkının Türk askerine olan destek ve sevgisini vurgulamaktadır. Metinde kullanılan görseller de bu vurguyu desteklemektedir.
- Kurtuluş Savaşı dönemindeki ulusal yardımlaşma örneklerinden hangilerini biliyorsunuz? Söyleyiniz.
Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin büyük bir özveriyle ve dayanışmayla verdiği bir mücadeledir. Bu mücadelede, Anadolu halkı, Türk askerine maddi ve manevi anlamda her türlü desteği vermiştir.
Kurtuluş Savaşı dönemindeki ulusal yardımlaşma örneklerinden bazıları şunlardır:
Halk, kendi imkanları dahilinde askerin ihtiyaçlarını karşılamak için seferberlik ilan etti. Köylüler, yetiştirdikleri ürünleri askeri birliklere bağışladı. Kadınlar, el emeği ürünlerini satarak elde ettikleri geliri askerin ihtiyaçlarını karşılamak için kullandı.
Millî Mücadele’nin önde gelen liderleri, halkı yardımlaşmaya çağıran konuşmalar yaptı. Mustafa Kemal Atatürk, “Milletin istiklali, milletin kendi ellerindedir” diyerek halkı milli mücadeleye katılmaya davet etti.
Kurtuluş Savaşı dönemindeki ulusal yardımlaşma, Türk milletinin birlik ve beraberliğinin en önemli göstergelerinden biridir. Bu yardımlaşma, Türk askerinin moralini yükseltmiş ve zafere ulaşmada önemli bir rol oynamıştır.
- Günümüzde ulusal bir yardımlaşma veya dayanışma olayı yaşadınız mı? Örnek veriniz.
Evet, günümüzde ulusal bir yardımlaşma veya dayanışma olayı yaşadım. 2023 yılında, Türkiye’nin güneyinde meydana gelen sel felaketi sırasında, halkımız büyük bir dayanışma örneği gösterdi. Sel bölgesine yardım yapmak için, insanlar kendi imkanları dahilinde seferber oldu.
Ben de bu yardımlaşmaya, kendi imkanlarım dahilinde katılmak istedim. Sel bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine, maddi ve manevi destekte bulunmak istedim. Bunun için, bir hayır kurumuna bağış yaptım. Ayrıca, sosyal medya üzerinden sel bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için bir kampanya başlattım. Bu kampanya sayesinde, birçok kişiden bağış topladım. Toplanan bağışları, sel bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için bir hayır kurumuyla iş birliği yaptım.
Bu yardımlaşma ve dayanışma örneği, beni çok duygulandırdı. İnsanların, zor zamanlarda birbirlerine nasıl destek olduklarını görmek, beni çok mutlu etti. Bu olay, bana, Türk milletinin birlik ve beraberliğinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi.
Bu olayın dışında, günümüzde ulusal yardımlaşma ve dayanışmaya örnek olabilecek birçok olay yaşandı. Örneğin, 2020 yılında, COVID-19 salgını sırasında, halkımız büyük bir dayanışma örneği gösterdi. Salgınla mücadele etmek için, insanlar kendi imkanları dahilinde seferber oldu. Salgın nedeniyle işsiz kalanlara, maddi destekte bulunmak için bağışlar yapıldı. Ayrıca, salgın nedeniyle izole olan insanlara, manevi destekte bulunmak için birçok etkinlik düzenlendi.
Bu olaylar, Türk milletinin yardımlaşma ve dayanışma duygusunun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Bu duygu, Türk milletinin birlik ve beraberliğinin en önemli temellerinden biridir.
ANADOLU İMECESİ
Veriyoruz paşam, ben Nevşehir çarşısından
Gelme bir çarığım, giysin beni piyade.
O giydikçe ısınır toprak, ayaklarım üşümez.
Al benim son çarığımı.
Ben Mucurlu bir çorabım, beni kızlar ördü,
Dut ağaçları altında, kırmızı dut yiyerek.
Kırmızıdır nakışı,
Arasına bahçelerden bir gül koydum.
Giysin beni topçu neferi,
Kış gelende ayakları donmasın.
Güllerine kuytu bahçelerimizin,
Aman paşam, bir şey olmasın!
Çıkardım gömleğimi veriyorum,
Kılıç salsın giyende süvariler.
Yaz sıcağında ağustos güneşinin ellerinden,
Terlerini alsın.
(Ceyhun Atuf Kansu-Sakarya Meydan Savaşı)
Kardaşlar,
1921 Ağustosu’nda Anadolu halkı yaman bir imece verdi. Bilirsiniz bizim güzel bir köy töremiz vardır, adına imece derler. Bir işi köycek, hep birlikte bir ucundan tutup yapmaktır, bir işi birlik olup bitirmektir.
1921 yazında, Anadolu bozkırının ortasında, Ankara’nın sınırlarına düşman dayandığında Mustafa
Kemal Paşa ulusal bir imeceye çağırdı ki milleti, hep birlikte Yunanlıları topraklarımızdan söküp atmaya, kimi can verdi, kimi mal.
(…)
“Boynu bükük ulusumuzu tutsak etmek isteyen düşmanları yüzde yüz yeneceğimize olan inanç ve güvenim bir dakika olsun sarsılmamıştır. Bu dakikada, bu tam inancımı yüksek kurulunuza karşı, bütün ulusa karşı ve bütün dünyaya karşı ilan ederim.”
Bu sözleri söyledi ve halkı, Anadolu imecesine, kurtuluş imecesine çağırdı. (…)
Başkomutan birinci buyruğunu iletti halka ve “Her ilçede birer ‘Ulusal Salma Kurulu’ kurdum.” dedi.
Ordumuza ne gerekiyorsa halktan bu kurullar toplayacaktı. Anadolu imecesine katmak için halka ikinci buyruğunda, “Yurtta her ev birer kat çamaşır, birer çift çorap ve çarık hazırlayıp ulusal imece derneğine verecek.” dedi. Kardaşlar, bu savaş bir halk savaşı idi. Ordusu halktan, silahı halktan, gücü halktan, dayanağı halktan idi. Askerin unu bulguru halktan, askerin giyeceği yün ve tiftik halktan geliyordu. Bu toprak kimindi? Sakarya toprağı ve de bütün Anadolu toprağı. Halkın değil miydi? Bu toprağı kim ekiyordu?
Halk… Bu ağacın çiçeği kimeydi? Halka… Bu ırmağın suyu hangi değirmene? Halkın değirmenine. Bu kuş en güzel nerede ötüyordu? Halk türküsünde. Bebelere dökülen gözyaşı nereden? Halktan. Bu ana kimin anasıdır yoksul ve kurban? Halkın… Öyleyse halk; kendi toprağı, buğdayı, çiçeği, kirazı, türküsü, dili, bebesi, gözyaşı için çarpışmalıydı. Sadece cephede savaşmakla iş bitmiyordu. Ordu ulusun ordusu idi ve şimdi, ulus bir ordu idi. İşte, Ulusal Kurtuluş Ordusu bu idi ve bu savaşın adı Ulusal Kurtuluş Savaşı idi. Ulusun bütün insanları, kadın erkek, çoluk çocuk, yaşlı genç, yalnız düşman karşısında olanlar değil, yani yalnız savaşçı askerler değil, köyde evinde, tarlasında bulunan herkes, silahla vuruşan savaşçı gibi kendini görevli bilerek bütün varlığını savaşa verecektir. Böylece bu savaş köy evinden, Sakarya’daki siperlere kadar bütün bir ulusun katıldığı bir savaş olacaktı. Bir halk savaşı, Ulusal Kurtuluş Savaşı… Bir ulus ancak köy evindeki yaşlı anadan ön siperlerde vuruşan askerlerine kadar tek tek savaşır ve neden savaştığını bilirse kurtulabilirdi. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa bunları söylüyordu. Bir savaş imecesine çağırıyordu herkesi tek tek. Kendi yurdumuzu kurtaracaktık, elbirliğiyle, vuruşarak, dövüşerek, her şeyimizi, bir yerde canımızı, bir yerde malımızı, bir yerde atımızı, bir yerde gömleğimizi, bir yerde gönlümüzü vererek.
Biz Niğde Ovası’nın buğdayları,
Biz esintili arpa tarlası Sungurlu’da,
Biz Havza değirmenlerinin unu,
Biz Çankırı’nın bulguru,
Biz nohut, biz mercimek,
Bekliyoruz karavanaya girecek,
Yaralı ellerinde bir tahta kaşık,
Siperlerde askerler yiyecek.
Şekerimiz bir topak, veriyoruz.
Yemeyiveririz. Tuzumuz bir tutam, veriyoruz.
Tuz ekmeyiz aşımıza.
Bir avuç pirincimiz, veriyoruz.
Saklamıştık düğüne.
Davarların sütüne,
Yaylayı katan yağ,
Çorbalarımızda az.
Veriyoruz, veriyoruz.
Asker çorbasız olmaz.
Zor bulduk gazımız az.
Geceleri, o dağlık tepelik haritalara,
Lambasız bakılmaz.
Veriyoruz gaz yağını.
Ve yoksul gecelerin mumlarını,
Dikiyoruz istasyonlara.
Askerler geçip gidecek trenlerde,
Demiryolları ışıksız olmaz.
Biz ustalar, biz kalfalar, biz çıraklar,
Hepimiz hazırız paşam, selam olsun!
Erzurum çarşısı, Kayseri çarşısı, Maraş çarşısı
Çekiç seslerinden inler karşısı.
Başlar demiri, köseleyi eğitmeye ellerimiz.
Biz biliriz yaşamanın kadrini insanca,
Var olmayı, vatanca dokunmayı biliriz,
Temiz ellerimizle.
İşte kardaşlar,1921 yılı Ağustosu’nda, Anadolu’da böyle yaman bir imece başladı. Anadolu halkı,
Sakarya’da vuruşan ulusal halk ordusuna böyle arka verdi.
Yürekli Mustafa Kemal’in halkına güvencesinden ve bu Anadolu imecesinden bir güzel hasat kaldırıldı
ki gelin ne olduğunu gelecek sefere söyleyelim bal dilimizi kan gülüne katarak.
Ceyhun Atuf KANSU
(Kısaltılmıştır.)
Ceyhun Atuf Kansu Hayatı
Ceyhun Atuf Kansu, 7 Aralık 1919 tarihinde İstanbul’da doğdu. Annesini henüz 2 yaşındayken kaybeden Kansu, babasıyla birlikte Ankara’ya yerleşti. Ankara Necatibey İlkokulunu 1932’de, Ankara Gazi Lisesini ise 1938’de bitirdi.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1944 yılında bitiren Kansu, çocuk hastalıkları üzerine ihtisasını tamamladı. Uzun bir süre Ankara, Turhal ve Etimesgut Şeker Fabrikası’nda işyeri hekimliği yaptı.
Ceyhun Atuf Kansu, şiir yazmaya lise dönemindeyken başladı. İlk şiiri, 1936 yılında okul dergisinde yayımlandı. Daha sonra, Türk Dili, Ülkü, Yücel, Millet, İnkılapçı Gençlik, Ilgaz, Yön, Ataç, Papirüs, Varlık, İstanbul, Özgür İnsan gibi dergilerde ve Ulus, Cumhuriyet, Vakit gibi gazetelerde şiir ve denemelerini yayımladı.
Ceyhun Atuf Kansu Edebi Kişiliği
Ceyhun Atuf Kansu, şiirlerinde Anadolu ve insanını içten bir duyarlıkla işleyen bir şairdir. Şiirlerinde Anadolu insanının yaşadığı sıkıntıları, sorunları ve mücadeleyi dile getirir.
Kansu, şiirlerinde serbest ölçüyü ve halk şiirinin nazım şekillerini kullanmıştır. Şiirlerinde, Anadolu insanının duygularını ve düşüncelerini sade ve anlaşılır bir dille ifade etmiştir.
Ceyhun Atuf Kansu, şiirlerinin yanı sıra çocuk edebiyatına da önemli katkılarda bulunmuştur. “Anneler Soruyorlar” ve “Kasabalar ve Köylerde Çocuk Bakımı” adlı kitapları, çocuk sağlığı ve eğitimi konusunda önemli kaynaklardır.
Ceyhun Atuf Kansu, 17 Mart 1978 tarihinde Ankara’da vefat etti.
Ceyhun Atuf Kansu’nun Eserleri
- Şiir:
- “Anadolu’dan Sesler” (1948)
- “Köylü” (1950)
- “Hatırat” (1952)
- “Sesler” (1954)
- “Anadolu’nun Şarkıları” (1957)
- “Büyük Kapı” (1960)
- “Yağmur” (1963)
- “Dönüş” (1966)
- “Bulutlar” (1969)
- “Sonsuzluk” (1972)
- Çocuk Edebiyatı:
- “Anneler Soruyorlar” (1959-1961)
- “Kasabalar ve Köylerde Çocuk Bakımı” (1961)
- Deneme:
- “Söylevi Okurken” (1978)
Ceyhun Atuf Kansu, Türk şiirine önemli katkılarda bulunmuş bir şairdir. Şiirlerinde Anadolu insanının yaşadığı sıkıntıları, sorunları ve mücadeleyi dile getiren Kansu, Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
1.Etkinlik
“Sonraki Metne Hazırlık” bölümünde söylenilen Anadolu İmecesi metninin ezberlemiş olduğunuz şiir bölümlerini okuyacağınız bir şiir yarışması düzenleyiniz. Yarışmayı, aşağıdaki formu kullanarak değerlendiriniz.
BU ETKİNLİK SINIF ORTAMINDA ÖĞRETMEN GÖZETİMİNDE YAPILMALIDIR.
2.Etkinlik
Aşağıdaki kelime ve kelime gruplarının metindeki anlamlarını tahmin ediniz. Ardından tahminlerinizin doğru olup olmadığını sözlüklerinizden kontrol ediniz.
İmece:
Tahminim: Yardımlaşma
Sözlük Anlamı: Kırsal topluluklarda köyün zorunlu ve isteğe bağlı işlerinin köylülerce eşit şartlarda emek birliğiyle gerçekleştirilmesi
Metindeki Anlam: Yardımlaşma
Cümlem: Bizim köyümüzde hasat zamanı imece sistemi uygulanır.
Çarık:
Tahminim: Bir çeşit ayakkabı türü
Sözlük Anlamı: İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı
Metindeki Anlam: Bir tür ayakkabı
Cümlem: Çarıklarım çamura girince ayaklarım ıslandı.
Piyade:
Tahminim: Asker
Sözlük Anlamı: Yaya olarak savaşan askerlerin oluşturduğu sınıf
Metindeki Anlam: Yaya asker
Cümlem: Piyadelerin köye gelmesiyle köylüler derin bir nefes aldı.
Mucur:
Tahminim: Yola dökülen taş
Sözlük Anlamı: Yol yapımında kullanılan taş kırıntısı
Metindeki Anlam: Yoldaki taş kırıntıları
Cümlem: Bu mucurlu yola girdiğimiz zaman kendimi çocukluğumda hissederim.
Nefer:
Tahminim: Asker
Sözlük Anlamı: Er
Metindeki Anlam: Asker
Cümlem: Bu neferler vatanın bağımsızlığı için ölümü göze alan cengaverlerdir.
Kuytu:
Tahminim: Tenha yer
Sözlük Anlamı: Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha yer
Metindeki Anlam: Tenha yer
Cümlem: Bu kuytuda saklanmazsak düşman bizi bulabilir.
Süvari:
Tahminim: Atlı gezen asker
Sözlük Anlamı: Tekil bir atlı asker veya bu atlı askerlerin oluşturduğu birlikleri kapsayan askerî sınıf
Metindeki Anlam: Atlı askeri birlik
Cümlem: Süvariler büyük bir heybetle kent meydanına dizildi.
Bir ucundan tutmak:
Tahminim: Destek olmak
Sözlük Anlamı: Bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak
Metindeki Anlam: Yardımcı olmak, yardımlaşmak
Cümlem: Herkes bir işin ucundan tutup hızla bitirmeye çalışıyordu.
Söküp atmak:
Tahminim: Bir şeyi yerinden çıkarmak
Sözlük Anlamı: Bulunduğu yerden ya da kökünden çıkarıp atmak
Metindeki Anlam: Çıkarmak
Cümlem: Bu ağacı söküp atmak hiç de kolay olmadı.
3.Etkinlik
Aşağıdaki kelimelerden yararlanarak okuduğunuz metinle ilgili sorular hazırlayınız. Hazırladığınız soruları arkadaşlarınıza sorunuz.
KELİMELER: kim, ne, nerede, ne zaman?
Soru: Anadolu halkı ne zaman yaman bir imece örneği gösterdi?
Milleti ulusal bir imeceye çağıran kimdi?
KELİMELER: göster, örnek ver, değiştir, çevir, açıkla, özetle, ayır, genişlet
Soru: Mustafa Kemal halkı imeceye davet etmek için nasıl benzetmeler yapmıştır?
KELİMELER: uygula, seç, kullan, çöz, biçimlendir, değiştir, boya, hazırla
Soru: Bu metnin anlatıcısını değiştirerek tekrar yazınız.
KELİMELER: niçin, hangi etkenler, analiz edin, açığa çıkartın
Soru: Bu metindeki imece hareketinin başlamasının nedeni neler olabilir?
KELİMELER: tahmin et, üret, birleştir, ne olurdu, eğer olsaydı, yapılandır
Soru: Siz de metindeki imece hareketine katılsaydınız ne gibi desteklerde bulunurdunuz?
KELİMELER: fikrin nedir, hangisi en iyi, bu görüşe katılıyor musun, değerlendir, karar ver, haklılığını savun
Soru: Bu metinde vurgulanan düşünce nedir? Siz bu düşünceye katılıyor musunuz?
6.Etkinlik
Metinden alınmış aşağıdaki cümlelerden her birini, beden dilinizi etkili bir biçimde kullanarak ve aşağıda verilen duygu durumlarına göre söyleyiniz.
Bu etkinlik sınıf ortamında bireysel olarak yapılmalıdır.
7.Etkinlik
Aşağıdaki atasözlerini anlamları ile eşleştiriniz.
8.Etkinlik
Kızılay, Türkiye’nin taraf olduğu tüm savaşlarda cephe gerisinde kurduğu hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ve hastalanan on binlerce Mehmetçik’in yardımına koşmuştur. http://www.kanver.org/Multimedya/TanitimFilmleri ağ adresini tarayıcımızın adres çubuğuna yazarak öğretmeninizin uygun bulduğu tanıtım filmlerinden birini izleyiniz. Ardından aşağıdaki görseli inceleyiniz ve haber yazısını okuyunuz.
- Kızılay nedir? Ne gibi faaliyetlerde bulunur?
Kızılay, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal kan merkezi ve yardım kuruluşudur. 1868 yılında kurulan Kızılay, Türkiye’de ve dünyada ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için faaliyet göstermektedir.
Kızılay’ın başlıca faaliyetleri şunlardır:
- Kan ve kan ürünleri bağışı toplamak ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak
- Afetlerde ve acil durumlarda yardım sağlamak
- Sosyal yardım faaliyetleri yürütmek
- Sağlık hizmetleri vermek
- Eğitim ve toplum bilinçlendirme çalışmaları yapmak
- Aile bireylerinizden kan ya da kök hücre bağışında bulunan var mı? Söyleyiniz.
Aile bireylerimden kan bağışında bulunan var. Annem ve babam düzenli olarak kan bağışında bulunuyorlar. Ayrıca, abim de kan bağışında bulunmuş.
- Toplumsal yardımlaşma ulusal birlik ve beraberliği sağlar. Bireyler kendilerini güvende hisseder. Toplumsal bilinç düzeyini artırabilmek için kan bağışı ile ilgili siz de bir kampanya fikri geliştiriniz. Bu kampanyaya bir ad bulunuz ve aşağıya bulduğunuz adı yazınız.
Toplumsal yardımlaşma, ulusal birlik ve beraberliği sağlar. Bireyler kendilerini güvende hissederler. Kan bağışı, toplumsal yardımlaşmanın en önemli örneklerinden biridir. Kan bağışı, ihtiyaç sahibi hastalara hayat kurtarıcı bir destek sağlar.
Toplumsal bilinç düzeyini artırmak için kan bağışı ile ilgili bir kampanya fikri şu şekilde olabilir:
Kampanya Adı: “Kırmızı İpliğe Dokun, Canlara Dokun”