Mehmetin Merhameti Metni Cevapları Sayfa 36-37-38-39-40-41-42-43-44
Mehmet’in Merhameti Metni Cevapları Sayfa 36-37-38-39-40-41-42-43-44
Düşünelim – Tartışalım
- Çanakkale Savaşları ile ilgili neler biliyorsunuz?
Dünya Savaşı sırasında, 1915-1916 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun Çanakkale Boğazı’nı ele geçirmek için İtilaf Devletleri ile yaptığı savaşlardır. Savaşlar, İtilaf Devletleri’nin mağlubiyetiyle sonuçlanmıştır.
Çanakkale Savaşları, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Savaşlar sırasında, Türk milleti, büyük bir birlik ve beraberlik örneği göstermiştir. Şehit ve gazi olmak pahasına vatanlarını korumaya kararlı olan Türk milleti, Çanakkale’yi geçilmez kılmıştır.
Çanakkale Savaşları’nın başlıca nedenleri şunlardır:
- İtilaf Devletleri’nin Osmanlı İmparatorluğu’nu savaş dışı bırakmak istemesi
- Rusya’ya yardım etmek istemesi
- Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını ele geçirmek istemesi
Çanakkale Savaşları’nın başlıca sonuçları şunlardır:
- İtilaf Devletleri’nin Çanakkale’yi geçememesi
- Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa devam etme kararlılığını göstermesi
- Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin güçlenmesi
Çanakkale Savaşları’nda yaşanan önemli olaylar şunlardır:
- 18 Mart 1915: İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Boğazı’nı denizden geçmeye çalışması ve başarısız olması
- 25 Nisan 1915: İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Boğazı’nı karadan geçmeye çalışması ve başarısız olması
- 17-25 Ağustos 1915: Conkbayırı ve Seddülbahir Muharebeleri
- 24-25 Nisan 1916: Anafartalar Muharebeleri
Çanakkale Savaşları, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Savaşlar sırasında, Türk milleti, büyük bir birlik ve beraberlik örneği göstermiştir. Şehit ve gazi olmak pahasına vatanlarını korumaya kararlı olan Türk milleti, Çanakkale’yi geçilmez kılmıştır.
- Birlik ve beraberlik denilince ulus tarihimizde hangi olaylar aklınıza gelmektedir?
Birlik ve beraberlik, bir ulusun en önemli güç kaynaklarından biridir. Birlik ve beraberlik içinde olan bir ulus, her türlü zorluğa göğüs gerebilir, bağımsızlığını ve özgürlüğünü koruyabilir.
Ulus tarihimizde birlik ve beraberliği gösteren pek çok olay vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Çanakkale Savaşları: Çanakkale Savaşları, Türk milletinin birlik ve beraberlik örneği gösterdiği en önemli olaylardan biridir. Savaşlar sırasında, Türk milleti, büyük bir dayanışma içinde hareket ederek, İtilaf Devletleri’ni yenilgiye uğratmıştır.
- Kurtuluş Savaşı: Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Savaşlar sırasında, Türk milleti, büyük bir birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, Anadolu’yu işgal eden İtilaf Devletleri’ni geri püskürtmüştür.
- 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü: 15 Temmuz 2016 tarihinde, FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi, Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Darbe girişimine karşı çıkan Türk milleti, sokaklara dökülerek, demokrasiyi ve milli iradeyi korumuştur.
Bu olaylar, Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhunun ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Türk milleti, geçmişte olduğu gibi gelecekte de birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, her türlü zorluğa göğüs gerebilir.
MEHMET’İN MERHAMETİ
Aylardan hazirandı. Üçüncü Kirte Savaşı bütün hızıyla sürüp gidiyordu. Siperler birbirine o kadar yakındı ki aralarında sekiz metre ya vardı ya yoktu.
Mehmet, İngilizlere ara vermeden ateş ediyordu. Karşı siperde bir İngiliz subayı ona karşılık veriyordu.
Bir ara Türk askeri geriler gibi oldu. Bunu gören genç İngiliz subayı hemen erlerine dönerek:
“Hücum!”, diye bağırdı ve siperden çıkmak için hamle yaptı. Sabahtan beri genç subayı kollamakta olan Mehmet, onu tam omzundan vurdu.
Vurulan genç teğmen, siperin önünde yatıyordu. Ama çarpışma öyle şiddetlenmişti ki İngilizler başlarını kaldıracak hâlde değillerdi. Genç teğmen acı acı bağırıyor ama hiç kimse o yoğun ateş arasında teğmeni siper içine çekmeye cesaret edemiyordu. Çatışma böyle saatlerce sürüp gitmişti.
Genç teğmenin haykırışları Türk siperlerinden çok rahat bir şekilde duyulur hâle gelmişti. Askerler, dilini anlamasalar da onun çok acı çektiğini anlayabiliyorlardı.
Mehmet:
– Yahu, feryat ediyor baksana! Yarası çok mu ağır acaba, dedi çaresizlik içinde.
– Ne yapabiliriz ki? Görmüyor musun? Kendi askerleri bile çıkıp alamıyorlar.
Hava kararmak üzereydi. Her iki tarafın askerleri yorgun düşmüştü.
Mehmet hemen, beyaz mendilini süngüsünün ucuna sardı ve yukarı kaldırdı. Kaldırır kaldırmaz mendile birkaç tane mermi isabet etti.
– Şu keferelere bak hele! Beyaz bayrağa bile ateş ediyorlar, dedi.
– Sen ne yapmaya çalışıyorsun Mehmet, diye sordu arkadaşı.
– Ateşi kessinler diye beyaz mendil sallıyorum. Gidip o genç teğmeni alacağım.
– Bırak kendi komutanlarını kendileri alsınlar. Sana mı kaldı?
– Öyle deme Hüseyin, çok acı çekiyor. Artık dayanamayacağım.
– Sen delirmişsin be!
Mehmet, beyaz mendilini tekrar çıkarıp salladı.
Mendili gören İngilizler, ateşi kesmek zorunda kaldılar.
Bunu fırsat bilen Mehmet, hemen siperden dışarı çıktı.
Silahını yere bıraktı ve ellerini havaya kaldırarak İngiliz siperlerine doğru yavaş yavaş yürümeye başladı. Bu arada teğmen yattığı yerde kıvranıp duruyordu. Şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açılan İngiliz askerlerinin ise elleri tetikteydi. Mehmet’in gelişinden tedirgin olmuşlardı. İçlerinden en tecrübelisi:
– Bırakın gelsin. Nasılsa silahı yok. Ama siperlerimize adım atarsa onu öldürün, dedi.
Şimdi her iki tarafın askerleri de Mehmet’in ne yapacağını merak ediyorlardı. İşte bu sırada bir İngiliz asker bağırdı:
– Ona kötü bir şey yaparsan ölürsün Türk!
Mehmet, onun ne dediğini anlamamıştı. Ama kendisi için iyi bir şey düşünmediklerini biliyordu. Yine de hiç oralı olmadı. Acı içinde inlemekte olan teğmene yaklaştı. Onu yavaşça kucağına alarak İngiliz siperlerine doğru yürümeye başladı. Bunu gören İngilizler daha da şaşırdılar. Olacak şey değildi. Bir Türk askeri, düşmanını kurtarmaya çalışıyordu. Mehmet siperlere iyice yaklaşınca durdu. Onun durduğunu gören askerler gelmesi için işaret ettiler.
İngiliz subayını siperlere kadar götürdü ve sıhhiye askerlerine teslim etti. Sonra hiç umursamadan siperden çıktı. Arkasına bile bakmadan ağır ağır yürüdü. Arkadaşları ise ona:
– Haydi, acele et! Şimdi vuracaklar seni, diye bağırıyorlardı.
Mehmet silahını alıp siperin içine girdi. Beyaz mendili son kez salladı. Sonra süngünün ucundaki mendili çıkarıp katladı ve cebine koydu. Karşılıklı siperler arasında ateş yeniden başlamıştı.
İsmail BİLGİN
İSMAİL BİLGİN
İsmail Bilgin 1964’te Gelibolu’nun Evreşe nahiyesinde doğdu. İlkokul ve ortaokulu burada bitirdikten sonra liseyi Gelibolu’da okudu. 1984’te İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği’ni kazandı. Fakülteyi 1988’de bitirip yüksek lisansını yaparken 1990’da mezun olduğu okula asistan olarak geri döndü. 1993’te yüksek lisansını, 1999’da doktorasını tamamladı. 2000’de, kendi isteğiyle üniversiteden ayrılıp bir kamu kuruluşunda çalışmaya başladı. Küçüklüğünden beri okuma yazmaya karşı büyük tutkusu olan yazar, 2000’de Ömer Seyfettin Hikâye yarışmasında İstanbul Depremi’ni anlattığı “Ne Oluyor Dendiği Zaman” adlı hikâyesi ile birinci oldu. Bu tarihten itibaren artan bir gayretle yazı hayatını sürdüren İsmail Bilgin, 2014’te Eskader tarafından tarih dalında Kut’ül Amare romanıyla; 2015’te de Yazarlar Birliği tarafından tarihî roman dalında ilk defa verilen büyük ödüle Çanakkale Romanları/Araştırmaları sebebiyle layık görüldü. Daha çok yakın tarih konularını, özellikle de 1. Dünya Savaşı dönemini ele alan eserlerle çocuklarda tarih bilincinin oluşmasına katkıda bulunmak için tarihî hikâyeler ve gençlik romanları yazdı ve yazmaya devam ediyor.
4.ETKİNLİK
Okuduğunuz metinle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
- Şiddetli siper savaşları kimler arasında yaşanmaktaydı? Türkler ne istiyordu?
Şiddetli siper savaşları, Üçüncü Kirte Savaşı sırasında Türkler ve İngilizler arasında yaşanmaktaydı. Türkler, muhtemelen savaşı sona erdirmek veya ateşi durdurmak amacıyla beyaz bayrak sallamaya çalışıyordu.
- Mehmet, neden beyaz bayrak sallamaya başladı? Karşı taraf nasıl bir tepki verdi?
Mehmet, beyaz bayrak sallamaya başladı çünkü İngiliz teğmeninin çok acı çektiğini ve artık dayanamayacağını düşünüyordu. Karşı taraf, beyaz mendilin sallanması üzerine ateşi kesmek zorunda kaldı.
- Mehmet’in yaralı İngiliz askerini almak için siperden çıkması hangi özelliğinin göstergesidir?
Mehmet’in yaralı İngiliz askerini almak için siperden çıkması, insanlık ve merhamet gibi insani değerlere olan duyarlılığının bir göstergesidir. Olayın savaş ortamında yaşanması ve düşman bir askeri kurtarmaya çalışması, Mehmet’in insanlık ve vicdan değerlerine verdiği önemi vurgular.
- Hikâyede duygu belirten ifadelerin altlarını çiziniz.
- “Mehmet’in gelişinden tedirgin olmuşlardı.”
- “Mehmet’in ne yapacağını merak ediyorlardı.”
- Acı çeken birine karşı hissettiğiniz duygunun adı nedir? Bu duyguyu hissetseydiniz hangi olay ya da durum karşısında hissettiğinizi arkadaşlarınıza anlatınız.
Acı çeken birine karşı hissettiğim duygunun adı merhamettir. Merhamet, birinin acı çektiğini gördüğümüzde duyduğumuz üzüntü, şefkat ve yardım etme isteğidir. Merhamet, insani bir duygudur ve bizi başkalarına yardım etmeye motive eder. Merhamet duygusunu hissetseydim, bunun en olası nedeni birinin acı çektiğini görmem olurdu. Örneğin, bir kazada yaralanan birini veya bir hastalıktan muzdarip birini görebilirdim. Bu durumda, onların acısını hisseder ve onlara yardım etmek için elimden geleni yapmak isterdim. Arkadaşlarıma bu duyguyu anlatırdım, çünkü onların da bu duyguyu deneyimlemelerini ve başkalarına yardım etmelerini isterim. Merhamet, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardımcı olan güçlü bir duygudur.
- Bir Türk askerinin savaşta düşmanına acıması ve ona yardım etmesi size neler düşündürdü?
Bir Türk askerinin savaşta düşmanına acıması ve ona yardım etmesi, beni çok etkiledi. Bu, büyük bir cesaret ve merhamet örneğidir.
Bu olay, bana savaşın sadece düşmanlık ve şiddet değil, aynı zamanda merhamet ve şefkat de içerebileceğini gösterdi. Bu, savaşın insanlık dışı doğasına rağmen, insanlığın iyiliğinin her zaman var olabileceğine dair bir umut ışığıdır.
Bu olayın beni düşündüren bazı noktalar şunlardır:
- Savaş, her zaman düşmanlık ve şiddetle sonuçlanmaz. Bazen, savaşın ortasında bile merhamet ve şefkat bulunabilir.
- Merhamet, dünyanın her yerindeki insanların ortak bir duygusu olabilir.
- İnsanlık, savaşın insanlık dışı doğasına rağmen, her zaman iyiliği seçebilir.
Bu olay, bana savaşın insanlığa verdiği zararın ne kadar büyük olduğunu bir kez daha hatırlattı. Ancak aynı zamanda, insanlığın iyiliğinin her zaman var olabileceğine dair bir umut ışığı da verdi.
6.ETKİNLİK
Çanakkale Savaşları dünyanın en çetin savaşlarından biri olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. Bu çetin savaşın geçtiği topraklar hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? Aşağıdaki yazıyı okuyunuz ve ilgili soruları cevaplayınız.
Çanakkale Geçilmez
Gelibolu Millî Parkı ve yarımadasını gezmek için başlangıç noktası olarak Kilitbahir Kalesi’ni tercih edebilirsiniz. Üç yapraklı bir çiçeğe de benzeyen kalede 2004-2005 yıllarında yapılan restorasyon çalışmaları sonunda ziyaretçiler düzenli alınmaya başlanmıştır. Cephanelik, hamam kalıntısı, mazgallar, topçular, okçular ve askerlerin kullanım alanları mevcut. Kilitbahir
Kalesi Çanakkale şehir merkezinde, boğazın Anadolu yakasında bulunan Çimenlik Kalesi’yle karşılıklı bekçileridir boğazlarımızın. Kilitbahir Kalesi’ndeki gezimizi bitirdikten sonra Abide yönüne devam ettiğiniz takdirde tabyalara ulaşacaksınız. Tabyalar deniz tarafından bakıldığında araziyle bütünleşmiş görünen ve yerleri kesinlikle belli olmayan fakat kara tarafından bir kale suru gibi toplara, ağır menzilli silahlara mevzi görevini yapmıştır. Birkaç km daha ilerledikten sonra Mecidiye Tabyaları’yla karşılaşacaksınız. Burada sizi savaştan sonra en çok sözü edilen kahramanlardan Seyit Onbaşı’nın 272 kg’lık topu kaldıran dev heykeli selamlar.
Çanakkale Şehitler Abidesi: Resmî olmayan kayıtlara göre iki yüz elli binden fazla şehidimizi anmak için yapılan anıt yarımadadaki anıtların en yükseğidir. Şehitler Abidesi’nin hemen yanında Fransız askerleri için yapılmış mezarlık ve Morto Koyu vardır. Yarımadanın en uç noktası olan Seddülbahir’e giderken ilk olarak İngilizlerin 25 Nisan sabahı çıkartma yaptıkları
Ertuğrul Koyu’nu ve bu çıkartma sonucunda kaybettiğimiz askerlerimiz için yapılmış ilk şehitler anıtını göreceksiniz.
Seddülbahir Kalesi, hemen boğazın karşı girişinde olan Kumkale ile birlikte Çanakkale Boğazı’nın ilk savunmasını üstlenmiştir. Bu iki kale şu anda harabe hâlindeki durumlarıyla savaşın tüm acımasızlığını da göstermektedir.
Yahya Çavuş’un az sayıda askeriyle kara savaşlarının ilk savunmasını yaptığı Ertuğrul Koyu’nu görüp Yahya Çavuş ve kahraman silah arkadaşları için yapılan şehitliği ziyaret ettikten sonra hemen yanında İngiliz askerleri için yapılmış Helles Anıtı’nı da görebilirsiniz.
1915 yılı boyunca süren ve Türk milletinin zaferiyle sonuçlanan Çanakkale Savaşı tarihimize bir zafer olarak yazılmıştır. Her ailenin en az bir ferdini kaybettiği bu savaşın yaşandığı alanları mutlaka görün.
Bu yazıda okuduklarınız bir tas çorba ve bir somun ekmekle akşama kadar savaşan askerlerimizi,
Türk’ün yenilmezliğini ve Çanakkale’nin geçilmezliğini anlatmaya yetmez.
Yavuz AYDIN
- “Çanakkale Geçilmez” metninin türünü gerekçeleriyle birlikte yazınız.
Metin, bir tarihsel olay olan Çanakkale Savaşı’nı konu almaktadır. Savaşın geçtiği yerleri ve yaşanan olayları ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Metinde, savaşın önemi ve Türk milletinin zaferi vurgulanmıştır. Bu nedenle metnin türü tarihsel gezi yazısıdır.
- Okuduğunuz metinde adı geçen yerlerden hangilerini yukarıdaki haritada belirgin olarak görmektesiniz? Yazınız.
3.“Çanakkale Geçilmez” metninin türünü gerekçeleriyle birlikte yazınız.
Metin, bir tarihsel olay olan Çanakkale Savaşı’nı konu almaktadır. Savaşın geçtiği yerleri ve yaşanan olayları ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Metinde, savaşın önemi ve Türk milletinin zaferi vurgulanmıştır. Bu nedenle metnin türü tarihsel gezi yazısıdır.
Gerekçeler:
- Metin, bir tarihsel olay olan Çanakkale Savaşı’nı konu almaktadır.
- Savaşın geçtiği yerleri ve yaşanan olayları ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır.
- Metinde, savaşın önemi ve Türk milletinin zaferi vurgulanmıştır.
4.Okuduğunuz metinde adı geçen yerlerden hangilerini yukarıdaki haritada belirgin olarak görmektesiniz? Yazınız.
Metinde adı geçen ve haritada belirgin olarak görülen yerler şunlardır:
- Kilitbahir Kalesi
- Mecidiye Tabyaları
- Çanakkale Şehitler Abidesi
- Ertuğrul Koyu
- Seddülbahir Kalesi
- Kumkale
- Helles Anıtı
5.Haritaya bakarak en çok görmek istediğiniz yerleri yazınız.
Ben, haritaya bakarak en çok görmek istediğim yerler şunlardır:
- Kilitbahir Kalesi: Çanakkale Boğazı’nın girişini koruyan bu kale, savaşın en önemli savunma noktalarından biriydi.
- Mecidiye Tabyaları: Seyit Onbaşı’nın 272 kg’lık topu kaldırdığı tabyalar, Çanakkale Savaşı’nın en ikonik görüntülerinden biridir.
- Çanakkale Şehitler Abidesi: Çanakkale’de şehit olan askerlerimizi anmak için yapılan bu abide, yarımadanın en yüksek noktasıdır.
- Ertuğrul Koyu: İngilizlerin ilk çıkartma yaptığı bu koy, savaşın başlangıç noktasıdır.
9.ETKİNLİK
Sadece şefkat iyileştiricidir. Çünkü insanın içindeki tüm hastalıklar sevgi eksikliğinden kaynaklanır. OSHO (Oşo)
Yukarıdaki sözün çağrıştırdığı kavramları aşağıdaki kavram havuzuna yazınız.
Osho’nun sözü, sevgi ve şefkat kavramlarını ön plana çıkarmaktadır. Sevgiliye, aileye, arkadaşlara, hatta tüm canlılara duyulan sevgi ve şefkat, insan ruhunu iyileştiren, onu güçlendiren bir güçtür. Sevgi ve şefkat eksikliği ise, insanın içinde çeşitli hastalıklara yol açabilir.
- Etkinliğin a bölümünde oluşturduğunuz kavram havuzundan seçeceğiniz kelimelerle bilgilendirici bir metin oluşturunuz. Metninizi oluşturmadan önce konusunu ve ana düşüncesini belirleyip yazınız.
KONU: Sevgi ve şefkatin önemi
ANA FİKİR: Sevgi ve şefkat herkeste olması gereken önemli duygulardır.
Sevgi ve şefkat, insanlığın en temel duygularından ikisidir. Sevgi, başkalarına karşı duyulan hoşgörü, saygı, ilgi ve bağlılık duygusudur. Şefkat ise, başkalarının acılarını ve sıkıntılarını paylaşmak, onlara yardım etmek istemek, onları anlamak ve kabul etmek duygusudur.
Sevgi ve şefkat, insanın fiziksel ve ruhsal sağlığını olumlu yönde etkiler. Sevgi ve şefkat dolu bir ortamda yaşayan insanlar, daha mutlu, daha huzurlu ve daha sağlıklı olurlar. Sevgi ve şefkat, aynı zamanda, toplumsal uyum ve barışın da temelini oluşturur.
Sevgi ve şefkat, farklı şekillerde ifade edilebilir. Sevgi, sevgiliye, aileye, arkadaşlara, hatta tüm canlılara duyulabilir. Şefkat ise, ihtiyaç sahibi insanlara, hayvanlara, hatta doğaya duyulabilir.
Sevgi ve şefkat, öğrenilebilir ve geliştirilebilir duygulardır. Sevgi ve şefkat dolu bir ortamda yetişen insanlar, sevgi ve şefkati daha kolay öğrenirler. Ancak, sevgi ve şefkat, sadece çevreden öğrenilmez. Kendi çabalarımızla da sevgi ve şefkatimizi geliştirebiliriz.
Metninizin giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinde nelere değineceğinizi aşağıdaki bölüme yazınız.
GİRİŞ: Sevgi ve şefkat kavramlarının tanımlarına
GELİŞME: Sevgi ve şefkat kavramlarının ifade edilişine
SONUÇ: Sevgi ve şefkat kavramlarının nasıl uygulanacağına
Sonraki Metne Hazırlık
“Anadolu İmecesi” adlı metnin şiir olan bölümlerini ezberleyiniz.