Gize Serbest Okuma Metni Cevapları Sayfa 261
Gize Serbest Okuma Metni Cevapları Sayfa 261
GİZE
Ve işte piramitler! Otobüsümüz Gize yönüne dönünce Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleri,
olanca görkemleriyle karşımıza çıkıyor. Bu piramitler tek tek taşlarla örülmüş. MÖ 2464-
2575 yılları arasında yapılmış. En büyük piramit Keops. Bunun taban kenarı 230 metre. Yüksekliği
146 metre. Bugün dış sıvaları döküldüğünden boyu dokuz metre kısa durumda. Bu dünya
haritası piramit yapılırken her biri ortalama 2750 kilogram ağırlığında iki milyon üç yüz bin adet
granit taşı kullanılmış. Merdiven gibi basamak basamak yükselen piramidin içine girmek, dışına
tırmanmaktan daha zor. Firavun mezarı, piramidin merkezine yakın bir yerde. Mezar ortamına
ulaşmak için çok dar bir koridordan, iki büklüm sürünerek yukarıya tırmanmak gerekiyor. İlk
gelişimizde olduğu gibi bu kez yine herkesle birlikte koridora girip tırmanışa geçtim. Ama yarı
yola bile varamadan içim daraldı. Boğulur gibi oldum. Canımı dışarıya zor attım. (…)
Bu piramitlerin planlanması akıl durdurucu. Ya yapılışı! O da insanı şaşırtıyor. Rehberin dediğine
göre, Nil’in taşma dönemlerinde halk, tarım yapamazmış. Suların çekilip geriye kalan
bereketli toprağın kuruması, dört ay alırmış. Mısırlılar işte bu dört aylık boş dönemlerinde, piramitlerde
işçi olarak çalışırlarmış. Oysa Herodot bu piramitlerin esirlere yaptırıldığını yazıyor.
Üstelik bu insanlara, yiyecek olarak sadece kuru peksimet ve soğan verildiğini belirtiyor.
Rehberin dediğine göre, Keops Piramidi yapılırken dörder aylık dönemlerde yüz bin işçi,
yirmi yıl çalışmış. (…)
Piramidin içine girenler, kan ter içinde dönüyorlar. Rehber bizleri peşine takıyor. Keops ile
Kefren Piramidi arasında bulunan panoramik bir tepeye götürüyor.
Buradan piramitlere ve çevreye bakarken insan, tarifsiz duygu ve coşkularla dolup taşıyor.
Bu duygular arasında ürkü de var. Ben bunca görkem içinde kendimi, denizde bir damla gibi
duyumsuyorum.
Sanırım geçmişte insanoğlu da doğanın görkemi karşısında kendini pek küçük, pek çelimsiz
gördü. Bu duyguları içinden söküp atabilmek için böylesine görkemli eserler oluşturdu.
Bu büyülü tepe, dünyanın dört bir yanından gelen gezginlerle dolu. Herkes göz kesilmiş,
çevreyi saran tarihsel görkemi özümsemeye çalışıyor. Piramitlerin en iyi korunmuş olanı Keops.
Kefren ve Mikerinos oldukça yıpranmış. Bu üç dev piramidin arkasından üç küçük piramit daha
var. Onlar da yıkık dökük. Söylendiğine göre bunlar, firavun eşlerinin mezar piramitleriymiş. Büyülü
tepenin gerisi, göz alabildiğine çöl. İnsanlar, piramitler ve çöl… Çok etkileyici bir görünüm.
Gülten DAYIOĞLU (1935 – )
Gülten DAYIOĞLU (1935 – )
Gülten Dayıoğlu, 25 Şubat 1935 tarihinde İstanbul’da doğmuş Türk şair, yazar ve öğretmendir. Türk edebiyatında, özellikle şiir ve deneme alanındaki eserleriyle tanınmaktadır.
Gülten Dayıoğlu’nun hayatı ve kariyeri hakkında daha detaylı bir biyografiye ulaşmak için spesifik kaynaklara başvurmak önemlidir, ancak genel bir bakış sunabilirim.
Gülten Dayıoğlu, edebi kariyerine öğretmenlikle başlamış ve ardından yazın dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiştir. Şiirlerinde duygusal bir ton ve lirik bir dil kullanarak okurlarını etkilemiştir. Aynı zamanda deneme türündeki eserleriyle de bilinir, bu eserlerinde genellikle yaşamın anlamı, insan ilişkileri ve evrensel konuları işler.
Türk edebiyatındaki diğer önemli yazarlar gibi, Gülten Dayıoğlu’nun da eserleri zaman içinde geniş bir okur kitlesi tarafından takdir edilmiştir. Eserleri, Türk edebiyatına katkılarıyla edebi dünyada saygın bir konum elde etmiştir.
Gülten Dayıoğlu’nun kişisel hayatı, edebi çalışmaları ve öğretmenlik kariyeriyle ilgili daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak için özel biyografik kaynaklara başvurmanızı öneririm.
Gülten Dayıoğlu, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir ve edebi kişiliğiyle dikkat çeker.
Gülten Dayıoğlu’nun edebi kişiliğini tanımlayan bazı önemli özellikler:
- Duygusal Derinlik: Gülten Dayıoğlu’nun eserlerinde genellikle derin bir duygu ve duygusal zenginlik bulunur. Şiirlerindeki lirik dil, okuyucuya duygusal bir yoğunluk hissi sunar.
- Sadelik ve İçtenlik: Gülten Dayıoğlu, eserlerinde genellikle sade bir dil kullanır. Şiirlerindeki sadelik, okurlarına ulaşmada etkili bir araç olarak görünür. İçten anlatımıyla okuyucularını eserlerine çeker.
- Evrensel Temalar: Eserlerinde genellikle evrensel temaları işler. İnsan ilişkileri, yaşamın anlamı, aşk gibi temalar, Dayıoğlu’nun eserlerinde sıkça karşılaşılan unsurlardır.
- Deneme Yazarlığı: Şiirlerinin yanı sıra deneme türünde de eserler vermiştir. Deneme yazılarında genellikle insanın iç dünyasına, evrensel sorunlara ve toplumsal meselelere duyarlı bir bakış açısı sunar.
- Eğitmen Kimliği: Gülten Dayıoğlu’nun öğretmenlik geçmişi, eserlerinde eğitici bir bakış açısı sunmasına etki etmiş olabilir. Eserlerinde öğretici ve düşündürücü unsurlar bulunabilir.
Gülten Dayıoğlu, özellikle Türk şiirine ve deneme yazılarına kattığı duygu, sadelik ve evrensel temalarla tanınan bir yazardır. Eserleri, Türk edebiyatının önemli eserleri arasında yer alır ve geniş bir okur kitlesi tarafından takdir edilir.