Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa Metni Cevapları
Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa Metni Cevapları
Keşif Yolculuğu
› Atatürk’ün “En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.” sözüyle ilgili düşüncelerinizi
söyleyiniz. Sizce Atatürk’ün cahillik ile yapılan savaşı “en büyük savaş” olarak ifade
etmesinin sebebi ne olabilir?
Atatürk’ün “En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.” sözü, onun eğitim ve bilgiye verdiği önemin derin bir ifadesidir. Bu sözde Atatürk, sadece bir savaşın ya da düşmanın fiziksel gücünü değil, insanların zihinsel ve kültürel gelişimlerini engelleyen bir “karanlık” olan cahilliği hedef almış ve bu sorunu çözmenin toplumun en büyük kurtuluşu olduğunu vurgulamıştır.
Atatürk’ün Cahillik ile Yapılan Savaşı “En Büyük Savaş” Olarak Görmesinin Sebepleri:
- Toplumların Gelişimi İçin Temel Gereksinim: Cahillik, bir toplumun ilerlemesini engelleyen temel bir engeldir. Eğitim yoluyla bireyler bilgiye ve bilinçli düşünme yeteneğine kavuşur, bu da toplumların demokratikleşmesi, ekonomik kalkınması, bilimsel ilerlemesi ve kültürel zenginliği için gereklidir. Atatürk, Türk milletinin bu engeli aşarak modern bir toplum inşa etmesini istemiştir.
- Cahilliğin Toplumsal Kargaşaya Yol Açması: Atatürk, savaşların fiziksel boyutunun ötesinde, cahilliğin toplumsal huzursuzluk, fakirlik, geri kalmışlık ve köleleşme gibi olumsuz sonuçlar doğuracağını da biliyordu. Cahillik, yanlış inançlar, dogmalar ve bireysel gelişimin önünde bir duvar oluşturur. Bu da toplumsal huzursuzluk ve kaosa yol açabilir. Bu yüzden, cahillik ile yapılan savaşın, toplumu özgür kılacak en önemli mücadele olduğuna inanıyordu.
- Cahilliği Aşmanın Güçlü Bir Toplum İnşa Etmek İçin Gerekliliği: Eğitimli bir toplum, toplumda adaletin, eşitliğin ve kalkınmanın sağlanabileceği bir ortam yaratır. Atatürk, Türk milletinin bağımsızlığını kazanmasının ve çağdaşlaşmasının önündeki engellerden birinin de eğitim eksikliği olduğunu fark etmişti. Bu yüzden, eğitim yoluyla halkı aydınlatmak ve onları kendi kaderini belirleme yeteneğine sahip kılmak, onun en büyük savaşını oluşturdu.
- İnsan Hakları ve Özgürlükler: Cahillik, insanların doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini köreltir, bunun sonucunda da bireysel haklar, özgürlükler ve adalet konusunda yanlış kararlar alınabilir. Atatürk, insan hakları ve özgürlükler noktasında cahilliği bir engel olarak görmüş, bu yüzden halkı bilinçlendirmenin en büyük toplumsal görev olduğunu vurgulamıştır.
› Atatürk’ün eğitime verdiği önem ile ilgili edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Atatürk, eğitimin çok önemli olduğuna inanıyordu çünkü bir milletin gelişmesi ve çağdaşlaşması için en temel şeyin eğitim olduğunu düşünüyordu. Atatürk, Türk milletinin bağımsızlığını kazanmasının ardından, ülkenin her alanında olduğu gibi eğitimde de büyük reformlar yapmıştır.
Atatürk’ün eğitime verdiği önemi birkaç şekilde anlatabiliriz:
- Herkese Eğitim Verilmesi Gerektiğini Söyledi: Atatürk, eğitimde herkesin eşit fırsatlara sahip olması gerektiğini savunuyordu. O, kadınların da erkekler gibi eğitim alması gerektiğine inanıyordu. Bu yüzden, kız çocuklarının da okula gitmesini teşvik etti.
- Harf Devrimi: Atatürk, halkın daha kolay okuyup yazabilmesi için Harf Devrimi’ni yaparak, Osmanlı alfabesinin yerine Latin harflerini kabul etti. Bu, halkın okuma yazma oranını artırarak eğitimde büyük bir adım oldu.
- Yeni Okullar Açtı: Atatürk, köylerden şehirlere kadar her yerde okullar açılmasını istedi. Bu okulların hem kız hem de erkek çocuklarına eğitim vermesini sağladı.
- Bilimin Önemine Vurguladı: Atatürk, bilim ve teknolojinin gelişmesinin ülkenin ilerlemesi için çok önemli olduğunu söyledi. Okullarda fen bilimlerinin öğretilmesine büyük önem verdi.
- Eğitimde Modernleşme: Atatürk, eğitim sisteminin modernleşmesi için birçok yenilik yaptı. Eski metotların yerine daha çağdaş, etkili ve öğrenci odaklı yöntemlerin kullanılmasını istedi.
Metni sessiz okuyunuz.
Öğretmeniniz metni okurken onu dikkat dağıtıcı hareketlerden kaçınarak dinleyiniz.
Metni işitilebilir bir ses tonuyla vurgu ve tonlamaya dikkat ederek türün özelliklerine
uygun bir şekilde sesli okuyunuz.
Arkadaşınız metni sesli okurken anlamını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarını
defterinize not ediniz. Bunların anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin
ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz.
GAZİ MUSTAFA KEMAL VE SIĞIRTMAÇ MUSTAFA
Bir zamanlar, Marmara Denizi’nin kıyısında bulunan Yalova adlı küçük ve şirin bir ilçede,
Mustafa adlı bir çocuk yaşardı. Mustafa’nın en büyük dileği, arkadaşları gibi okula gitmek ve
okumaktı. Ama ne yazık ki o çok fakir bir ailenin çocuğuydu. Onun, okul yerine dağlarda sığırtmaçlık
yaparak ailesinin bütçesine katkıda bulunması gerekiyordu.
Yıl 1929’du. Güzel bir eylül sabahında, Mustafa erkenden uyandı. Sığırları otlatması gerekiyordu.
Hemen elini yüzünü yıkayıp iş kıyafetlerini giydi. Bir parça kuru ekmekle açlığını giderdikten
sonra yola koyuldu. Sığırları önde, kendisi arkada, mis kokulu otların yetiştiği dağa doğru
ilerliyordu. Gökyüzünde pırıl pırıl bir güneş, yeryüzünde yemyeşil bir doğa vardı. Her yer, her
şey eşsiz güzellikteydi. Ama Mustafa, bu güzellikleri fark edemeyecek kadar yorgundu. Çünkü
o hastaydı. Sıtma olmuştu. Üstelik bugün kendini, her zamankinden daha halsiz hissediyordu.
Tek isteği bir an önce sığırlarını otlatıp evine dönmekti.
Bu arada Gazi Mustafa Kemal Yalova’daydı. Çalışmalarını bitirdikten sonra Gazi, yöreyi
daha iyi tanımak için kurmaylarıyla birlikte gezintiye çıkmıştı. Hava kararmaya başlayınca da
çiftliğe dönmek üzere yola koyuldular. Fakat hiçbir yol onları çiftliğe götürmüyordu. Açık söylemek
gerekirse kaybolmuşlardı. Gazi ve yanındakiler bir süre sesli düşündükten sonra, farklı
bir yolu denemeye karar verdiler ve atlarını oraya sürdüler…
Küçük Mustafa gün boyu yemyeşil çimenlerde sığırlarını otlattıktan sonra çiftliğe doğru,
yorgun adımlarla yürüyordu. Birden uzaktaki atlıları fark etti. Atlılar, atlarını ona doğru dörtnala
sürüyorlardı. Şüpheyle, “Neler oluyor?” diye mırıldandı.
Derken atlılar kısa sürede Mustafa’nın yanına ulaştılar. Hepsi iyi giyimli ve önemli insanlara
benziyordu. Mustafa, onların bu halini görünce, şüphesinin yersiz olduğunu anlayıp rahatladı.
En öndeki atlı, Mustafa Kemal’di. Gazi atından indi ve Mustafa’nın yanına yaklaşarak, “Çocuğum,
çiftliğe nasıl gidilir?” diye sordu.
Mustafa, yolu elindeki sopayla göstererek “Yanlış yoldan gelmişsiniz. Çiftliğe şu gördüğünüz
yoldan gidilir,” dedi.
Gazi, çocuğa teşekkür ettikten sonra sevgiyle; “Senin adın ne?” diye sordu.
“Mustafa!” dedi çocuk. Sonra, “Ama burada bana Sığırtmaç Mustafa derler,” diye ekledi.
Gazi, “Mustafa” ismini duyunca gülümsedi. Fakir olduğu her halinden belli olan çocuğa,
sevgi ve şefkatle bakıyordu. Bu arada onun sararmış benzi ve şiş karnı dikkatini çekmişti. Çocuğun
hasta olabileceğini düşündü.
“Öyle mi? Benim adım da Mustafa. Demek ki seninle adaşız. Ama adımın yanında bir de
Kemal var,” dedi. Sonra çocuğun, omzuna sevgi ile dokunup, “Gazi Mustafa Kemal’i tanır mısın?”
diye sordu.
Sığırtmaç Mustafa, gün boyu dağlarda sığırlarını otlatan gariban bir çocuktu. Gazi, ismini
büyüklerinden ve okula giden arkadaşlarından duymuştu ama kendisini nereden bilebilirdi ki?
Ciddi bir şekilde; “Hiç görmedim!” dedi.
“Onu sever misin?”
“Tabii severim.”
“Neden seversin?”
“Paşa olduğu için severim.”
“Peki, onunla tanışmak ister miydin?”
“Hem de çoook!”
Mustafa Kemal’in kalbinde çocukların apayrı bir yeri vardı. Çünkü onlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğiydi. Ülkemizin geleceğinin parlak olması için tüm çocukların çok iyi yetiştirilip topluma kazandırılması gerektiğini düşünüyordu.
Gazi, Sığırtmaç Mustafa’yla sohbet ederken çocuğun her hareketini dikkatle inceliyordu. Konuşmasını, davranışını ve samimiyetini çok beğenmişti. Öyle ki, onunla karşılaştığı için, çiftliğe giden yolu kaybetmesine bile seviniyordu. Aslında amacı onu daha iyi tanıyarak, yardımcı olmaktı. “Sığırtmaçlık yaparak ayda ne kadar para kazanıyorsun?”
“Üç lira.”
“Aylık 3 lira olunca, yıllık kazancın ne oluyor?” Sekiz yaşındaki Sığırtmaç Mustafa bir an durakladı. Okur-yazarlığı olmadığı için nasıl hesaplayacağını şaşırmıştı. Kim bilir belki de, yılda 12 ayın olduğunu bile bilmiyordu. O anda Mustafa Kemal, çocuğun okuma yazma bilmediğini anladı. Onun daha fazla zorlanmaması için yanındakilere işaret etti. Çocuk onların yardımıyla yıllık kazancının 36 lira olduğunu hesaplayıp söyledi.
Gazi, çocuğa sevgiyle gülümseyerek yaklaştı ve cebinden bir miktar para çıkarttı. Çocuğun bir yıllık ücreti olan 36 lirayı hesaplayıp ona uzattı. Sığırtmaç Mustafa ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyordu. Hatta daha önce kimse onunla böyle içten ilgilenmemişti. Çok şaşkın ve mutluydu ama hak etmediği parayı alamazdı. Almadı da. Mustafa Kemal’in, “Neden almıyorsun?” sorusu üzerine, “Bu para çok. Üstelik nereden aldın diye bana hesap sorarlar,” dedi. Gazi, “Bu parayı ben sana bize yol gösterdiğin için veriyorum. Alacaksın!” deyince çocuk düşündü. Sonra, “Yol göstermenin bedeli bu kadar çok olamaz. Fakat yanımda bir miktar cevizim var. Eğer siz onu alırsanız, ben de cevizin karşılığı olarak bu parayı almayı kabul ederim,” dedi.
Bunun üzerine Mustafa Kemal, cevizleri almak zorunda kaldı. Çocukla vedalaşıp atını çiftliğe
doğru sürerken, çocuğun bu onurlu davranışından etkilenmiş bir hali vardı.
Sığırtmaç Mustafa, ömründe ilk kez bu kadar parayı bir arada görmüştü. Bir avcunda sımsıkı
tuttuğu 36 liraya, bir giden atlılara bakıyordu. Aklı karmakarışıktı. Kendi kendine, “Benimle
konuşan kişi oldukça önemli birine benziyordu. Kim olabilir ki? Üstelik ikinci adının ‘Kemal’
olduğunu söyledi. Yoksa bu kişi Gazi Mustafa Kemal mi?” diye düşündü. Sonra da büyük bir
coşkuyla, “Evet!.. Evet o!.. Gazi Mustafa Kemal’in ta kendisi! Çünkü böyle mükemmel bir insan,
ondan başkası olamaz,” diye haykırdı.
Gazi, çiftliğe gelmişti ama aklı Sığırtmaç Mustafa’da kalmıştı. Onun hakkında güzel şeyler
düşünüyordu. Ama öncesinde hakkında bilgi toplaması gerekiyordu. Kısa sürede onunla ilgili
çok şey öğrendi ve ertesi gün Sığırtmaç Mustafa’yı yanına çağırtmaya karar verdi.
Bu arada Sığırtmaç Mustafa’nın içi içine sığmıyordu. Öyle ki o gece, mutluluktan sabaha
kadar uyuyamamıştı. Hele bir de, Gazi Mustafa Kemal tarafından çağırıldığını öğrenince küçücük
kalbi duracak gibi oldu. Çocukcağız, güzel bir düş gördüğünü düşünüyor, uyanmak istemiyordu.
Hatta içinde, hayatının birden değişeceği, eski yaşadığı zorlukların yerini mutlu günlerin
alacağı hissi vardı. Tüm bu duygularıyla bayramlık giysileri içinde çiftliğin kapısını çaldı.
Gazi onu bekliyordu, çocuğu sevgiyle karşıladı. Bir süre oturup karşılıklı sohbet ettiler.
Daha sonra Mustafa Kemal, çocuğun hastalığının bir an önce tedavi edilmesi için onu, Şişli’deki
Himaye-i Etfal Hastanesi’ne yolladı. Çocuğun hastalığı bayağı ilerlemişti. Hemen tedaviye
alındı… Sonra ne mi oldu?
Uzun bir tedavi sonrasında sağlığına kavuşan Sığırtmaç Mustafa için güzel günler başladı.
Yıllardır özlemini çektiği okuma- yazma isteğini Mustafa Kemal yerine getirecekti. Ailesinin de
onayını aldıktan sonra Beşiktaş’taki 19. İlk Mektep’e yolladı. Mustafa oldukça başarılı bir öğrenciydi.
Burayı bitirince Gazi, onu Maçka’daki Fevziye Lisesi’ne gönderdi. Kuleli Askeri Lisesi’nde
de eğitim aldıktan sonra Kara Harp Okulu’ndan Tankçı Teğmen rütbesiyle mezun olup, Türk
Silahlı Kuvvetleri’ne katıldı. Orada başarılı ve mutlu bir yaşam sürdü…
Hikmet ULUSOY
• “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” adlı metinde ilginizi çeken bir noktayı belirleyiniz
ve bunu neden seçtiğinizi açıklayınız. Buna benzer “Atatürk ve çocuk” konulu
metinler bulmak amacıyla bir araştırma yapınız. Araştırmanızda kullanabileceğiniz kaynakları
ve imkânları belirleyiniz. Ulaştığınız metinleri ve kaynakları göz önüne aldığınızda
araştırma sürecinizi bilgiye ulaşım, konuya ve amaca uygunluk açısından değerlendiriniz.
“Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” adlı metinden ilginizi çeken nokta:
Metindeki en dikkat çekici noktalardan biri, Gazi Mustafa Kemal’in, Sığırtmaç Mustafa’yla tanıştıktan sonra çocuğa gösterdiği sevgi, şefkat ve ilgi ile çocuğun hayatını değiştirmesidir. Atatürk’ün, Sığırtmaç Mustafa’yı görüp onun eğitimini destekleme kararı alması, çocukların önemine dair çok güçlü bir mesaj verir. Özellikle bu metinde yer alan “Atatürk ve çocuk” ilişkisinin, eğitim ve toplumsal gelişim açısından vurgulanması, Atatürk’ün geleceğin liderleri olan çocuklara verdiği önemi yansıtır. Bu nokta, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun çocukların gelişimine ne kadar önem verdiğini ve toplumun ilerlemesi için eğitimli bireyler yetiştirmenin gerekliliğini anlamamıza yardımcı olur.
Bunu seçmemin nedeni: Bu durum, Atatürk’ün toplumun en temel yapı taşı olan çocuklara olan ilgisini ve bir devlet adamının bireysel olarak çocukların yaşamlarını iyileştirmeye yönelik verdiği destekle toplumsal değişime nasıl öncülük edebileceğini gösteriyor. Özellikle eğitim ve insan haklarına verdiği önemin, toplumsal refahın temelini attığına dair çok güçlü bir örnek sunuyor.
“Atatürk ve çocuk” konulu metinler bulmak amacıyla yapılacak araştırma:
- Araştırma Kaynakları ve İmkânları:
- Atatürk ile ilgili biyografik kitaplar ve derlemeler: Atatürk’ün çocuklara verdiği önemle ilgili çeşitli kaynaklarda, anekdotlar ve çocuklarla ilgili düşünceleri yer alır. Özellikle Nutuk, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri gibi eserlerde çocuklarla ilgili önemli bilgiler bulunabilir.
- Çocuk eğitimi üzerine yazılmış makaleler ve dergiler: Türk eğitim tarihi üzerine yazılmış akademik makaleler, Atatürk’ün eğitim vizyonunu anlamak için önemli bir kaynaktır. Ayrıca bu konuda yayımlanmış akademik dergiler de araştırmaya yardımcı olabilir.
- Atatürk’ün çocuklarla ilgili konuşmaları ve mesajları: Atatürk’ün çocuklarla ilgili çeşitli konuşmalarını içeren metinler. Bu konuşmalar genellikle Atatürk’ün eğitim reformları ve çocuklara verdiği önem hakkında bilgi sağlar.
- İnternet kaynakları: Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi web siteleri, Atatürk’ün çocuklarla ilgili yapılan etkinlikler veya festivaller üzerine yazılmış haberler, çocuklara yönelik yaptığı bağışlar ve destekler hakkında bilgiler sunabilir.
- Okullardaki öğretmen kaynakları: Okul kitaplarında yer alan “Atatürk ve çocuk” konulu metinler, öğrenciler ve öğretmenler için etkili bir kaynaktır.
- Araştırma Süreci ve Değerlendirme:
- Bilgiye Ulaşım: Atatürk’ün çocuklarla ilgili sözleri ve yazıları, Türk tarihine dair geniş bir bilgi birikimi oluşturur. Bu kaynaklara, çeşitli üniversitelerin dijital arşivlerinden, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim materyallerinden ve çocuklarla ilgili yazılmış kitaplardan ulaşılabilir.
- Konuya ve Amaca Uygunluk: Araştırmada, Atatürk’ün çocuklarla ilgili düşünceleri, özellikle eğitim alanındaki vizyonu üzerinde durulmalıdır. Bu konuda yayımlanmış kitaplar, makaleler ve dergiler doğru ve verimli bilgiler sağlayacaktır. Ayrıca Atatürk’ün bireysel olarak çocukların eğitimine dair yaptığı katkıları içeren belgeler, amaca uygun olacaktır.
- Kaynakların Güvenilirliği: Kaynakların, özellikle akademik dergiler, devletin yayımladığı belgeler ve güvenilir yazarlar tarafından yazılmış kitaplar olması önemlidir. Bu tür kaynaklar doğru bilgiye ulaşmayı sağlar.
Araştırma Sonucu: Elde edilen metinler ve kaynaklar, hem Atatürk’ün eğitim politikalarına dair kapsamlı bilgi sunar, hem de onun çocuklar için geliştirdiği reformların zaman içinde nasıl bir toplumsal etki yarattığını gösterir. Bu metinler, öğrencilerin de Atatürk’ün eğitim politikalarını öğrenmesi için etkili bir araç olacaktır.
Yararlandığınız kaynakların konuyu anlamanıza katkısını ve ek kaynaklara ihtiyaç duyup
duymadığınızı değerlendiriniz.
Yararlandığım Kaynakların Konuyu Anlamama Katkısı:
Yararlandığım kaynaklar, “Atatürk ve çocuk” konusunu anlamamda önemli katkılar sağladı. Özellikle Atatürk’ün eğitimle ilgili düşünceleri ve çocuklara verdiği önemle ilgili yazılmış metinler, konuyu derinlemesine kavrayabilmemi sağladı. Bu tür kaynaklar, Atatürk’ün sadece bir devlet adamı olarak değil, aynı zamanda bir eğitim reformcusu ve toplumun geleceği olan çocuklara duyduğu sevgi ve saygıyla da ön plana çıktığını gösterdi. Nutuk, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri gibi eserler, Atatürk’ün çocuklar hakkındaki görüşlerini direkt olarak öğrenmeme imkân tanırken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayımladığı eğitim materyalleri ve çocuklara yönelik yazılar ise bu görüşlerin uygulamadaki yansımalarını gösterdi. Bu metinler, Atatürk’ün çocuklara dair düşüncelerini sadece tarihi bir perspektiften değil, aynı zamanda günümüz eğitimiyle nasıl ilişkilendirilebileceğini anlamama da yardımcı oldu.
Katkı Sağlayan Ekstra Kaynaklar: Elde ettiğim kaynaklar genel olarak yeterli oldu, ancak daha derinlemesine bir analiz için ek kaynaklara da ihtiyaç duyulabilir. Bu ek kaynaklar şunlar olabilir:
- Akademik Makaleler: Atatürk’ün eğitim politikalarının, Türkiye’deki eğitim sistemini nasıl şekillendirdiğine dair akademik çalışmalar. Bu çalışmalar, Atatürk’ün çocuklara verdiği önemin eğitim sistemindeki somut etkilerini inceleyen daha spesifik bilgileri sağlayabilir.
- Atatürk ve Çocuk Konulu Güncel Çalışmalar: Eğitim tarihini ele alan dergilere ve bu konuyu ele alan güncel araştırmalara başvurmak faydalı olacaktır. Ayrıca, Atatürk’ün çocuklarla ilgili yaptığı etkinliklere dair raporlar ya da müze ziyaretlerinde elde edilen bilgiler, daha kişisel ve somut veriler sunabilir.
- Çocuklarla İlgili Eğitim Politikaları: Atatürk’ün dönemi sonrasında yapılan reformların, çocukların eğitimi üzerindeki etkilerini inceleyen kaynaklar, geçmişteki eğitim politikalarının günümüze kadar nasıl evrildiğini anlamamı sağlayabilir.
Ek Kaynaklara İhtiyaç Duyulup Duyulmadığı: Yararlanılan kaynaklar konuyu anlamam için genellikle yeterli oldu, ancak konunun derinlemesine analiz edilmesi ve özellikle Atatürk’ün eğitimle ilgili uygulamalı adımlarının daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi için ek kaynaklar faydalı olacaktır. Bu ek kaynaklar, eğitim sistemindeki yapısal değişiklikler ve Atatürk’ün doğrudan çocuklarla kurduğu ilişkiyi ele alan daha ayrıntılı çalışmalar olabilir. Özellikle sosyo-kültürel etkiler ve çeşitli tarihsel kaynaklar sayesinde, dönemin sosyal yapısındaki değişimlerin çocuklara yönelik eğitim reformlarına nasıl etki ettiğini daha iyi anlayabilirim.
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki soruları okuduğunuz metinden hareketle sözlü olarak cevaplayınız.
- Mustafa neden sığırtmaçlık yapmaktadır?
Mustafa, geçimini sağlamak için sığırtmaçlık yapmaktadır. Yani, koyunları güderken hayvanları koruyarak yaşamını sürdürmektedir. - Mustafa, uzaktaki atlıları fark edince şüpheyle “Neler oluyor?” diye mırıldanmıştır. Ardından şüphesinin yersiz olduğunu anlamıştır. Bunun sebebi nedir?
Mustafa, atlıları yabancı biri olarak düşündüğü için şüphelenmiştir. Ancak yaklaştıklarında bu atlıların Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları olduğunu fark ederek şüphesinin yersiz olduğunu anlamıştır. - Gazi Mustafa Kemal, neden Sığırtmaç Mustafa’nın hasta olabileceğini düşünmektedir?
Gazi Mustafa Kemal, Sığırtmaç Mustafa’nın yüzündeki halini görünce, onun bir hastalığı olabilir diye düşünmüştür. Yüzü solgun ve üzgün olduğu için hasta olabileceğini aklına getirmiştir. - Gazi Mustafa Kemal’in kalbinde çocukların apayrı bir yerinin olmasının sebebi nedir?
Gazi Mustafa Kemal, çocukların Türkiye’nin geleceği olduğuna inanır. Çocukların iyi yetişmesi gerektiğini düşünerek onlara özel bir değer verir. - Gazi Mustafa Kemal’in çiftliğe giden yolu kaybetmesine rağmen Sığırtmaç Mustafa ile karşılaşmasına sevinmesinin sebebi ne olabilir?
Gazi Mustafa Kemal, yolu kaybetmişken Sığırtmaç Mustafa ile karşılaşarak onu tanıdığı için çok sevinmiştir. Çünkü Sığırtmaç Mustafa ona yardımcı olabilir ve yönünü bulmasına yardımcı olacaktır. - Sığırtmaç Mustafa’nın Gazi Mustafa Kemal’in yanına giderken bayramlıklarını giymesinin sebebi ne olabilir?
Sığırtmaç Mustafa, Gazi Mustafa Kemal’e olan saygısını ve sevgisini göstermek için bayramlıklarını giymiştir. Onun yanına giderken özenli ve temiz görünmek istemiştir.
2.ETKİNLİK
a. “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metninde Sığırtmaç Mustafa’nın karşılaştığı problemler nelerdir? Yazınız.
“Sığırtmaç Mustafa” metninde Sığırtmaç Mustafa’nın karşılaştığı bazı problemler şunlardır:
- Yolunu kaybetmek: Sığırtmaç Mustafa, çiftliğe gitmek üzereyken yolu kaybetmiştir. Bu, onun yön bulma konusunda zorluk yaşamasına sebep olmuştur.
- Sıkıntılı ruh hali: Yüzündeki solgunluk ve üzgün hali, sağlık durumunun kötü olabileceğini düşündürtmüştür. Gazi Mustafa Kemal de onu hasta olabileceği konusunda endişelenmiştir.
- Hayvanları güderken yalnızlık: Mustafa’nın tek başına koyunları güderken yalnızlıkla başa çıkması gerekmiştir. Bu da onun zor durumda olduğu bir durumdur.
b. Yazdığınız problemlerin oluşma sebeplerini özetleyiniz.
Sığırtmaç Mustafa’nın karşılaştığı problemlerinin oluşma sebepleri şunlardır:
- Yolunu kaybetmek: Mustafa’nın çiftliğe gitmek üzere yola çıkarken dikkatini yeterince vermemesi ve çevresini iyi gözlemlememesi yolunu kaybetmesine sebep olmuştur.
- Sıkıntılı ruh hali: Mustafa’nın üzgün ve solgun olması, muhtemelen sağlık sorunları ve zorluklarla başa çıkamamasından kaynaklanmaktadır. Bu da onun ruh halini etkilemiştir.
- Hayvanlarla yalnız olmak: Tek başına koyunları güderken yalnızlık, Mustafa’nın zor bir durumla karşılaşmasına neden olmuştur. Çalışma koşullarının zorluğu ve yalnızlık duygusu ona sıkıntı yaratmıştır.
c. Belirlediğiniz problemlerin çözümüne ilişkin önerilerinizi yazınız.
Sığırtmaç Mustafa’nın karşılaştığı problemlerin çözümüne yönelik önerilerim şunlardır:
- Yolunu kaybetme sorunu:
- Öneri: Yola çıkmadan önce bir harita veya belirgin işaretler kullanarak, gidilecek yerin yönünü netleştirmek. Ayrıca, çevreyi dikkatlice gözlemleyerek ve yön duygusunu geliştirecek aktivitelerle daha hazırlıklı olmak.
- Sıkıntılı ruh hali ve sağlık sorunları:
- Öneri: Sığırtmaç Mustafa’nın moralini düzeltmek için yakın çevresinden destek alması önemli olacaktır. Ayrıca, sağlık problemleri konusunda bir doktora danışarak gerekli tedaviye başlanması gerekir. Duygusal olarak da daha sosyal ortamlar yaratılarak yalnızlık duygusu azaltılabilir.
- Hayvanlarla yalnız olmak ve zorluklarla başa çıkmak:
- Öneri: Çalışma yükünü hafifletmek için başka kişilerin yardım alması, özellikle büyük alanlarda hayvanları güderken bir arkadaş veya meslektaşla iş birliği yapmak faydalı olabilir. Yalnızlık hissinin önüne geçmek için sosyal destek sistemlerini güçlendirmek önemli bir çözüm olacaktır.
ç. Önerileriniz arasından problemin çözümüne katkıda bulunacak en uygun çözümü belirleyiniz.
Bu çözümün problemin çözümüne olan katkısını değerlendiriniz.
Sığırtmaç Mustafa’nın karşılaştığı problemlerin çözümüne katkıda bulunacak en uygun çözüm “Yolunu kaybetme sorunu için çevreyi dikkatlice gözlemleyerek ve yön duygusunu geliştirecek aktivitelerle daha hazırlıklı olmak” olacaktır.
Bu çözümün problemin çözümüne olan katkısı:
- Yön bulma becerisini geliştirme: Sığırtmaç Mustafa’nın yolunu kaybetmesinin ana sebebi, çevresini yeterince dikkatlice gözlememesi ve yön duygusunun zayıf olması olabilir. Yön bulma becerisinin güçlendirilmesi, hem onun güvenliğini artıracak hem de işlerini daha hızlı ve verimli yapmasını sağlayacaktır.
- Zihinsel hazırlık: Çevreyi gözlemlemek ve yön duygusunu geliştirecek aktiviteler, gelecekteki benzer sorunlarla daha rahat başa çıkabilmesini sağlar. Bu, sadece o anki sorunun çözümüne değil, ilerleyen zamanlarda karşılaşabileceği diğer zorluklarla baş etme yeteneğine de katkı sağlar.
- Bağımsızlık ve özgüven: Yön bulma becerilerinin artması, Sığırtmaç Mustafa’nın yalnız başına daha güvenli ve bağımsız bir şekilde çalışabilmesini sağlar, bu da onun özgüvenini artırır. Bu sayede ruhsal olarak da daha az stresli bir ortamda çalışacaktır.
3.ETKİNLİK
a. “Ya İstiklal ya Ölüm” ve “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metinlerinin
ortak kahramanı kimdir?
“Ya İstiklal ya Ölüm” ve “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metinlerinin ortak kahramanı Mustafa Kemal Atatürk‘tür. Her iki metinde de Gazi Mustafa Kemal’in liderlik vasıfları ve halkla olan ilişkisi ön planda tutulmuştur. “Ya İstiklal ya Ölüm” metninde Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndaki kararlılığı ve bağımsızlık mücadelesi vurgulanırken, “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metninde de Atatürk’ün insani yönü, çocuklara ve halkına olan ilgisi, sade hayatı ve halkla olan yakın ilişkisi anlatılmaktadır.
b. İki metinde ortak olan kahramanın benzer yönlerini (dış görünüş, kişilik vb.) listeleyiniz.
İki metinde ortak olan kahraman, Mustafa Kemal Atatürk‘ün benzer yönleri şunlardır:
- Liderlik Özelliği:
- Her iki metinde de Atatürk, güçlü bir lider olarak karşımıza çıkar. “Ya İstiklal ya Ölüm” metninde, onun bağımsızlık için verdiği mücadele ve kararlılığı ön plana çıkarken, “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metninde de halkına olan yakın ilgisi ve yönlendirmeleri vurgulanmaktadır.
- İnsani Yönü:
- Atatürk, her iki metinde de halkıyla iç içe, onların sorunlarıyla ilgilenen bir lider olarak betimlenmiştir. Özellikle “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metninde, çocuklara ve halka duyduğu sevgi ve ilgisi ön plana çıkmaktadır.
- Sade ve Dürüst Kişilik:
- Atatürk’ün sade hayatı, her iki metinde de vurgulanmıştır. Özellikle “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metninde, onun halkla birlikte aynı hayatı paylaşması ve aristokrat bir yaşamdan uzak durması dikkat çeker.
- Kararlılık ve Azim:
- “Ya İstiklal ya Ölüm” metninde bağımsızlık için gösterdiği kararlılık ön planda iken, “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metninde de her türlü zorluğa rağmen halkıyla birlikte hareket etme azmi öne çıkar.
- Eğitim ve Çocuklara İlgi:
- “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” metninde, Atatürk’ün çocuklara özel bir ilgisi olduğu, onların eğitimine verdiği önem belirgin şekilde yansımaktadır. Atatürk’ün çocukları geleceğin teminatı olarak görmesi, kişiliğini etkileyen önemli bir özelliktir.
c. İki metinde ortak olan kahramanın farklı yönlerini (dış görünüş, kişilik vb.) listeleyiniz.
İki metinde ortak olan kahraman, Mustafa Kemal Atatürk‘ün farklı yönleri şunlardır:
- Dış Görünüş:
- “Ya İstiklal ya Ölüm” Metninde: Atatürk, bu metinde güçlü, kararlı ve lider ruhlu bir şekilde betimlenmiştir. Ancak dış görünüşüyle ilgili spesifik bir betimleme yapılmaz, daha çok fikirleri ve eylemleri ön plana çıkmaktadır.
- “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” Metninde: Atatürk’ün fiziksel görünüşüne dair bazı detaylar bulunabilir. Metnin bir kısmında Atatürk, halkla iç içe olması sebebiyle sade bir şekilde giyinir. Bu metinde daha çok halkın arasındaki insan yönü ve samimi tavırları vurgulanmaktadır.
- Kişilik Özellikleri:
- “Ya İstiklal ya Ölüm” Metninde: Atatürk, savaşçı ve halkını kurtarmaya kararlı bir lider olarak öne çıkar. İstiklal mücadelesinde ne pahasına olursa olsun sonuna kadar gitmeye kararlıdır. Buradaki kişiliği, kararlı, cesur ve mücadeleci bir liderdir.
- “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” Metninde: Burada Atatürk’ün daha insancıl ve halkla iç içe olan yönü öne çıkar. Çocukları çok sever ve onların eğitimi için endişelenir. Yani daha çok şefkatli ve halkıyla empati kurabilen bir yönü vurgulanmaktadır.
- İletişim Tarzı:
- “Ya İstiklal ya Ölüm” Metninde: Atatürk, güçlü bir hitabet gücüne sahip ve halkını bağımsızlık mücadelesine ikna etmek için sert, etkili bir dil kullanır.
- “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” Metninde: Atatürk, halkla iç içe olması nedeniyle daha samimi ve sıcak bir iletişim tarzına sahiptir. Çocuklarla ve halkla doğrudan, daha doğal bir ilişki kurar.
- Çevresiyle İlişkisi:
- “Ya İstiklal ya Ölüm” Metninde: Atatürk, düşmanla ve zorlu koşullarla mücadele ederken, çevresiyle ilişkisini daha çok stratejik ve toplumsal düzeyde kurar. Buradaki ilişkiler, daha çok halkın özgürlüğü için yapılan büyük bir mücadele çerçevesindedir.
- “Gazi Mustafa Kemal ve Sığırtmaç Mustafa” Metninde: Atatürk, Sığırtmaç Mustafa gibi küçük insanlarla da çok yakın ilişkiler kurar. Çocuklara olan ilgisi ve onların geleceğiyle ilgili düşünceleri ön plana çıkar. Bu yönüyle daha içten ve samimi bir ilişki kurmaktadır.