Mevlana’nın Mesnevi’sinden hikayelerle ilgili “Anlamını Bul” etkinliği nasıl yapılır?
Mevlana’nın Mesnevi’sinden hikayelerle ilgili “Anlamını Bul” etkinliği nasıl yapılır?
Mevlana’nın Mesnevisinden Hikâyeler ile “Anlamını Bul” Etkinliği
Etkinliğin Amacı:
- Öğrencilerin Mevlana’nın Mesnevi’sindeki hikâyeleri daha iyi anlamalarını ve yorumlamalarını sağlamak
- Öğrencilerin eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmek
- Öğrencilerin ahlaki değerler ve etik ilkeler hakkında düşünmelerini teşvik etmek
Etkinlik Materyalleri:
- Mevlana’nın Mesnevi’sinden seçilmiş hikâyelerin metinleri
- Beyaz tahta veya tahta
- Kalemler
- Kağıt
- Yapışkan notlar
- Renkli kalemler
Etkinliğin Uygulanması:
1. Adım: Öğrencileri gruplara ayırın. Her gruba bir hikâye metni verin.
2. Adım: Gruplardan metni okumalarını ve hikâyenin ana fikrini, karakterlerini ve olay örgüsünü tartışmalarını isteyin.
3. Adım: Her grubun hikâyenin anlamı hakkında bir sunum hazırlamasını isteyin. Sunumda şu sorulara cevap verilmelidir:
- Hikâyenin ana fikri nedir?
- Hikâyenin karakterleri kimlerdir ve neyi temsil ediyorlar?
- Hikâyenin olay örgüsü nedir ve nasıl bir mesaj veriyor?
- Hikâyenin günümüzle ilgisi nedir?
- Hikâyeden çıkarılabilecek dersler nelerdir?
4. Adım: Gruplar sunumlarını yaparken diğer gruplar notlar alır ve sorular sorabilir.
5. Adım: Sunumların ardından tüm sınıf hikâyelerin anlamları ve mesajları hakkında tartışır.
Etkinliği Zenginleştirmek için:
- Hikâyelerin ana fikirlerini anlatan görseller veya videolar hazırlatabilirsiniz.
- Hikâyelerin karakterlerini canlandıran bir rol yapma oyunu yaptırabilirsiniz.
- Hikâyelerin mesajlarını günümüzle ilişkilendiren bir kompozisyon yazdırabilirsiniz.
Değerlendirme:
- Grupların sunumları ve sınıf tartışmasına katılımları değerlendirilebilir.
- Öğrencilere hikâyeler ile ilgili sınav yapabilirsiniz.
MESNEVİ’DEN BAZI HİKAYELER
Eşeğin Sonu
Tuz yüklü bir eşek çaydan geçiyordu, ayağı kayıp suya yuvarlandı. Tuz suda eridi. Eşek kalkıp da yükün hafifliğini görünce ayağının kaydığına çok sevindi. Bir gün de sahibi eşeğe sünger yükledi. Eşek, yükün suda hafiflediğini öğrendi ya! Çaya varır varmaz ayağı kaydı gibi suya seriliverdi. Süngerler suyu içtikçe şişip, şişip ağırlaştılar, o kadar ki eşek bir türlü kalkamadı, ölüp gitti.
Sevgilinin Yurdu
Leyla’nın sevdasıyla çöllere düşerek vahşi hayvanlarla, ceylanlarla, kum taneleriyle yarenlik eden Mecnun, köpeği görünce hemen tanımıştı. Bu oydu, Leyla’nın mahallesinde gezinen köpek. O’ndan bir iz, bir gölge, bir koku taşıyordu. Hayvanı öpüyor, kokluyor, sımsıkı sararak, ‘üzerinde sevgiliden bir işaret taşıyan kutsal varlık’ diye ağlıyordu. Ordan geçmekte olan bir adam, dayanamadı, ‘ne yapıyorsun sen? Pis bir sokak köpeğine neden sarılıyorsun?’ diye sordu. Mecnun,‘gel gel de benim gözümle bak pis dediğin bu varlığa. O’nda sevgilinin kokusu var, Leyla’nın mahallesinde bekçilik yaparak onurlanmış. Gönlüne, ruhuna ve irfanına dikkat et ki. Nereyi seçmiş, nereyi yurt edinmiş gör. Sevgili’nin mahallesini yurt edinen köpeğin bastığı toprak bile benim için mukaddestir’ dedi.
Kınamanın Sonu
Mecsitte dört kişi namaza durmuştu. Bu sıra müezzin içeri girdi. Namazdakilerden biri, istemdışı bir biçimde, ‘ezanı okudun mu?’ diye sordu. Yanındaki Adam, ‘sus’ diye çıkıştı, ‘konuşunca namazın bozulacağını bilmiyor musun? ’Yanındaki atıldı bu kez, ‘onu kınıyorsun ama’ dedi, ‘kendi namazını da bozmuş oldun ’Dördüncü hareketlendi sonra, kendi kendine, ‘oh’ dedi, ‘çok şükür benim namazım bozulmadı’