Küçük Çam Ağacı Metni Cevapları Sayfa 134-135-136-137-138-139-140-141

Küçük Çam Ağacı Metni Cevapları Sayfa 134-135-136-137-138-139-140-141

7jozta7

 

Ağaçların Faydaları

Ağaçlar, dünyamız için hayati önem taşıyan ve birçok fayda sunan canlılardır. Bu faydalardan bazıları şunlardır:

Çevresel Faydaları:

  • Oksijen üretimi: Ağaçlar fotosentez yoluyla atmosferdeki karbondioksiti kullanarak oksijen üretirler. Bu sayede tüm canlılar için gerekli olan oksijeni sağlarlar.
  • Havayı temizleme: Ağaçlar, yaprakları ve gövdeleri ile havadaki toz, kirleticiler ve zararlı gazları emerler. Bu sayede havayı temizler ve daha sağlıklı bir ortam sağlarlar.
  • Toprağı koruma: Ağaç kökleri toprağı sıkıca tutar ve erozyonu önler. Ayrıca, toprağın su tutma kapasitesini de artırır.
  • İklim düzenlemesi: Ağaçlar, gölge sağlayarak ve nemi tutarak sıcaklığı dengeler ve iklimi düzenler.

Ekonomik Faydaları:

  • Ağaç ürünleri: Ağaçlardan kereste, kâğıt, mobilya, ilaç ve gıda gibi birçok ürün elde edilir. Bu ürünler ekonomiye önemli katkılar sağlar.
  • Tarımsal faydalar: Ağaçlar, tarlalarda rüzgârı ve erozyonu önler. Ayrıca, bazı ağaç türleri arıcılık için de önemlidir.
  • Turizm: Ağaçlar, doğal güzellikleri ile turistleri çeker ve turizm gelirlerinin artmasına katkıda bulunur.

Sosyal ve Sağlık Faydaları:

  • Estetik: Ağaçlar, şehirleri ve kasabaları güzelleştirir ve daha yaşanabilir hale getirir.
  • Ruhsal sağlık: Ağaçların ve doğanın insan psikolojisi üzerinde olumlu etkileri vardır. Stresi ve kaygıyı azaltır, ruh halini iyileştirir.
  • Fiziksel sağlık: Ağaçların gölgesi, sıcak havalarda serinlik sağlar ve güneş ışınlarının zararlı etkilerini önler. Ayrıca, hava kirliliğini azaltarak genel sağlık durumuna katkıda bulunur.

Ağaçlar, çevresel, ekonomik, sosyal ve sağlık açısından birçok fayda sunan değerli varlıklardır. Bu nedenle, ağaçları korumak ve yeni ağaçlar dikmek hepimizin görevidir.

KÜÇÜK ÇAM AĞACI

Çok çok eski zamanlardan birinde küçük bir şehri çevreleyen kalenin içinde, tam hendeğin ardındaki kocaman sivri kazıkların dibinde küçük bir çam ağacı yaşarmış. Bu çam ağacını kalede yaşayan ahaliden birinin oğlu olan küçük bir çocuk dikmiş oraya.

Küçük çam ağacı, hendeğin arkasındaki kazıkların hemen dibinde yaşarmış o günden beri.

Daha bebekken ormandan sökülüp getirilmiş meğer. Çam ağacını ormandan söküp getiren, bu sevimli çocuğun babasıymış. Oğluyla birlikte, ona yaşıt bir ağaç büyütmek istermiş. Küçük oğlan da bu çam ağacını çok sever, onun çevresinde oynar, onunla konuşur dururmuş. Yağmurun yağmadığı sıcak yaz günlerinde serinlesin diye ona su taşırmış. Küçük oğlan her yıl ağacın tepesinde büyüyen açık yeşil taze iğne yapraklara sevinçle bakarmış.

O böyle sevgi içinde büyüyedursun, kaleyi çevreleyen duvarın kazıkları kendi aralarında söylenir dururlarmış. Bu çam ağacı onlara hem gençliklerini hem de yapamadıkları şeyleri hatırlatıyormuş. Hatırlatıyormuş ama çok da kibirliymiş küçük çam ağacı. Sabahtan akşama, geceden gündüze kendi aralarında konuşup durdukları hâlde, bilinmez neden, onları hiç duymuyormuş.

Ya hiç duymuyormuş ya da kendisinin de onlardan biri olduğunu (…) anlayamıyormuş. Kazıklar bu duruma gittikçe daha çok sinirleniyor, sonra rüzgârla daha bir takırdıyorlarmış. Küçük çam ağacı ise bütün bunlardan habersiz kendi küçük dünyasında oyalanıyor, yaşamın keyfini sürüyormuş.

Ona göre bu kalenin içinde, çevresinde kendisinden büyük bu birkaç ağaçla birlikte bir ömür yaşayıp gidebilirlermiş. Kale içindeki insanlar, biraz da gençliğinin sevimliliğinden olacak, en çok küçük çam ağacıyla ilgilenirlermiş. Öteki ağaçlar çok yaşlandıkları, çok yaprak döktükleri için olsa gerek bu kadar ilgi görmezlermiş. Küçük çam ağacı da kendisinin avludaki bütün ağaçlardan, hatta orman dedikleri o yer neredeyse oradaki bütün ağaçlardan daha güzel, daha gösterişli olduğuna inanırmış. Bu yüzden de insanlar dışında hiçbir şey umurunda olmazmış.

Gecelerden bir gece, tam arkasında bir fısıltı duymuş. Bakınmış bakınmış, hiçbir insan görememiş.

Fakat ses de kesilmemiş.

“Hey! Baksana buraya. Küçük çam ağacı dinle hele, baksana buraya!” diyormuş havadaki ses.

Sonunda küçük çam ağacı bu sesin arkasındaki kazıklardan geldiğini anlamış. Hayretle onlara bakmış. Kazıkların en irisi başlamış konuşmaya:

“Sen, oradaki, genç çocuk! Sen hiç arkandaki sesleri, fısıltıları duymaz mısın? Bütün bir bahar seninle konuşmaya çabaladık, bir dönüp bakmadın.”

“Sizi duymadım.” demiş küçük çam ağacı. “Kazıkların konuşabildiğini bilmiyordum.”

“Sen ne sanıyorsun kendini?” demiş yaşlı kazık. “Biz de bir zamanlar senin gibi küçük ağaçlardık.

Hem biz senin gibi öyle avlularda değil, ulu ormanlarda büyüdük, ulu ağaçlar olduk!” demiş.

“O zaman neden şimdi buradasınız?” demiş küçük çam ağacı. “Hem dallarınıza, yapraklarınıza ne oldu? Siz ağaç mıydınız gerçekten?”

“Ağaçtık tabii ya… Kokumuzu almıyor musun? Biz ormanda ağaçtık ama sonra senin o çok sevdiğin insanlar geldi, devirdiler bizi. Birçoğumuzu kestiler. Kestikleri ağaçların bir kısmını da böyle doğrayıp buralara diktiler!” demiş.

Küçük çam ağacı bunu duyunca öyle üzülmüş öyle üzülmüş ki gözlerinden yaş gelmiş. Kendi sonunun da buna benzeyeceği düşüncesiyle ürpermiş.

Onun bu hâlini gören kazıklar dersini aldığını görerek yine kendi kendilerine konuşmaya dönmüşler. Küçük çam ağacı o gece sabaha kadar kazıkların dibinde kendi başına titreyip durmuş.

Aradan birkaç gün geçtikten sonra küçük çam ağacı, avludaki ağaçların seslerini duymuş bir gece. Kendi aralarında sohbet ediyorlarmış. Her biri kendi köklerinin alındığı ormanları anlatıyormuş.

O ormanlar öyle güzel, öyle yüce, öyle yeşilmişler ki aralarına bir tüy düşse yere inemeyecek kadar birbirlerine sarmalanmışmış dalları. Onlar hasretle geldikleri ormanlardan söz ederken küçük çam ağacının burnunun direği sızlamış. Böyle büyük küçük bir sürü arkadaşının olacağı bir ormanda hayal etmiş kendisini. Ama çok küçükken alındığı için ormanı hatırlamıyormuş.

O günden sonra, küçük çam ağacı her gece kazıkları, avludaki ağaçları dinler olmuş. Hatta sonraları geceleri avluya bırakılan köpekleri, gündüzleri dallarına konan kuşları da dinlemiş.

Her biri başka bir hikâye anlatıyormuş. Her birini dinleye dinleye kendinden geçmiş. Küçük çam ağacı, etrafını kuşatan herkesi dinleye dinleye o çirkin kibrinden kurtulmuş. Avludaki ağaçlarla, kazıklarla, köpeklerle, ördek ve tavuklarla, kuşlarla arkadaş olmuş. Küçük çam ağacı artık çok mutluymuş. Çünkü sadece insanlarla değil, çevresindeki büyük küçük her varlıkla arkadaş olmuş.

Fakat bir gün bir haber yayılmış avluya. Kalenin komutanı avludaki bütün ağaçların kesilmesi emrini vermiş. Askerler gün ağarırken baltalarıyla çıkmışlar avluya. Bunu gören küçük çam ağacı tir tir titremeye başlamış. Avludaki ağaçlar, aralarında fısıldaşıyorlarmış. Bu sırada küçük çam ağacını ormandan getiren çocuk koşup sarılmış ağaca. Askerler onu çekmek istemişler, ayrılmamış ağaçtan. Bunu gören babası da çocuğun yanına gelmiş. “Hayır!” demiş. “Kesmeyin ağaçları, niye kesiyorsunuz?” O böyle durunca kalede yaşayan köylüler de birer birer ağaçların önüne geçmişler: “Kesmeyin ağaçlarımızı!” demişler.

Bunu gören kazıklar hep birlikte omuzlarını silkerek ayaklanmışlar. Gelip ağaçlara siper olmuşlar.

Sonra avludaki kedi, köpek, kuş, tavşan, kirpi, tavuk, ördek, at, inek… Ne kadar hayvan varsa ağaçların tarafına geçmiş. “Kesmeyin ağaçları!” demişler.

Kale komutanı olan biteni görünce çok korkmuş. Askerleri, kaleyi, her şeyi bırakıp atına atladığı gibi uzak diyarlara kaçmış.

Ondan sonra küçük çam ağacı, avludaki ağaçlarla, kaledeki insanlarla, kazıklarla, küçüklü büyüklü bütün hayvanlarla mutlu mesut yaşamış. O günü hiç unutmamışlar.

Nalân KİRAZ

Nalan Kiraz Hayatı ve Edebi Kişiliği

1972’de İzmir’de doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Yazmaya öyküyle başladı. Türkiye’nin önemli edebiyat dergilerinde öyküleriyle yer aldı. İlk kitabı olan 2009’da yayımlandı. Bu kitabını Titreyen Sesi Rüzgârın, Gölgeli Konak ve Günindi kitapları izlemiştir.

8yf8bph

 

q22r502

3. Etkinlik

Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.

Küçük çam ağacı nerede yaşarmış?

Küçük çam ağacı, bir kalenin hendeğinin arkasındaki kazıkların dibinde yaşarmış.

Bu ağacı kim, neden buraya dikmiş?

Ağacı, kalenin komutanının oğlu olan küçük bir çocuk dikmiş. Çocuk, ağacı arkadaşı olarak büyütmek istemiş.

Küçük çam ağacı neden yaşadığı yerdeki en güzel ağaç olduğunu düşünürmüş?

Küçük çam ağacı, avludaki diğer ağaçlardan daha genç ve daha yeşil olduğu için kendisini en güzel ağaç sanırmış.

Kazıklar, küçük çam ağacına nasıl bir ders vermiş?

Kazıklar, küçük çam ağacına geçmişte kendilerinin de onun gibi bir ağaç olduğunu ve insanların onları ormandan kesip buraya diktiklerini anlatmışlar. Bu sayede küçük çam ağacı kibirli olmanın yanlış olduğunu anlamış.

Küçük çam ağacı neyin hasretini çekermiş?

Küçük çam ağacı, ormanda yaşayan diğer ağaçlarla birlikte olmanın ve özgürce büyümenin hasretini çekermiş.

Küçük çam ağacının kibirli olduğu düşüncesine katılıyor musunuz? Neden? Açıklayınız.

Küçük çam ağacı, başlangıçta kibirli davranmış. Kendisini avludaki diğer ağaçlardan daha güzel ve özel sanmış. Fakat kazıklar ve diğer ağaçlarla konuştuktan sonra kibrinin farkına varmış ve hatalı olduğunu anlamış. Bu nedenle, hikâyenin başındaki kibirli tavrına katılmıyorum. Küçük çam ağacı, hatalarından ders almış ve daha iyi bir ağaç olmuş.

 

4. Etkinlik

Aşağıya metnin içeriğinden hareketle iki soru yazınız. Sorularınızı arkadaşlarınıza sorunuz.

Cevaplarını altlarına yazınız.

  1. soru: Küçük çam ağacı neden kibirliydi?

Cevap: Küçük çam ağacı, avludaki diğer ağaçlardan daha genç ve güzel olduğu için kibirliydi. Ayrıca, insanlar tarafından çok ilgi görüyordu ve bu da kibrini besliyordu.

  1. soru: Kazıklar küçük çam ağacına neden kızgındı?

Cevap: Kazıklar, küçük çam ağacının onları duymamasına ve kibirli davranmasına kızgındı.

5. Etkinlik

Metnin konusunu ve ana fikrini yazınız.

Konu: Küçük bir çam ağacının kibirli davranışlarından kurtulup etrafındaki tüm varlıklarla dostluk kurması ve mutlu olması.

Ana Fikir: Kibirli olmak ve sadece kendimizi düşünmek yanlıştır. Etrafımızdaki tüm varlıklarla dostluk kurmalı ve onları korumaya çalışmalıyız.

 

2czbdgs

 

mfamy6s

d1av04o

 

8. Etkinlik

a.Aşağıda verilen görseli inceleyerek gazete haberini okuyunuz. Haberdeki altı çizili ifadelere dikkat ediniz. Altı çizili ifadelerin önemli noktaları vurgulayıp vurgulamadığını açıklayınız.

Altı çizili ifadeler önemli noktaları vurgulamaktadır. Bu ifadeler haber yazılarındaki ne, nerede, kim gibi önemli sorulara yanıt vermektedir.

lakkclf

b.Ormanlarımız bilinçsiz yapılaşma, erozyon, yangınlar, kontrolsüz kesim gibi birçok sebepten ötürü gün geçtikçe azalıyor. Ormanları korumak bir sorumluluk değil mecburiyettir.

“Sonraki Derse Hazırlık” aşamasında edindiğiniz bilgilerden de faydalanarak soluduğumuz oksijeni ve daha birçok kaynağı bize sunan ormanları koruyabilmek için neler yapılması gerektiği hakkında bir konuşma yapınız.

Ormanları Korumak İçin Neler Yapmalıyız?

Değerli öğretmenlerim ve sevgili arkadaşlarım,

Bugün sizlerle, hepimiz için hayati önem taşıyan ormanlarımızı korumak için neler yapabileceğimiz hakkında konuşmak istiyorum.

Bildiğiniz gibi, ormanlarımız bilinçsiz yapılaşma, erozyon, yangınlar ve kontrolsüz kesim gibi birçok sebepten ötürü gün geçtikçe azalıyor. Ormanların azalması, sadece oksijen kaynağımızın azalması anlamına gelmiyor. Aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin azalması, erozyonun artması, su kaynaklarının azalması ve kuraklığın artması gibi birçok sorunu da beraberinde getiriyor.

Ormanları korumak, bir sorumluluk değil, mecburiyettir. Bu nedenle, hepimiz bu konuda üzerimize düşen görevi yapmalıyız.

Ormanları korumak için yapılabilecek birçok şey var. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Bilinçlendirme:

  • Ormanların önemi ve ormanların karşı karşıya olduğu tehditler hakkında toplum bilinçlendirilmeli.
  • Özellikle çocuklara ve gençlere orman sevgisi aşılanmalı.

Yasal Düzenlemeler:

  • Ormanların korunması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu yasaların uygulanması sağlanmalı.
  • Kaçak ağaç kesimi ve orman yangınları en aza indirilmeli.

Ormancılık Faaliyetleri:

  • Sürdürülebilir ormancılık faaliyetleri teşvik edilmeli.
  • Kesilen ağaçların yerine yeni ağaçlar dikilmeli.

Teknoloji Kullanımı:

  • Ormanların korunması için uydu ve drone gibi teknolojilerden faydalanılmalı.
  • Orman yangınlarının erken teşhisi ve söndürülmesi için çalışmalar yapılmalı.

Bireysel Çalışmalar:

  • Ormanlara çöp atmamalı, ormanlarda ateş yakmamalıyız.
  • Kâğıt ve plastik gibi ürünleri tasarruflu kullanmalı, geri dönüşümü teşvik etmeliyiz.
  • Ormanları korumak için çalışan sivil toplum kuruluşlarına destek vermeliyiz.

Ormanları korumak hepimizin görevidir. Hepimiz üzerimize düşeni yaparsak, bu güzel dünyayı gelecek nesillere de sağlıklı bir şekilde aktarabiliriz.

Teşekkür ederim.

 

9. Etkinlik

Ülke topraklarımızı tehdit eden erozyon ve çölleşme tehlikesine dikkat çekmek, kendiliğinden yetişen doğal ormanları korumak, ağaçlandırma çalışmaları yaparak topluma ağaç sevgisi aşılamak gibi birçok amacı gerçekleştirmek için kurulan TEMA Vakfına ait aşağıdaki gönüllü formunu inceleyiniz. Siz de bir TEMA gönüllüsü olmak istiyorsanız genel ağ sayfalarına girerek formu uygun şekilde doldurunuz.

jr8pe8t

 

Bu formu bireysel olarak doldurmalısınız.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Scott AjansScott Ajans tarafından ❤️ ile tasarlanmıştır