Anadoluda Kilim Demek Metni Cevapları Sayfa 42-43-44-45-46-47-48

Anadolu’da Kilim Demek Metni Cevapları Sayfa 42-43-44-45-46-47-48

  1. SINIF DÖRTEL YAYINCILIK 2.TEMA 1. METİN

ANADOLU’DA KİLİM DEMEK

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

  1. “Kültürel miras” sözünden anladıklarınızı söyleyiniz.

Kültürel miras, geçmişten günümüze aktarılan ve bir toplumun kimliğini oluşturan maddi ve manevi değerlerdir. Bu değerler, bir toplumun kültürünü, tarihini ve geleneklerini yansıtır. Kültürel miras, bir toplumun ortak hazinesidir ve korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerekir.

Kültürel mirasın maddi unsurları arasında tarihi eserler, sanat eserleri, mimarlık yapıları, geleneksel el sanatları ve zanaatlar yer alır. Manevi unsurlar arasında ise halk kültürü, dil, edebiyat, müzik, folklor, gelenek ve görenekler yer alır.

Kültürel miras, bir toplumun kimliğini oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Bir toplumun kültürel mirasını korumak, o toplumun geçmişini ve geleceğini korumak demektir. Kültürel mirasın korunması, o toplumun değerlerinin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından önemlidir.

  1. Renkler sizde ne tür duygular çağrıştırıyor? Açıklayınız.

Renkler, insan psikolojisi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Renkler, farklı duyguları ve çağrışımlara neden olabilir. Bazı renkler, sakinlik ve huzur verirken, bazıları enerji ve heyecan uyandırabilir. Ben de renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkisine inanıyorum. Bana göre, renkler aşağıdaki duyguları çağrıştırıyor:

  • Mavi renk: Huzur, sakinlik, güven, sadakat, bilgelik
  • Yeşil renk: Doğa, sağlık, canlılık, büyüme, yenilenme
  • Kırmızı renk: Aşk, tutku, enerji, heyecan, cesaret
  • Sarı renk: Mutluluk, sıcaklık, aydınlık, neşe
  • Turuncu renk: Yaratıcılık, enerji, canlılık, neşe
  • Mor renk: Gizem, mistik, romantizm, tutku
  • Kahverengi renk: Güç, dayanıklılık, güvenilirlik, doğallık
  • Siyah renk: Güç, otorite, ciddiyet, gizem
  • Beyaz renk: Saflık, temizlik, masumiyet, huzur

Tabii ki, renklerin insanlar üzerindeki etkisi kişisel farklılıklara göre değişebilir. Ancak, genel olarak, renklerin insan psikolojisi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.

 

  1. Kilimin, Anadolu kültüründeki yeri ve önemi üzerinde beyin fırtınası yapınız.

Kilim, Anadolu kültüründe önemli bir yere sahiptir. Geçmişi 4000 yıl öncesine kadar uzanan kilim, Anadolu’da yaşayan Türk topluluklarının önemli bir kültürel mirasıdır. Kilim, Anadolu kültürünün hem maddi hem de manevi unsurlarını yansıtır.

Kilim, Anadolu kültürünün maddi unsurlarından biridir. Kilim, Anadolu’da yaşayan Türk toplulukları tarafından evlerde, çadırlarda ve yaygı olarak kullanılmıştır. Kilim, Anadolu’nun soğuk iklimine karşı koruma sağlaması ve estetik bir görünüm sunması nedeniyle önemli bir ihtiyaçtır.

Kilim, Anadolu kültürünün manevi unsurlarından biridir. Kilim, Anadolu’da yaşayan Türk topluluklarının inançlarını, değerlerini ve geleneklerini yansıtır. Kilimlerde kullanılan motifler, genellikle doğa, hayvan ve geometrik şekillerden oluşur. Bu motiflerin her biri, bir anlam taşır. Örneğin, ağaç motifi, hayatı ve bereketi, hayvan motifleri ise gücü ve kudreti temsil eder.

Kilim, Anadolu kültüründe önemli bir yere sahiptir. Kilim, Anadolu’nun zengin kültürünü ve tarihini yansıtan bir sanat eseridir. Kilim, Anadolu’nun geleneksel el sanatlarından biridir ve gelecek nesillere aktarılması gereken bir kültürel mirastır.

Kilim, Anadolu kültüründe aşağıdaki etkileri bırakmıştır:

  • Kültürel kimlik: Kilim, Anadolu kültürünün önemli bir parçasıdır. Kilim, Anadolu’nun zengin kültürünü ve tarihini yansıtır.
  • Sanat: Kilim, bir sanat eseridir. Kilimlerde kullanılan motifler, Anadolu’nun geleneksel sanat anlayışını yansıtır.
  • Ekonomi: Kilim, bir ekonomik değerdir. Kilim dokumacılığı, Anadolu’da önemli bir geçim kaynağıdır.
  • Sosyal yaşam: Kilim, Anadolu’da önemli bir sosyal değerdir. Kilim, Anadolu’da yaşayan Türk topluluklarının sosyal yaşamlarında önemli bir yere sahiptir.

Kilim, Anadolu kültüründe önemli bir yere sahip olan bir kültürel mirastır. Kilim, Anadolu’nun zengin kültürünü ve tarihini yansıtır. Kilim, gelecek nesillere aktarılması gereken bir değerdir.

 

ANADOLU’DA KİLİM DEMEK

Anadolu’da kilim demek, renk demek, renge susamışlık demek…

Göz alabildiğine bozlaşan Anadolu’da yeşile, kırmızıya, maviye, turunca özlem çeken insanlar, susuzluklarını kilimlere döktükleri arı-duru renklerle gidermeye çalışırlar. Ağaçtan yeşil, gökten mavi, çiçekten kırmızı isteyen, bu isteklerini kilimlerde simgeleyen Anadolu insanları… Bu yüzden kilimler Anadolu’da bir renk sofrasıdır. Alı al, moru mor, akı, karası, sarısı, durusu, nesi var nesi yoksa cömertçe sofraya getirir; evini, çadırını, bir bayram şenliği, bir düğün alayı gibi renklerle donatır.

Anadolu kilimlerinde çizgiler sert, renkler hırçındır. Çok soğuk dondurucu bir kıştan sonra, baharı görmeden, kavurucu bir sıcağı yaşayan, sert iklimlerin, çetin kuruluğun, taşın, kayanın, çatlamış toprakların, bükülmeyen, yumuşamayan insanların sert çizgileri gibi…

Anadolu kilimleri, doğaya karışmış, doğanın çocuğu Anadolu kadınının alın yazısıdır, çilesidir.

Anadolu kilimlerinde renkler ve desenler, gelişigüzel seçilmez. Her yörenin kendine özgü bir kilimi vardır. Renkler ve desenler, bir gelenek zincirinde yüzyıllara ulaşır. Her çizginin dili aynıdır, anlamı başka… Kuş, horoz resimleri, eski Türk totemlerinin izlerini taşır. Yıldız biçimindeki uğur ve bereket simgeleri, sağlık ve mutluluk tılsımı yılan ve ejder kıvrımları, engerekler, cennet çiçekleri, tarak, tırmık, ibrik gibi nazarlıklar, kısaca, Anadolu’nun tüm insanları, manevi dünyası, en küçük ayrıntıları ve göz alıcı renkleriyle kilimlerde yüze güler.

Kilim, Anadolu’nun çadırından sedirine, çuvalından heybesine yaygındır. Çorap olur ayağa giyilir, kuşak olur bele sarılır. Kız, çeyizindeki kilimiyle övünür, delikanlı kilimlerde sevgilisinin hayalini görür. Kilim, Anadolu’da gönül dolusu türküdür.

Anadolu’da kilim demek; özlemi, inancı, sevgiyi, ilmik ilmik, renk renk dokumak demektir.

Kilimlerin dilinden anlayanlar, onu kitap gibi okur, dokuyanın ne demek istediğini anlarlar.

Bir gün bir Yörük Beyi, çadırının önüne atılmış bir kilimi görünce yüreği sızlar. Adamlarına:

— Tiz bu kilimi dokuyan kızın babasını bulup getirin, emrini verir. Adamlar, araya sora, kilimi dokuyan kızı bulurlar. Bu, komşu obada yaşayan fakir bir kızcağızdır. Babasını bulur, Bey’in çadırına getirirler. Bey, kızın babasına:

— Senin bir kızın var öyle mi, der. Adam:

— Evet bir kızım var, cevabını verir. Bey:

— Anladığıma göre sen kızını, istemediği birisiyle evlendirmek istiyorsun. Kızın gönlü başkasında…

Adam önce şaşırır, Bey bunları nereden biliyor, diye… Sonra dili çözülür:

— Doğrudur, Bey’im. Ben fakir bir adamım. Kızımı, malı mülkü olan, zengin birisi ister. Ben de söz verdim. Kızımsa fakir bir delikanlıya gönül vermiş. İyi ama siz bunları nereden biliyorsunuz?

Bey, yerdeki kilimi gösterir:

— Bunu kızın mı dokudu?

— Evet…

— İşte onun dilinden… Sana at, deve vereceğim. Git, kızını sevdiği o delikanlıyla evlendir. Ha, kızına şunu da söyle… Kilimi iyi dokumuş. Yalnız yeşili kırmızıya az vursun. Az kalsın yanılacaktım.

İşte böyle. Kilim, onun dilinden anlayanlar için yerine göre bir dilekçe, bir mektup olur.

Anadolu kilimlerinde renkler, oldum olası, çeşitli bitkilerin köklerinden, yapraklarından ya da tohum­larından çıkarılır. Örneğin kırmızı renk kızılçam kabuğundan; sarı, safran ve sütleğen bitkisinden; kah­verengi, mazı, meşe ve ceviz yaprağından; yeşil naneden, siyah renk sumaktan kaynatılarak çıkarılır. Önceleri, köy ve kasabaların yanıbaşında boyalık denen bir yerde, bu bitkiler yetiştirilir, boyaların tümü buradan elde edilirdi. Bugün de birçok yerde boyalıklara rastlanır.

Kilim Anadolu’nun yalnız yaygısı değil, türkülerin de, manilerin de söz atkısıdır. Renk renk kilimler üzerine oturulur, karşılıklı maniler atılır. Bu manilerden birkaç örnek verelim:

Bülbülüm şakı beni,

Mektubum oku beni.

Aşkına oldum yumak,

Kilimde doku beni.

Şu sevdadan bayıldım,

Seni gördüm ayıldım.

Geçtiğin yollara ben,

Kilim oldum, yayıldım.

Dolaştım adım adım,

Dört bucağı taradım.

Gözlerinin rengini,

Kilimlerde aradım.

Yârinin hayalini, gözünün rengini kilimlerde arayan Anadolu’nun kilim sevgisi, gerçekten hayranlık vericidir. Bu ilkel değil, geçmişin derinliklerinden günümüze değin süzülegelen olgun bir zevkin, katkı­sız, saf bir sanat anlayışının ifadesidir.

Anadolu’da kilim demek, hayata renk vermek ve tabiata hâkim olmak demek…

Mehmet ÖNDER

 

Mehmet ÖNDER Hakkında Bilgi

1 Mart 1926’da Çumra, Konya’da dünyaya geldi. 23 Ağustos 2004 günü Ankara’da hayatını kaybetti. Huriye Hanım ile çiftçi Mevlut Önder’in oğludur. İlk ve orta öğrenimini Konya’da tamamladı. 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nden mezun oldu. 1953-1964 yılları arasında Konya Mevlâna Müzesi müdürlüğü, 1964-1967 arasında Eski Eserler ve Müzeler genel müdürlüğü, 1967-1974’te Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı müsteşarlığı, 1974-1987 yılları arasında ise Başbakanlık Kültür müşavirliği ve Bonn Büyükelçiliği kültür müşavirliği görevlerinde bulundu. 1987 yılında kendi isteği ile emekliye ayrıldı. Almanya’da yaşadığı dönemde Türkevleri’ni kurdu. 1987-1999 arasında Türkiye İş Bankası’nda kültür ve sanat danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra aynı bankanın yayın organı olan Kültür ve Sanat dergisini çıkardı. Mehmet Önder, Uluslararası Anıtlar Konseyi Türkiye Milli Komitesi kurucuları arasındadır.

Mehmet Önder’in ilk yazısı Konya Halkevleri dergisinde çıktı. Tarih, tasavvuf, sanat tarihi, etnografya, halkbilim ve edebiyat alanlarındaki yazılarını Hisar, Şadırvan, Türk Folklor Araştırmaları, Türk Sanat Araştırmaları, Türk Sanatı, Hayat Tarih dergileri ile Tercüman gazetesinde yayımlandı. Yurt içi ve yurt dışında pek çok seminer ve kongreye katılarak tebliğler sunan Mehmet Önder’e Pakistan hükümeti tarafından İkbal Nişanı verildi.

“Gönüller Sultanı Mevlana” adlı eserinden Turgut Özakman ve E. Orbey’in oluşturduğu senaryo, “Mevlana” adı ile 1973 yılında Atıf Yılmaz tarafından filme alındı.

1.ETKİNLİK

lqbzit5

2.ETKİNLİK

qbayhlh

3.ETKİNLİK

Okuduğunuz metnin konusunu belirleyip yazınız.

Anadolu’da kilimin yeri ve önemidir.

4.ETKİNLİK

Okuduğunuz metnin içeriğine yönelik sorular hazırlayınız.

  1. Metinde kilimin Anadolu kültüründeki yeri ve önemi nasıl anlatılmaktadır?
  2. Anadolu kilimlerinde kullanılan renkler ve desenler nelerdir?
  3. Anadolu kilimlerinde kullanılan motiflerin anlamı nedir?
  4. Anadolu kilimlerinin kullanım alanları nelerdir?
  5. Anadolu kilimlerinin dokuma tekniği nasıldır?
  6. Anadolu kilimlerinde kullanılan renklerin ve desenlerin Anadolu insanının yaşam tarzını yansıtan yönleri nelerdir?
  7. Anadolu kilimlerinin Anadolu kültüründe bir “dil” olarak kullanıldığına dair örnekler veriniz.
  8. Metinde anlatılan Yörük Beyi ile kızın hikayesi, Anadolu kilimlerinin bir iletişim aracı olarak kullanımına nasıl bir örnektir?
  9. Anadolu kilimlerinin üretiminde kullanılan boyaların doğal olması, Anadolu insanının çevreye duyarlılığını nasıl yansıtmaktadır?
  10. Anadolu kilimlerinin Anadolu kültürünün önemli bir parçası olduğunu belirten metnin ana fikri nedir?

5.ETKİNLİK

ij9k50q

6.ETKİNLİK

Okuduğunuz “Anadolu’da Kilim Demek” adlı metindeki baba ile kız arasında yaşanan olay nedir? Bu olaya kim, nasıl çözüm üretiyor? Yazınız.

“Anadolu’da Kilim Demek” adlı metinde, bir Yörük Beyi, kızının bir başkası ile evlenmek istemediğini öğrenir. Kızının gönlü fakir bir delikanlıya dayanmaktadır. Baba, bu durumu kabullenmek istemez ve kızının gönlündeki kişiyle evlenmesine izin vermez.

Kız ise babasına olan sevgisine rağmen, kendi isteğini gerçekleştirmek için bir yol arar. Bu yol, kilim dokumaktadır. Kız, kilimine dokuduğu motiflerle babasına evlenmek istediği kişiyi anlatmaktadır.

Kızın babası, kilimi gördüğünde, kızının isteğini anladığını anlar. Kızının gönlündeki kişiyle evlenmesine izin verir ve ona at ve deve hediye eder.

Bu olaya çözüm üreten kişi, kızdır. Kızın kilim dokuması, babasına olan sevgisi ve kendi isteğini gerçekleştirmek için gösterdiği kararlılığı sayesinde, baba kızının gönlündeki kişiyle evlenmesine izin vermiştir.

Bu olay, Anadolu kültüründe kilimin bir iletişim aracı olarak kullanıldığını gösteren bir örnektir. Anadolu insanı, kilimlere dokuduğu motiflerle duygularını, düşüncelerini ve hayallerini ifade eder.

7.ETKİNLİK

Fiil çekimlerinde kiplerden yararlanıyoruz. Bir fiilin kipinin asıl görevinden uzaklaşarak bir başka kipin görevini veya anlamını taşımasına fiillerde anlam (zaman) kayması diyoruz. Anlam kayması daha çok haber kiplerinde görülür.

Örnek: Yarın İstanbul’a gidiyorum. (gideceğim)
(Şimdiki zaman gelecek zaman anlamı kazanmıştır.)
Örnek: Okula gitmediğine göre hastalanmış olacak. (olmalı)
(Gelecek zaman gereklilik kipinin anlamını kazanmıştır.)

Yukarıdaki bilgi ve örneklerden yararlanarak aşağıdaki cümlelerin fiillerinde görülen anlam kaymalarını bulup yazınız.

Gelinlik kızlar, kilimlerini bir bayram şenliği, bir düğün alayı gibi renklerle her zaman donatıyor. (donatır)

( geniş zaman -( )r yerine -yor şimdiki zaman eki  kullanılmıştır.)

Anadolu kilimlerinde renkler ve desenler hiçbir zaman seçilmedi. (seçilmez)

(geniş zamanın olumsuzu -mez yerine -yor şimdiki zaman eki  kullanılmıştır.)

Renkler ve desenler, bir gelenek zincirinde yüzyıllara ulaşıyor. (ulaşacak)

(gelecek zaman -ecek yerine -yor şimdiki zaman eki  kullanılmıştır.)

Kız, çeyizindeki kilimiyle övünmüş, delikanlı yüzyıllarca sevgilisinin hayalini kilimlerde görmüş. (övündü, gördü)

di’li geçmiş zaman yerine duyulan geçmiş zaman eki -miş kullanılmıştır.

Kızımı, malı mülkü olan, zengin birisi istiyor. (istemiş)

( -yor şimdiki zaman eki bu ek -miş geçmiş zaman eki yerine kullanılmıştır)

Kızımsa fakir bir delikanlıya gönül veriyor.

(-miş geçmiş zaman eki yerine -yor şimdiki zaman eki kullanılmış)

 

Fiillerde Anlam (Kip) Kayması Örnek Cümleleri ile Konu Anlatımı 

Bir cümlede fiilin aldığı kiple cümlede anlatılan zamanın farklı olmasına fiilde zaman kayması denir. Bu durum, fiilin aldığı ekin cümlenin anlamı ile uyumlu olmamasından kaynaklanır.

Zaman kaymasını olduğunu anlayabilmek için 2 hareket yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. İlk hareket fiilin kipini bulmak olurken ikinci hareket cümlede kastedilen kipin bulunması olmaktadır. Eğer fiilin kipi ile kastedilen kip farklıysa zaman kayması olduğu anlamına gelmektedir.

Örnek: “Dayımlara geliyorum. “

  1. Hareket: Fiilin kipi şimdiki zaman olduğundan
  2. Hareket: Cümlede kastedilen kip şimdiki zaman olduğundan zaman kayması bulunmamaktadır.

Örnek: “İki gün sonra dayımlara gidiyorum.”

Cümlede fiilin kipi şimdiki zaman iken cümlede kastedilen kip gelecek zaman olmaktadır. İkisi de farklı olduğundan fiilde anlam kayması açıkça görülmektedir.

Yarın Sivas’a gidiyorum. (Gideceğim kastediliyor.)

Teyzem, yangın çıkınca beni alıp dışarı çıkıyor. (Çıkmış kastediliyor.)

Bunu alır, babama verirsin. (Al, ver kastediliyor.)

Ağzımdan çıkanları hemen yapacaksın. (Yap kastediliyor.)

Zaman kaymasının net bir şekilde anlaşılması için kiplerin temel anlamlarının bilinmesi gerekmektedir. Şimdiki zaman eki (-yor) eylemin aynı anda yapıldığını ifade etmektedir. Bilinen, görülen geçmiş zaman eki (-di) kastedilen andan önce kesin gerçekleşen eylemler için kullanılmaktadır. Duyulan, öğrenilen geçmiş zaman eki (-miş) konuşulan andan önce bir yerlerden veya birilerinden öğrenilen ve duyulan eylemleri anlatmaktadır. Gelecek zaman eki (-ecek) kastedilen andan sonra gerçekleşecek eylemleri ifade etmektedir. Geniş zaman eki (-r) eylemin her zaman için geçerliliğini anlatmaktadır.

8.ETKİNLİK

sc8aztw

 

SONRAKİ DERSE HAZIRLIK

“Nevruz” kelimesiyle ilgili bir araştırma yapınız.

Nevruz Kelimesinin Anlamı ve Kökeni

Nevruz, Farsçada “yeni gün” anlamına gelen bir kelimedir. Bu kelime, “nev” (yeni) ve “ruz” (gün) kelimelerinden oluşmaktadır. Nevruz, kuzey yarımkürede, gündüzlerin gecelerden daha uzun olduğu, baharın başlangıcını temsil eden bir gündür.

Nevruz, dünyanın birçok yerinde kutlanan bir bayramdır. Bu bayram, genellikle baharın gelişini, doğanın uyanışını ve yeni bir yılın başlangıcını kutlamak için kutlanır. Nevruz kutlamaları, genellikle ateş yakmak, yumurta boyamak, şenlikler düzenlemek ve çeşitli yemekler yemek gibi etkinliklerden oluşur.

Nevruz’un Tarihçesi

Nevruz’un tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Nevruz, ilk olarak MÖ 2. binyılda Mezopotamya’da kutlanmaya başlanmıştır. O dönemde, Nevruz, yeni yılın başlangıcını kutlamak için kutlanan bir bayramdı.

Nevruz, zamanla Orta Asya’da yaşayan Türk toplulukları tarafından da benimsenmiştir. Türkler, Nevruz’u baharın gelişini ve doğanın uyanışını kutlamak için kutlamışlardır.

Nevruz, günümüzde dünyanın birçok yerinde kutlanmaktadır. Nevruz, İran, Afganistan, Azerbaycan, Tacikistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye, Ermenistan, Gürcistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Irak’ta resmi bayram olarak kutlanmaktadır.

Nevruz’un Anlamı ve Önemi

Nevruz, dünyanın birçok yerinde farklı anlamlara gelmektedir. Ancak, genel olarak Nevruz, baharın gelişini, doğanın uyanışını ve yeni bir yılın başlangıcını temsil etmektedir.

Nevruz, aynı zamanda, yeni bir başlangıç, umudun yenilenmesi ve barış anlamına da gelmektedir. Nevruz, insanların bir araya gelerek kutladığı bir bayramdır. Bu bayram, insanların birbirlerini daha iyi tanıması ve kaynaşması için bir fırsat sunmaktadır.

Nevruz’un Kutlama Şekilleri

Nevruz, dünyanın birçok yerinde farklı şekillerde kutlanmaktadır. Ancak, genel olarak Nevruz kutlamaları, aşağıdaki etkinliklerden oluşmaktadır:

  • Ateş yakmak: Nevruz kutlamalarının en yaygın geleneklerinden biri, ateş yakmaktır. Ateş, yeni bir başlangıcı, umudun yenilenmesini ve kötülüklerin yok edilmesini temsil etmektedir.
  • Yumurta boyamak: Nevruz kutlamalarında, genellikle yumurta boyama geleneği vardır. Boyanan yumurtalar, genellikle hediye olarak verilir.
  • Şenlikler düzenlemek: Nevruz kutlamalarında, genellikle şenlikler düzenlenir. Bu şenlikler, müzik, dans ve çeşitli etkinliklerden oluşur.
  • Çeşitli yemekler yemek: Nevruz kutlamalarında, genellikle çeşitli yemekler yenir. Bu yemekler, genellikle baharın gelişini ve bereketi temsil etmektedir.

Nevruz’un UNESCO’da Dünya Kültür Mirası Listesi’nde Yer Alması

Nevruz, 2009 yılında UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil edilmiştir. Bu, Nevruz’un dünya çapında önemli bir kültürel değere sahip olduğunun kabul edildiğini göstermektedir.

Gazete ve dergilerden, internet ve televizyondan nevruzla ilgili yayımlanan şiir ve yazılar derleyi­niz.

Gazete ve dergilerden nevruzla ilgili yayımlanan şiirler:

Nevruzu kutluyorum

Nevruzu kutluyorum

Bahar geldi, çiçekler açtı

Kuşlar cıvıl cıvıl ötüyor

Doğa şenlik yapıyor

 

Nevruz ateşi

Nevruz ateşi yakıldı

Kötülükler yok oldu

Işıklar saçıldı dünyaya

Barış ve sevgi doğdu

 

Nevruz umudun baharı

Nevruz umudun baharı

Yeni bir başlangıç

Karanlıktan aydınlığa

Yolculuk başlıyor

İnternet ve televizyondan nevruzla ilgili yayımlanan yazılar:

Nevruz: Baharın müjdesi

Nevruz, baharın gelişini müjdeleyen, dünyanın birçok yerinde kutlanan bir bayramdır. Nevruz, Farsça’da “yeni gün” anlamına gelir ve kuzey yarımkürede, gündüzlerin gecelerden daha uzun olduğu, baharın başlangıcını temsil eden bir gündür.

Nevruz, tarihi çok eskilere dayanan bir bayramdır. İlk olarak MÖ 2. binyılda Mezopotamya’da kutlanmaya başlanmıştır. O dönemde, Nevruz, yeni yılın başlangıcını kutlamak için kutlanan bir bayramdı.

Nevruz, zamanla Orta Asya’da yaşayan Türk toplulukları tarafından da benimsenmiştir. Türkler, Nevruz’u baharın gelişini ve doğanın uyanışını kutlamak için kutlamışlardır.

Nevruz, günümüzde dünyanın birçok yerinde kutlanmaktadır. Nevruz, İran, Afganistan, Azerbaycan, Tacikistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye, Ermenistan, Gürcistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Irak’ta resmi bayram olarak kutlanmaktadır.

Nevruz, dünyanın birçok yerinde farklı anlamlara gelmektedir. Ancak, genel olarak Nevruz, baharın gelişini, doğanın uyanışını ve yeni bir yılın başlangıcını temsil etmektedir.

Nevruz, aynı zamanda, yeni bir başlangıç, umudun yenilenmesi ve barış anlamına da gelmektedir. Nevruz, insanların bir araya gelerek kutladığı bir bayramdır. Bu bayram, insanların birbirlerini daha iyi tanıması ve kaynaşması için bir fırsat sunmaktadır.

Nevruz kutlamaları

Nevruz, dünyanın birçok yerinde farklı şekillerde kutlanmaktadır. Ancak, genel olarak Nevruz kutlamaları, aşağıdaki etkinliklerden oluşmaktadır:

  • Ateş yakmak: Nevruz kutlamalarının en yaygın geleneklerinden biri, ateş yakmaktır. Ateş, yeni bir başlangıcı, umudun yenilenmesini ve kötülüklerin yok edilmesini temsil etmektedir.
  • Yumurta boyamak: Nevruz kutlamalarında, genellikle yumurta boyama geleneği vardır. Boyanan yumurtalar, genellikle hediye olarak verilir.
  • Şenlikler düzenlemek: Nevruz kutlamalarında, genellikle şenlikler düzenlenir. Bu şenlikler, müzik, dans ve çeşitli etkinliklerden oluşur.
  • Çeşitli yemekler yemek: Nevruz kutlamalarında, genellikle çeşitli yemekler yenir. Bu yemekler, genellikle baharın gelişini ve bereketi temsil etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Scott AjansScott Ajans tarafından ❤️ ile tasarlanmıştır