Sefiller Metni Cevapları Sayfa 114-115-116-117-118-119-120-121
Sefiller Metni Cevapları Sayfa 114-115-116-117-118-119-120-121
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
Sefiller romanı ile ilgili edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Yayınlanma tarihi: 1862
Türü: Tarihi roman, dram
Ana Karakterler:
- Jean Valjean
- Fantine
- Cosette
- Javert
- Gavroche
Konu:
Sefiller, 19. yüzyıl Fransa’sında geçen ve yoksulluk, ahlak, adalet ve sevginin karmaşık temalarını keşfeden destansı bir romandır. Hikâye, 19 yıl kürek mahkumiyetinin ardından serbest kalan Jean Valjean adında bir adamın etrafında döner. Valjean, toplum tarafından dışlanmış ve hor görülmesine rağmen, iyilik ve merhamet yolunda ilerlemeye kararlıdır. Fantine adında bir fahişeye ve yetim kızı Cosette’e yardım ederek kefaret arar.
Roman, Valjean’ın ve diğer karakterlerin yoksulluk, adaletsizlik ve polis komiseri Javert’in amansız takibiyle mücadelelerini anlatır. Aynı zamanda, Cosette’in aşkı ve fedakarlığı gibi sevginin dönüştürücü gücünü de gösterir.
Sefiller’in Önemi:
- yüzyıl Fransa’sının sosyal ve politik durumuna dair güçlü bir bakış açısı sunar.
- Yoksulluk, adaletsizlik ve ahlak gibi evrensel temaları ele alır.
- Sevginin ve merhametin dönüştürücü gücüne dair umut dolu bir mesaj verir.
- Dünya çapında milyonlarca okuyucuyu etkileyen klasik bir eserdir.
SEFİLLER
(Okuduğunuz metin Victor Hugo’nun (Viktor Hügo) Sefiller romanından alınmıştır. Romandaki olaylar 1815-1832 yılları arasında Paris’te geçer.
Romanın başkarakteri Jan Valjan tarlalarda çalışan bir işçidir. Jan Valjan işlediği bir suç yüzünden beş yıl kürek mahkûmiyeti alır. Her defasında kaçmaya çalıştığı için cezası 19 yıla çıkar. Cezaevinden çıktığında yeniden hayata tutunmaya çalışır fakat cezaevinde kaldığını gösteren sarı pasaportu yüzünden gittiği her yerden kovulur.
En son çare olarak çaldığı bir kapı aynı zamanda ona iyiliğin kapısını da açar. Bu kapı bir din adamı olan Myriel’e (Mirel) aittir. Myriel, Jan Valjan’a saygıdeğer bir insan muamelesi yaparak onun hayatında bir dönüm noktası olur.
Jan Valjan, Myriel’in yanından ayrıldıktan sonra geçmişe ait tüm kötü anıları adı ile birlikte silmek ister. Montrey sür Mer’e yerleşen Jan Valjan adını değiştirir, önce saygın bir iş adamı sonra kentin belediye reisi olur. Ne var ki geçmişi onu bir gölge gibi takip eder. Javer adlı polis onun kimliğinden şüphe eder fakat Madlen Baba’ya dönüşmüş Jan Valjan’ın sahip olduğu unvan onun elini kolunu bağlar. Okuyacağınız metin Montrey sür Mer’de yaşanan bir kazayı anlatmaktadır.)
(…)
Bir sabah Madlen Baba kentin bozuk yolundan geçerken, bir kalabalığın toplandığını görerek, oraya doğru koştu. Foşlövan adındaki bir ihtiyar, arabasının altına düşmüştü.
Foşlövan, Madlen Baba’yı hiç sevmezdi. Nedeni çok saçma sayılırdı. Bir rastlantı sonucu, Madlen kasabaya geldiğinde Foşlövan’ın işleri bozulmaya başlamıştı. Yabancı, endüstriyi geliştiredursun, ihtiyar köylünün işleri daha da kötüleşmişti. Bundan böyle kendisi sefalete sürüklenirken, durmadan kazanan bu yabancıya derin kin beslemeye koyulmuştu. Daha sonra tamamen iflas eden Foşlövan elinde avucundakiyle bir eski araba ve ihtiyar bir at satın almış ve ekmek parası için arabacılığa başlamıştı.
Atın kalçası kırılmıştı, yerinden kıpırdayamıyordu. İhtiyar adam tekerleklerin arasına sıkışmıştı. Öylesine berbat bir düşüş yapmıştı ki araba tüm yüküyle onun göğsünü eziyordu. Araba çok yüklüydü. Zavallı Foşlövan, yürekler parçalayıcı çığlıklarla halktan imdat istiyordu.
Yanlış bir hareket, beceriksiz bir jest, arabayı daha da sıkıştırarak onun ölümüne sebep olurdu. Ancak arabayı kaldırarak onu kurtarmak mümkündü.
Kaza esnasında oraya gelen Javer, acele bir kriko getirtmek için adamlarını yollamıştı.
Mösyö Madlen geldiğinde, kalabalık saygıyla yarıldı, ihtiyar Foşlövan haykırıyordu:
— İmdat! İhtiyarı kurtaracak kimse kalmadı mı?
- Madlen döndü:
— Bir kriko yok mu?
Köylülerden biri cevap verdi:
— Getirmeye gittiler.
— Ne zaman gelir?
— Nalbanta gidildi en azından gene bir on beş dakika çeker.
Madlen Baba haykırdı.
— Bir çeyrek mi?
Bir gün önce yağmur yağmıştı, yerler çamurlu idi. Araba ıslak toprağa saplandıkça ihtiyarın göğsüne batıyordu, beş dakikaya kalmaz kaburgaları kırılacaktı.
Madlen kendisine bakan köylülere:
Bakın, bir çeyrek bekleyemeyiz adam ölüyor. Arabanın altında bir kişilik yer var, birisi arabanın altına girsin ve sırtı ile kaldırsın, bizler de zavallı adamı çeker, çıkarırız.
Burada sırtının kuvvetine güvenen kimse yok mu? Onu kurtarana, beş altın var.
Kimse kıpırdamadı.
Madlen Baba haykırdı:
— On altın.
Oradakiler gözlerini yere indiriyorlardı, içlerinden biri mırıldandı.
— Bunun için çok güçlü olmak gerekir, bir de üstelik ezilmek var hesapta.
Madlen Baba üsteledi:
— Haydi gayret yirmi altın.
Gene sessizlik.
Birden bir ses duyuldu:
— Onlarda eksik olan cesaret değil, dedi.
Madlen başını çevirdi, Javer’i gördü. Polis sözlerine devam etti:
— Bunun için üstün bir güce sahip olmak gerekir. Böyle bir yükü sırtıyla kaldırmak her yiğidin harcı değil.
Daha sonra gözlerini M. Madlen’in gözlerine dikerek, kelimelerin üzerine basa basa devam etti.
— Mösyö Madlen, sizin istediğinizi yapacak tek bir adam tanıdım ben…
Madlen ürperdi.
Javer ilgisiz bir sesle, lakin gözlerini Madlen’in yüzünden ayırmadan devam etti:
— Bu bir kürek mahkûmu idi.
— Ya öyle mi, diye sordu Madlen Baba.
— Evet, Tulon Cezaevinde tutuklu idi.
Madlen ölü gibi sarardı.
Bu arada arabanın tekerlekleri daha da batıyordu çamura.
Foşlövan hırlıyordu:
— Boğuluyorum, nefes alamıyorum, kaburgalarım eziliyor bir krik o, bir şey yapın.
Madlen etrafına bakındı.
— Yirmi altın kazanmak ve şu zavallıyı kurtarmak isteyen yok mu?
Kimse ses vermedi, Javer:
— Bunu ancak bir tek kişi yapabilirdi, o bir krikonun yerini tutardı, o kürek mahkûmu…
İhtiyar haykırdı:
— Ölüyorum!
Madlen başını kaldırdı, Javer’in üzerine diktiği gözlerini gördü hareketsiz bekleyen köylülere baktı ve acı acı gülümsedi sonra tek bir söz söylemeden yere diz çöktü, kalabalığın haykırmasına, itiraz etmesine aldırmadan, arabanın altına girmişti.
Korkunç bir bekleme anı başladı.
Bu öldürücü yükün altında sürünen Madlen’in boş yere iki kez dirseklerini sıkarak dirseklerini dizlerine birleştirmek istediğini gördüler ona haykırdılar:
— Çekilin oradan Madlen Baba, ezileceksiniz.
Hatta Foşlövan’ın kendisi bile haykırdı:
— Yapmayın Mösyö Madlen, benim gibi bir ihtiyar için hayatınızı tehlikeye atmayın.
Madlen cevap vermedi.
Seyirciler nefes bile almıyordu, tekerlekler daha da çamura saplanmıştı Madlen’in oradan sağ çıkması imkânsız görünüyordu.
Birden kocaman bir kitlenin kıpırdandığını gördüler. Araba ağır ağır kalkıyordu, boğuk bir ses duyuldu:
— Haydi çabuk olun, gayret!
Bu, artık son çabasını yapan Madlen’in haykırışı idi.
Hep birden koşuştular. Bir kişinin fedakârlığı hepsini güçlendirmişti. Yirmi kol birden uzandı, araba havaya kaldırıldı. İhtiyar Foşlövan kurtulmuştu.
Madlen yerinden kalktı. Yüzünde bir damla kan kalmamıştı, alnından terler süzülüyordu.
Giysileri yırtılmış, üstü başı çamurlara bulanmıştı. Hepsi ağlıyordu. Madlen’in yüzünde mutlu bir anlam belirmişti. Kendisini dikkatle izleyen Javer’e sakin bakışlarını dikti.
(…)
Victor HUGO
Çev.: Dilara Akkoyun
(Kısaltılmıştır.)
Victor-Marie Hugo (26 Şubat 1802 – 22 Mayıs 1885), Fransız edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Romantizm akımının önde gelen temsilcilerinden olan Hugo, şiir, roman, oyun yazarı ve politikacı olarak da tanınmaktadır.
Hayatı:
- Besançon’da doğan Hugo, eğitimini Paris’te tamamladı.
- Genç yaşta edebiyatla ilgilenmeye başladı ve ilk şiirlerini 1822’de yayımladı.
- 1823’te “Notre-Dame de Paris” romanıyla büyük bir üne kavuştu.
- 1841’de Fransız Akademisi’ne seçildi.
- 1848 Devrimi’ne aktif olarak katıldı ve kısa bir süre milletvekilliği yaptı.
- Napolyon III’ün diktatörlüğüne karşı çıktığı için 1851’de sürgüne gönderildi.
- 1870’te Fransa’ya geri döndü ve 1885’te Paris’te öldü.
Edebi Kişiliği:
- Hugo, çok yönlü bir yazar ve Fransız edebiyatının en önemli figürlerinden biridir.
- Eserlerinde romantizmin tüm özelliklerini barındırır: duygusallık, doğa sevgisi, tarihselcilik, bireysellik ve hayal gücü.
- Romanları, tiyatro oyunları ve şiirleri ile Fransız edebiyatını derinden etkilemiştir.
- En önemli eserleri arasında “Notre-Dame de Paris”, “Sefiller”, “Sefiller”, “Hernani”, “Marion Delorme” ve “Ruy Blas” yer alır.
Hugo’nun eserleri sadece edebi açıdan değil, politik ve sosyal açıdan da önemlidir. Eserlerinde, eşitlik, adalet ve özgürlük gibi değerleri savunmuştur. Toplumsal sorunlara dikkat çekmiş ve ezilenlerin sesi olmuştur.
Hugo, dünya çapında tanınan ve saygı duyulan bir yazardır. Eserleri birçok dile çevrilmiş ve milyonlarca kişi tarafından okunmuştur. Günümüzde de edebiyat dünyasında önemli bir yere sahiptir.
Hugo’nun etkisini gösteren bazı örnekler:
- “Sefiller” romanı, birçok dile çevrilmiş ve sinemaya uyarlanmıştır.
- “Notre-Dame de Paris” romanı, Disney tarafından animasyona uyarlanmıştır.
- “Hernani” tiyatro oyunu, romantizm akımının manifestosu olarak kabul edilir.
- ETKİNLİK
Aşağıdaki soruları metinden hareketle yanıtlayınız.
- Foşlövan‘ın Madlen Baba’yı sevmeme sebebi nedir?
Foşlövan, Madlen Baba’ya karşı sebepsiz bir kin beslemektedir. Bu kinin sebebi, Madlen’in kasabaya gelmesiyle birlikte Foşlövan’ın işlerinin bozulmaya başlamasıdır.
- Kent halkı Madlen Baba’ya nasıl davranmaktadır?
Kent halkı Madlen Baba’ya saygı ve sevgiyle yaklaşmaktadır.
- Madlen Baba Javer’in sözlerinden neden ürperir?
Javer’in “Bunun için üstün bir güce sahip olmak gerekir. Böyle bir yükü sırtıyla kaldırmak her yiğidin harcı değil.” sözleri Madlen Baba’yı ürpertmiştir. Çünkü Javer bu sözlerle Madlen’in geçmişine, kürek mahkûmu olduğuna dair bir imada bulunmuştur.
- Niçin Madlen Baba önce başkalarının Foşlövan’ı kurtarmasını bekler?
Kendisi kurtarmaya çalışırsa gücü nedeniyle eskiden kürek mahkûmu olduğu ortaya çıkacağını düşünmektedir. Bu nedenle önce başkalarının Foşlövan’ı kurtarmasını bekler.
- Madlen Baba’nın yerinde olsaydınız aynı fedakârlığı yapar mıydınız? Neden?
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişebilir. Bazı insanlar Madlen Baba gibi fedakâr bir davranışta bulunurken, bazı insanlar ise risk almaktan çekinebilirler. Bu durum, kişinin karakterine, değerlerine ve o anki koşullara bağlıdır.
- Bu kaza olayından sonra Foşlövan’ın ve Javer’in Madlen Baba’ya karşı duyguları ne yönde değişebilir? Değerlendiriniz.
Foşlövan’ın Madlen Baba’ya karşı duyduğu kin ve öfke, Madlen Baba’nın hayatını kurtarmak için gösterdiği fedakârlık sonrasında değişebilir. Foşlövan’ın pişmanlık duyması ve Madlen Baba’ya karşı minnettarlık hissetmesi mümkündür. Javer’in Madlen Baba’ya karşı tutumu ise daha karmaşık olabilir. Javer’in Madlen Baba’ya karşı duyduğu şüphe ve önyargı, bu olaydan sonra değişebilir. Madlen Baba’nın fedakarlığı Javer’in vicdanını sarsabilir ve onu Madlen Baba’ya karşı daha objektif davranmaya teşvik edebilir.
- ETKİNLİK
Aşağıdaki görseli yorumlayarak görüşlerinizi bildiriniz.
Görseldeki figürün yukarı uzanan kolları, yardımseverlik için uzanan bir eli sembolize edebilir. Bu, ihtiyacı olanlara yardım etmeye hazır olduğumuzu ve desteğimizi sunduğumuzu gösterir.
- ETKİNLİK
a) Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelime gruplarını inceleyiniz. Soruları yanıtlayınız.
- Foşlövan’ın işleri bozulmaya başlamıştı.
- İhtiyar adam tekerleklerin arasına sıkışmıştı.
- Madlen’in yüzünde mutlu bir anlam belirmişti.
- Daha sonra gözlerini Madlen’in gözlerine dikerek, kelimelerin üzerine basa basa devam etti.
- Altı çizili kelime gruplarından ikinci kelimeye hangi soruları sorarak birinci kelimeyi bulabiliriz?
İkinci kelimeye “kimin, neyin” soruları sorularak bulabiliriz.
- Altı çizili kelime gruplarından ikinci kelimeleri cümleden çıkardığımızda cümlede nasıl bir değişiklik olur?
İkinci kelimeleri cümleden çıkardığımızda cümlenin anlamı bozulur.
- Kelime gruplarını birbirine bağlayan çekim ekini belirtiniz.
Kelime gruplarını birbirine bağlayan çekim eki: “-ın, -in”
- Siz de içinde belirtili isim tamlaması geçen iki cümle yazınız.
- Sınıfın öğretmeni derste yeni bir konu anlatıyordu.
- Doktorun teşhisi doğru çıktı.
- Yazıcının mürekkebi bitmişti.
- Bilgisayarın ekranı çok parlak.
b) Aşağıdaki isimleri karşılarındaki isimle anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde örnekteki gibi eşleştiriniz.
- Kent halkı
- Gece yarısı
- Belediye reisi
- İnsan muamelesi
- Sefiller romanı
- ETKİNLİK
Evrendeki tüm kötülükler yok edilemese de yapılan iyiliklerin karşılıksız kalmayacağını anlatan metninizi aşağıdaki atasözlerini de kullanarak yazınız.
* İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı.
* İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir.
Evren, sonsuz bir döngü içinde varlığını sürdüren, iyilik ve kötülüğün iç içe geçtiği bir yer. Her ne kadar tüm kötülükleri yok etmek imkansız görünse de, karanlığın kalbinde bile filizlenen her iyilik ışığı, umut ve değişimin tohumlarını atar.
“İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı” atasözü, iyiliğin doğasını ve karşılığını özlü bir şekilde özetler. İyilik yaparak sadece başkalarına değil, kendimize de fayda sağlarız. Her iyilik hareketi, bir dalga etkisi yaratarak etrafındakileri de etkiler ve iyilik dolu bir dünya yaratmaya katkıda bulunur.
“İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir” sözü ise iyiliğin karşılıksız kalmayacağına dair bir inancı dile getirir. Bazen yaptığımız iyiliklerin somut bir karşılığını görmeyebiliriz. Fakat unutmayalım ki, her iyilik evrene bir mesaj gönderir ve bu mesaj asla boşa gitmez. Belki balık bilmez, ama yüce yaradan her iyiliği bilir ve onu en güzel şekilde mükafatlandırır.
Evrenin karanlığına karşı koymak için elimizdeki en güçlü silah iyiliktir. Her gün, her an, küçük büyük demeden iyilik yapmaya gayret göstermeliyiz. Belki tüm kötülükleri yok edemeyiz, ama iyilik ışığımızın etrafındakileri aydınlatacağına ve daha güzel bir dünya inşa edebileceğimize inanmalıyız.
Unutmayalım, iyilik bulaşıcıdır. Bir gülümseme, bir yardım eli, bir nazik söz… Hepsi birer iyilik tohumudur ve etrafındakileri de iyiliğe teşvik eder. Bu tohumlar filizlendikçe, karanlık aydınlığa dönüşecek ve dünya daha güzel bir yer olacak.