Peri Bacaları Metni Cevapları Sayfa 162-163-164-165-166-167

Peri Bacaları Metni Cevapları Sayfa 162-163-164-165-166-167

Hazırlık Çalışmaları

  1. “Bacasız sanayi” sözünü hiç duydunuz mu? Bu söz ne anlama geliyor olabilir?

Evet, “bacasız sanayi” sözünü duydum. Bu söz, turizm sektörünü ifade etmek için kullanılan bir benzetmedir.

  1. Peri bacaları hakkında neler biliyorsunuz?

Peri bacaları, volkanik tüf kayalarının rüzgâr, yağmur ve su gibi doğal etkenler tarafından aşınması sonucu oluşmuş doğal kaya oluşumlarıdır. Kapadokya bölgesi, peri bacaları ile en çok tanınan yerdir.

Peri bacaları hakkında bazı bilgiler şunlardır:

  • Farklı şekillerde ve boyutlarda olabilirler.
  • Milyonlarca yıl boyunca oluşmuşlardır.
  • Kapadokya’da peri bacaları vadileri turistler tarafından popüler bir destinasyondur.
  • Peri bacaları, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.

 

PERİ BACALARI

Okuyacağınız metin “Peri Bacaları” adlı kitaptan Yaşar Kemal ve arkadaşı Mustafa’nın Göreme’ye

geldikleri bölümü anlatmaktadır.     

 

                                               KIRK GÜN KIRK GECE

İkindiye doğru Mustafa’yla yola düşüp Göreme’ye geldik. Göreme’de peri bacaları ormanına düştük. Göreme, büyücek bir koyakta…

Bacalar ormanı alabildiğine uzuyor gibi. Buradan, bu oturduğumuz yerden bakınca bacalar ormanı hiç sonu yokmuş gibi görünüyor. Ormanda türlü şekiller… Kendini bir heykel ormanında sanırsın.

Öylesine biçimler… Yürüyen, duran, hemen kalkıp koşacakmış gibi tetikte duran, uçmaya hazırlanan, at, insan, kuş, fil, türlü başlar… Saymakla bitmez… Halat çeken bir alay… Ata binmiş bir gelin… Gelin alayı… Bir büyü içinde kalıyor insan… Seyrederken bütün bunları, dünyayı unutuyorsun.

Öteki, gerçek dünyayı, ağacı, kuşu, tarlası, evleri ile bıçak gibi kesip o dünyada hiç yaşamamışsın gibi, bu peri bacaları dünyasına kendini kapıp koyuveriyorsun… Belki asırlardır bu sarhoşluk içindesin. Dizlerinde derman kalmıyor hayretten. Başın dönüyor.

(…)

Varalım bir peri bacasının karşısında, bir metre kadar ötesinde duralım. Önce tepeden başlayalım.

Tepede bir şapka var. Düşmek üzeredir. Bir iki ot vardır bazen üstünde. Rengi çoğu zaman koyu kurşunidir. Peri bacasının başka yerlerinden daha sert görünüyor. Granit sertliğinde. Onun için olacak, yağmurlar, seller önce tepeden yiyecekken, yiyememişler, şapka gibi başında kalmış. Sert.

Şapkadan sonra bir kuşak geliyor. Ha biçimini söylemedim peri bacasının. Bir gaz hunisini al, ağzı aşağı yatır. Binlerce kere büyüt huniyi, işte sana peri bacası. Başına şapka da oturtmayı unutma.

(…)

Ağzı aşağı konulmuş huniler her zaman öyle düzgün değildir. Eğilmiş, bükülmüş, yana yatmış, türlü biçim almıştır her biri. Uzun sözün kısası her bir baca başka bir biçimdir. Hareket hâlindedir hepsi de… Uzun bir sefere çıkmışlar…

Bu türlü biçimlere, türlü hareketlere halk burada türlü efsaneler yaratmıştır. Maçan’daki bacalar ormanın efsanesi şudur:

Zamanında buralar güzel bir ülkeymiş. Bereket fışkırırmış topraktan. İnsanlar birbirlerini sayarlarmış, severlermiş. Fakiri fakir, zengini zengin değilmiş. Hırsızlık, katillik yokmuş. Üzümler ballı, buğdaylar taneliymiş. Bura halkının bir tek kaygısı varmış, o da ölümden… Bir kapalı ülkeymiş. O yüzden de kimler, kimsecikler yani istilacılar uğramazmış. Bu yüzden de askerleri azmış. Askeri ne yapsınlar! Yıllardan bir yıl, günlerden bir gün bakmışlar ki Maçan’dan beri yazıyı yabanı tutmuş bir ordu gelir. Yakıp yıkıp gelir. Asker yok karşı koyacak… Güzel ülke yakılıp yıkılacak. Bütün halk, gözleri yaşlı, toplanmışlar bir tepeye, gelenleri seyrederlermiş… Ne gelir elden! Ölümlerden ölüm beğen… Korkudan titrer, vaveylaları gökyüzünü tutarken bir bakmışlar ki önlerinden çekilip duran, az sonra ülkelerini darmadağın edecek ordu yerinden kımıldamaz. Aman bu nasıl iş? Gece olmuş ordu kımıldamamış, sabah olmuş gene öyle. Ertesi, daha ertesi gün ordu durup durur. Cesaret edip ordunun yanına varamamış kimse. En sonunda bir çoban değneğini havaya fırlatıp ‘‘Ölümse de ölüm. Ben varacağım duran ordunun yanına.’’ demiş. Koşarak inmiş koyağa. Varmış ki bir de ne görsün!

Ordu tüm taşa kesmiş… Haber vermiş. Güzel ülkede toy düğün başlamış. Kırk gün kırk gece.

İşte şimdi Maçan’da bir ordu, peri bacalarına kesmiş bir ordu donmuş kalmış. Yum gözünü ordu hareket edecek gibi. Mızrakları ellerinde, silahları bellerinde saf saf olmuş bir ordu.

Yaşar KEMAL

 

Yaşar Kemal Hayatı ve Edebi Kişiliği

Yaşamı:

  • Yaşar Kemal, 1923 yılında Osmaniye’nin Hemite ilçesinde doğdu.
  • Babası çiftçi olan Kemal Sadık, ilkokul öğrenimini köyünde tamamladıktan sonra, 1939 yılında Adana’ya taşındı.
  • Adana’da çeşitli işlerde çalıştı ve aynı zamanda şiir ve hikayeler yazmaya başladı.
  • 1951 yılında İstanbul’a taşındı ve burada ilk romanı olan “İnce Memed”i yayınladı.
  • İnce Memed romanı büyük bir başarı kazandı ve Yaşar Kemal’i Türk edebiyatının önemli yazarları arasına soktu.
  • Yaşar Kemal, 32 roman, 100’den fazla hikâye, şiir ve birçok makale yazdı.
  • 1995 yılında Cevdet Kudret Köprülü Edebiyat Ödülü’nü aldı.
  • 2015 yılında İstanbul’da vefat etti.

Edebi Kişiliği:

  • Yaşar Kemal, Anadolu’nun efsanelerini, masallarını ve gerçeklerini eserlerinde harmanlayan bir yazardır.
  • Romanlarında ve hikayelerinde Anadolu insanının yaşam mücadelesini, doğayla olan ilişkisini ve ezilenlerin sesini anlatan bir yazar olarak tanınır.
  • Yaşar Kemal, dil ve üslup ustalığıyla da Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir.
  • Eserlerinde kullandığı ağızlar, atasözleri ve deyimler eserlerine özgün bir lezzet katmaktadır.
  • Yaşar Kemal, eserlerinde insan psikolojisini derinlemesine inceleyen bir yazardır.
  • Roman kahramanları genellikle yoksul, ezilmiş ve haksızlığa uğramış insanlardır.
  • Yaşar Kemal, eserlerinde toplum eleştirisi de yapmaktadır.
  • Yaşar Kemal’in eserleri birçok dile çevrilmiştir.

Eserlerinden Bazıları:

  • İnce Memed (1955)
  • Teneke (1955)
  • Yer Demir Gök Bakır (1960)
  • İnce Memed II (1967)
  • Akçasazın Ağaları (1972)
  • Ölmez Otu (1988)
  • Bir Ada Hikayesi (1997)

Yaşar Kemal, Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Eserleriyle Anadolu’nun sesini ve ruhunu dünyaya tanıtmıştır.

  1. ETKİNLİK

“Peri Bacaları” metni ile ilgili sorular oluşturup yanıtlarını yazınız. Hazırladığınız soruları arkadaşlarınıza yöneltiniz.

SORU: Peri bacaları nasıl tarif edilir?

CEVAP: Farklı şekillerde, at, insan, kuş, fil gibi figürlere benzeyen, adeta bir heykel ormanı gibi görünen kaya oluşumları olarak tarif edilir.

SORU: Peri bacaları nasıl oluşmuştur?

CEVAP: Yağmur ve sellerin aşındırması sonucu oluşmuştur.

SORU: Maçan’daki peri bacalarıyla ilgili efsane nedir?

CEVAP: Güzel bir ülkeye saldıran ordunun, bir çobanın cesareti karşısında taş kesilerek donup kaldığıyla ilgili bir efsanedir.

SORU: Efsanede “kırk gün kırk gece” ifadesi ne anlama gelir?

CEVAP: Ordunun taş kesilerek donup kaldığı süreyi temsil eder.

  1. ETKİNLİK

Okuduğunuz metinde geçen öznel ve nesnel ifadeleri yazınız.

Öznel İfadeler

  • “Öylesine biçimler… Yürüyen, duran, hemen kalkıp koşacakmış gibi tetikte duran, uçmaya hazırlanan, at, insan, kuş, fil, türlü başlar…”
  • “Seyrederken bütün bunları, dünyayı unutuyorsun.”
  • “Öteki, gerçek dünyayı, ağacı, kuşu, tarlası, evleri ile bıçak gibi kesip o dünyada hiç yaşamamışsın gibi, bu peri bacaları dünyasına kendini kapıp koyuveriyorsun…”

Nesnel İfadeler

  • “İkindiye doğru Mustafa’yla yola düşüp Göreme’ye geldik.”
  • “Eğilmiş, bükülmüş, yana yatmış, türlü biçim almıştır her biri.”

 

  1. ETKİNLİK

a) Bir ülkenin doğal güzelliklerinin turizme katkısı hakkındaki düşüncelerinizi konuşma stratejilerinden (empati kurma, tartışma…) istediğinizi kullanarak anlatınız.

Bir ülkenin doğal güzellikleri turizme önemli katkılar sağlayabilir. Bu katkılar şu şekilde sıralanabilir:

Ekonomik Katkı:

  • Doğal güzellikleri görmek için gelen turistler, konaklama, yeme-içme, ulaşım ve rehberlik gibi çeşitli hizmetlere para harcarlar. Bu durum, ülke ekonomisine önemli bir gelir kaynağı sağlar.
  • Doğal güzelliklere dayalı turizm, yeni iş imkanlarının doğmasına da katkıda bulunur. Otel, restoran, tur şirketi gibi sektörlerde yeni iş alanları açılır.
  • Yerel halk, turistlere el sanatları ve yöresel ürünler satarak da gelir elde edebilir.

Sosyal Katkı:

  • Doğal güzelliklere dayalı turizm, farklı kültürlerden gelen insanların bir araya gelmesini ve kaynaşmasını sağlar. Bu durum, karşılıklı saygı ve hoşgörünün gelişmesine katkıda bulunur.
  • Doğal güzelliklerin korunmasına ve geliştirilmesine olan ilgiyi artırır. Yerel halk, doğal güzelliklerinin önemini daha iyi anlar ve onları korumaya daha fazla özen gösterir.
  • Turistler, bölgenin kültürü ve tarihi hakkında bilgi edinme imkanı bulur. Bu durum, bölgenin kültürel mirasının korunmasına ve yaşatılmasına katkıda bulunur.

Çevresel Katkı:

  • Doğal güzelliklere dayalı turizm, çevreye duyarlı bir şekilde yapılırsa, bölgenin doğal güzelliklerinin korunmasına ve geliştirilmesine yardımcı olabilir.
  • Turistler, doğal güzellikleri görerek doğanın önemini daha iyi anlayabilir ve çevreyi koruma bilincine sahip olabilirler.

Bazı Örnekler:

  • Türkiye, Pamukkale Travertenleri, Kapadokya ve Ölüdeniz gibi birçok doğal güzelliğe sahiptir. Bu güzellikler, her yıl milyonlarca turisti Türkiye’ye çekmektedir.
  • Kenya, Masai Mara Milli Parkı ve Amboseli Milli Parkı gibi doğal güzellikleriyle safari turizminin önemli merkezlerinden biridir.
  • Kosta Rika, yağmur ormanları ve volkanik dağlarıyla doğa severler için ideal bir destinasyondur.

Sonuç olarak bir ülkenin doğal güzellikleri, turizme önemli katkılar sağlayabilir. Doğal güzelliklere dayalı turizm, ülke ekonomisine gelir sağlayabilir, yeni iş imkanları yaratabilir, farklı kültürlerin kaynaşmasına katkıda bulunabilir ve çevreye duyarlı bir şekilde yapılırsa bölgenin doğal güzelliklerinin korunmasına yardımcı olabilir.

 

b) Konuşmanızı aşağıdaki formu doldurarak değerlendiriniz.

Formu bireysel olarak doldurmalısınız.

  1. ETKİNLİK

Bir geziniz esnasında gördüğünüz ya da yaşadığınız ilginç olayları gözlemlerinize dayanarak yazınız. Yazınıza uygun bir başlık koyunuz.

Kapadokya’da Balon Turu Macerası

Geçtiğimiz yaz, Kapadokya’ya yaptığım seyahatte unutulmaz bir deneyim yaşadım: Balon turu! Sabahın erken saatlerinde, güneş ufukta yeni doğarken, onlarca balon gökyüzüne yükselmeye hazır bekliyordu. Rengarenk balonların havada süzülüşü adeta büyülü bir görüntüydü.

Sepetimize bindiğimizde heyecan doruktaydı. Yavaşça yerden yükseldikçe, Kapadokya’nın eşsiz manzarası gözlerimiz önüne serildi. Peri bacaları, vadiler ve kayalara oyulmuş tarihi kiliseler, sanki bir masal diyarındaymış gibi hissettiriyordu.

Uçuş sırasında, pilotumuz bölgenin tarihi ve coğrafyası hakkında bilgiler verdi. Kapadokya’nın volkanik bir bölge olduğunu ve peri bacalarının milyonlarca yıllık bir oluşum olduğunu öğrendik. Ayrıca, bölgede yaşayan insanların kayalara oyulmuş evlerde ve kiliselerde yaşadıklarını da duymak oldukça ilginçti.

Balon turu yaklaşık bir saat sürdü. Bu süre boyunca, Kapadokya’nın muhteşem manzarasının keyfini çıkardık. Güneşin ılık ışıkları, vadilerin üzerinde uzanan gölgeler ve gökyüzünde süzülen balonlar, unutulmaz bir atmosfer yaratıyordu.

Tura indiğimizde, hala yaşadığımız heyecanı ve hayranlığı üzerimizden atamıyorduk. Kapadokya’nın büyülü atmosferini ve balon turunun heyecanını asla unutmayacağız.

c44h3o8

 

2smikbr

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Scott AjansScott Ajans tarafından ❤️ ile tasarlanmıştır