Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Cevapları Sayfa 30-31-32-33-34-35-36-37

Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Cevapları Sayfa 30-31-32-33-34-35-36-37

 

HAZIRLIK ÇALIŞMASI

İnsanların konuşurken kullandığı kelimeler bize o kişi hakkında ne tür bilgiler verir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.

İnsanların konuşurken kullandığı kelimeler bize o kişi hakkında birçok bilgi verebilir. Bu bilgiler şunları içerebilir:

Kişilik: Kullandıkları kelimeler bize bir kişinin dışa dönük mü yoksa içe dönük mü olduğunu, neşeli mi yoksa melankolik mi olduğunu, zeki mi yoksa saf mı olduğunu ve diğer birçok kişilik özelliğini gösterebilir.

Değerler: Kullandıkları kelimeler bize bir kişinin neye değer verdiğini gösterebilir. Örneğin, bir kişi sık sık “adalet” ve “eşitlik” kelimelerini kullanıyorsa, bu onun bu kavramlara önem verdiğini gösterir.

Eğitim ve Kültür: Kullandıkları kelimeler bize bir kişinin eğitim seviyesini ve kültürel geçmişini gösterebilir. Örneğin, bir kişi karmaşık kelimeler ve deyimler kullanıyorsa, bu onun yüksek eğitimli olduğunu gösterir.

Duygular: Kullandıkları kelimeler bize bir kişinin nasıl hissettiğini gösterebilir. Örneğin, bir kişi sık sık “üzgün” ve “korkmuş” kelimelerini kullanıyorsa, bu onun bu duyguları yaşadığını gösterir.

Niyetler: Kullandıkları kelimeler bize bir kişinin neyi başarmaya çalıştığını gösterebilir. Örneğin, bir kişi sık sık “ikna etmek” ve “satmak” kelimelerini kullanıyorsa, bu onun bir şeyi satmaya veya bir fikri kabul ettirmeye çalıştığını gösterir.

Bununla birlikte kelimelerin her zaman doğru bir şekilde yorumlanmayabileceğini unutmamak önemlidir. Bir kişinin kelimelerini yorumlarken, bağlamı ve o kişinin geçmişini de göz önünde bulundurmak önemlidir.

Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek

Ben gelmedim dava için

Benim işim sevi için dizeleriyle yüzyıllar ötesinden seslenen Yunus Emre bir başka şiirinde;

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz. diyor; dünyanın geçiciliği karşısında sevmenin, sevilmenin daha önemli olduğunu vurguluyor.

Ozanımız Karacaoğlan,

Kınamazlar güzel sevse yiğidi,

Güzel sevmek koç yiğide ar değil. diyerek güzel seven yiğidin kınanamayacağını, sevmenin utanılacak bir şey olmadığını dile getiriyor.

Sait Faik de her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağını söylüyor…*

Edebiyatımızdan pek çok başka örnek verilebilir… Sayısız sanatçımızın, sayısız eserinde sayılamayacak kadar çok kullandığı sevi, sevgi, sevgili, sevim, sevimli, sevinç, sevinçli gibi sözlerimiz, en eski dönemlerinden bu yana yüzlerce yıldır Türkçemizde var olan sevmek sözüne dayanmaktadır. İlk yazılı kaynaklarımızda seb- biçiminde geçer bu sözümüz… Eb sözünün ev, sab sözünün sav olması gibi seb- sözü de Türkiye Türkçesinde de sevmek biçiminde değişmiştir. Bu ses değişikliğinin

Türk lehçelerinde farklı biçimlerde yaşanması sonucunda sevmek sözü Türk yazı dillerinde ve lehçelerinde değişik biçimlerde kullanılmaktadır. Farklı sözlermiş gibi görünse de bütün bu biçimler Eski Türkçe dönemindeki seb- köküne dayanmaktadır.

Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’e göre sevmek sözü Türkiye

Türkçesinde ‘Sevgi ve bağlılık duymak.’, ‘Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek.’, ‘Çok hoşlanmak.’, ‘Okşamak.’, ‘Yerini, şartlarını uygun bulmak.’ gibi beş ayrı anlamda kullanılmaktadır.

Bu anlamlardan ‘Yerini şartlarını uygun bulmak’ insanlar için olduğu kadar bitkiler ve hayvanlar için de söz konusu olabilmektedir. Örneğin, bir insanın sıcak yeri tercih etmesi, bir çiçeğin güneşli yerde daha hızlı büyümesi sevmek sözünün yerini, şartlarını uygun bulmak anlamıyla kullanılmasıdır.

Türkçede sev- kökünden türetilmiş pek çok sözümüz bulunmaktadır:

Sevecen, ‘acıyarak ve koruyarak seven’ anlamındadır. Yabancı kökenli şefkâtli ve müşfik de aynı anlamdadır. Sevecenlik ise ‘acıyarak ve koruyarak sevme’ karşılığındadır.

Sever sözü, barışsever, çiçeksever, dilsever, hayırsever, vatansever, yardımsever, yurtsever gibi pek çok birleşik sözde seven kimse için kullanılırken severlik sözü de sever olma durumunu ifade etmek üzere birleşik söz yapımında yer alır.

İnsanı ‘bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu’ ise yine sev- kökünden türemiş olan sevgidir. Sevgi beslemek ‘sevgi duymak, sevmek’ anlamındadır.

Sevginin yoğun olarak sergilenmesi durumu için ise sevgi seli sözünü kullanırız.

Sevgili sözü sevgiden türemiştir ve ‘sevgi ve bağlılık duyulan’ anlamındadır. Bu sözün ikinci anlamı ise sevilen ve âşık olunan kimsedir. Bu anlamdaki sevgili sözünün yakın anlamlı karşılıkları ise yavuklu, dost, yar, canandır.

Arapça kökenli aşk sözünün Türkçe karşılığı sevidir. Yunus Emre’nin de kullandığı bu söz aşırı sevgi ve bağlılık duygusu anlamındadır.

Görür görmez seven, âşık olan kimse için Türkçede kullandığımız sözümüz şıpsevdidir. (…)

‘Sevinç duymak’ anlamındaki sevin-, sevinme, seviniş, sevinç sözlerine de kaynaklık etmiştir.

‘İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan, çoşku’ anlamında kullandığımız sevinç sözüyle yapılan sevinç yaşları (veya gözyaşları) dökmek ‘sevinçten ağlamak’, sevinci kursağında kalmak ‘bir engel sebebiyle hayal kırıklığına uğramak’, sevincinden ağzı kulaklarına varmak ile sevinçten uçmak ise ‘çok sevinmek’ anlamlarında dilimizin söz varlığında yer almaktadır. ‘Sevinci olan ve sevinç veren’ karşılığında kullandığımız sevinçli, ‘sevinci olmayan, sevinç vermeyen’ karşılığında kullandığımız sevinçsiz de aynı köke dayanmaktadır.

‘Maddi, manevi mutluluk içinde yaşama’ ve ‘durumundan, yaşantısından memnun olma duygusu’ anlamlarındaki yaşama sevinci de bu sözle yapılmış birleşiktir (…)

‘Sevilmeyen, hoşa gitmeyen bir davranışta bulunan kimseler’ için alay yollu söylediğimiz söz de sevsinler biçimindedir.

İçinde sevgi, sevmek gibi sözler geçmese de bazı sözlerimiz de bu anlamlarda kullanılmaktadır:

‘Çok sevgi ve özen göstermek’ anlamındaki üzerine titremek, ‘birine karşı sevgi veya ilgi duymak’ anlamındaki yakınlık duymak bu sözlerimizden bazılarıdır.

Değindiklerimizin yanı sıra Türkçenin söz varlığında sev- kökünden türemiş ya da bu sözle birleşikler yapılmış daha pek çok sözcüğümüz var. Bu sözlerimizi Türkçe Sözlük’ten veya sanal ortamdaki sözlüğümüz Güncel Türkçe Sözlük’ten öğrenebilirsiniz. Ayrıca, yabancı kökenli olmalarına karşın Türkçenin söz varlığında yüzlerce yıl kullanılmış olan sevda, muhabbet, aşk ile bu sözlerden türemiş sözcüklerden bazıları hâlâ günümüzde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.

(…) Şükrü Halûk AKALIN

Türk Dili Dil ve Edebiyat dergisi

(Kısaltılmıştır.)

 

Şükrü Haluk Akalın Hayatı ve Edebi Kişiliği

Doğumu ve Eğitimi:

Şükrü Haluk Akalın, 1956 yılında Adana’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana’da tamamladıktan sonra İstanbul’a taşındı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Aynı bölümde doktora yaptı.

Akademik Kariyeri:

Doktora sonrası Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Doçent ve profesör unvanlarını aldı. Hacettepe Üniversitesi’nde de öğretim üyeliği yaptı.

Türk Dil Kurumu Başkanlığı:

2001 yılında Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı seçildi. 2012 yılına kadar bu görevini sürdürdü. TDK Başkanlığı döneminde birçok önemli projeye imza attı.

Edebi Kişiliği:

Şükrü Haluk Akalın, dilbilim ve edebiyat alanlarında birçok eser kaleme aldı. Türkçenin tarihi ve grameri üzerine yaptığı çalışmalarla tanındı. Ayrıca, Divan edebiyatı ve halk edebiyatı alanlarında da önemli çalışmalar yaptı.

Eserleri:

  • Saltuk-nâme I (İnceleme-Metin)
  • Divan Edebiyatında Nesir Türleri
  • Türkçenin Grameri
  • Halk Edebiyatı Antolojisi
  • Türkçenin Tarihi
  • Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Ödülleri:

  • Türk Dil Kurumu Bilim Ödülü
  • Sedat Simavi Edebiyat Ödülü
  • Yunus Nadi Armağanı

Ölümü:

Şükrü Haluk Akalın, 2022 yılında Ankara’da vefat etti.

Edebi Kişiliğinin Özellikleri:

  • Dilbilim ve edebiyata olan hakimiyeti
  • Titiz ve bilimsel çalışma yöntemi
  • Açık ve anlaşılır dili
  • Türkçeye olan sevgisi

Etkisi:

Şükrü Haluk Akalın, Türk dilbilim ve edebiyatına önemli katkılarda bulundu. Eserleri ve çalışmalarıyla birçok araştırmacıya ve öğrenciye yol gösterdi. Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için yaptığı çalışmalarla daima hatırlanacaktır.

j8gyzu7

2.ETKİNLİK

Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.

  1. Sevgi ile ilgili kimlerin sözüne yer verilmiştir?

Metinde sevgi ile ilgili şu şair ve yazarların sözlerine yer verilmiştir:

  • Yunus Emre
  • Karacaoğlan
  • Sait Faik
  1. Dilimizde sevgi mesajı veren atasözlerini TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten araştırınız.

TDK Güncel Türkçe Sözlük’te sevgi mesajı veren birçok atasözü bulunmaktadır. Bunlardan birkaçı şunlardır:

  • Sevgi emek ister.
  • Sevgi nefretin ilacıdır.
  • Sevgi kalpte başlar, kalpte biter.
  • Sevmekten korkma, sevilmemekten kork.
  • Sevilenle beraber bir lokma bal, sevilmeyenle beraber bir kazan yağ zehirdir.
  • Sevgi dağları aşar.
  • Sevgi denizini doldurur.
  • Sevgi her şeyin anahtarıdır.
  • Sevgi olmadan hayat anlamsızdır.
  1. Yunus Emre, “Sevelim sevilelim,/Dünya kimseye kalmaz.” dizeleriyle sizce ne anlatmak istemiştir?

Yunus Emre bu dizelerle dünyanın geçici olduğunu ve sevginin kalıcı olduğunu vurgulamak istemiştir. Dünya kimseye kalmayacak, er ya da geç hepimiz öleceğiz. Bu nedenle, bu dünyadayken sevmeli ve sevilmeliyiz. Sevgi, hayatımıza anlam katar ve onu güzelleştirir.

  1. “Sev-” sözcüğünden türeyen kelimeleri ve anlamları söyleyiniz.

Sev-” sözcüğünden türeyen bazı kelimeler ve anlamları şunlardır:

  • Sevecen: Acıyarak ve koruyarak seven.
  • Sevecenlik: Acıyarak ve koruyarak sevme.
  • Sever: Barışsever, çiçeksever, dilsever, hayırsever, vatansever, yardımsever, yurtsever gibi birleşik sözlerde seven kimse.
  • Severlik: Sever olma durumu.
  • Sevgi: Bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu.
  • Sevgi beslemek: Sevgi duymak, sevmek.
  • Sevgi seli: Sevginin yoğun olarak sergilenmesi durumu.
  • Sevgili: Sevgi ve bağlılık duyulan. Sevgi ve âşık olunan kimse.
  • Sevdinmek: Aşık olmak.
  • Sevda: Aşk.
  • Sevda çekmek: Aşk acısı çekmek.
  • Sevda dolu: Aşk dolu.
  • Sevda mektubu: Aşk mektubu.
  • Sevdalı: Aşık.
  • Sevinç: Görür görmez seven, âşık olan kimse.
  • Sevinç: İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan, çoşku.
  • Sevinme: Sevinç duymak.
  • Sevinçli: Sevinci olan ve sevinç veren.
  • Sevinçsiz: Sevinci olmayan, sevinç vermeyen.
  • Yaşama sevinci: Maddi, manevi mutluluk içinde yaşama ve durumundan, yaşantısından memnun olma duygusu.
  1. İçinde “sevgi, sevmek” gibi sözcükler geçmese de bu anlamlarda kullanılan sözcük grupları nelerdir? Anlamlarıyla birlikte söyleyiniz.

İçinde “sevgi, sevmek” gibi sözcükler geçmese de bu anlamlarda kullanılan bazı sözcük grupları şunlardır:

  • Üzerine titremek: Çok sevgi ve özen göstermek.
  • Yakınlık duymak: Birine karşı sevgi veya ilgi duymak.
  • Gözbebeği gibi bakmak: Çok sevmek ve değer vermek.
  • Canından aziz bilmek: Çok sevmek ve değer vermek.
  • Başının tacı etmek: Çok sevmek ve değer vermek.
  • Gözünü ayırmamak: Birini çok sevmek ve ona sürekli ilgi göstermek.
  • Her dediğini yapmak: Birini çok sevmek ve ona itaat etmek.
  • Fedakârlık yapmak: Birini sevmek için kendi çıkarlarından vazgeçmek.

 

3.ETKİNLİK

Okuduğunuz metne uygun yeni başlıklar bularak bu başlıkları aşağıya yazınız. Neden bu başlıkları tercih ettiniz? Açıklayınız.,

Sevgi: Dilden Kalbe Bir Yolculuk

Sevgi Dili: Türkçede Sevgi ile İlgili Kelimeler

Sevgi ve Mutluluğun Sırrı: Yaşama Sevinci

4.ETKİNLİK

Yanlışlığı ya da doğruluğu kişiye göre değişmeyen, kanıtlanabilen cümlelere “nesnel yargı bildiren”; yanlışlığı ya da doğruluğu kişiye göre değişen, yorumlanabilen cümlelere “öznel yargı bildiren” cümleler denir.

Yukarıdaki açıklamadan yararlanarak yazarın metinde kullandığı öznel ve nesnel yargı bildiren cümleleri tespit ediniz. Aşağıya bu cümlelerden örnekler yazınız.

Öznel Yargı Bildiren Cümleler

Sevginin yoğun olarak sergilenmesi durumu için ise sevgi seli sözünü kullanırız.

Nesnel Yargı Bildiren Cümleler

Sayısız sanatçımızın, sayısız eserinde sayılamayacak kadar çok kullandığı sevi, sevgi, sevgili, sevim, sevimli, sevinç, sevinçli gibi sözlerimiz, en eski dönemlerinden bu yana yüzlerce yıldır Türkçemizde var olan sevmek sözüne dayanmaktadır.

Sevgili sözü sevgiden türemiştir ve ‘sevgi ve bağlılık duyulan’ anlamındadır. Bu sözün ikinci anlamı ise sevilen ve âşık olunan kimsedir.

5.ETKİNLİK

Aşağıda, okuduğunuz metinden bir paragraf verilmiştir. Yazar, bu paragrafta anlatım biçimlerinden biri olan açıklayıcı anlatımdan yararlanmıştır. Siz de okuduğunuz metinden açıklayıcı anlatım örneği bularak örneğinizi noktalı alana yazınız.

“Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’e göre sevmek sözü Türkiye Türkçesinde ‘Sevgi ve bağlılık duymak.’, ‘Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek.’,

‘Çok hoşlanmak.’, ‘Okşamak.’, ‘Yerini, şartlarını uygun bulmak.’ gibi beş ayrı anlamda kullanılmaktadır. Bu anlamlardan ‘Yerini şartlarını uygun bulmak’ insanlar için olduğu kadar bitkiler ve hayvanlar için de söz konusu olabilmektedir. Örneğin, bir insanın sıcak yeri tercih etmesi, bir çiçeğin güneşli yerde daha hızlı büyümesi sevmek sözünün yerini, şartlarını uygun bulmak anlamıyla kullanılmasıdır.”

Arapça kökenli aşk sözünün Türkçe karşılığı sevidir. Yunus Emre’nin de kullandığı bu söz aşırı sevgi ve bağlılık duygusu anlamındadır.

Görür görmez seven, âşık olan kimse için Türkçede kullandığımız sözümüz şıpsevdidir. (…)

‘Sevinç duymak’ anlamındaki sevin-, sevinme, seviniş, sevinç sözlerine de kaynaklık etmiştir.

‘İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan, çoşku’ anlamında kullandığımız sevinç sözüyle yapılan sevinç yaşları (veya gözyaşları) dökmek ‘sevinçten ağlamak’, sevinci kursağında kalmak ‘bir engel sebebiyle hayal kırıklığına uğramak’, sevincinden ağzı kulaklarına varmak ile sevinçten uçmak ise ‘çok sevinmek’ anlamlarında dilimizin söz varlığında yer almaktadır. ‘Sevinci olan ve sevinç veren’ karşılığında kullandığımız sevinçli, ‘sevinci olmayan, sevinç vermeyen’ karşılığında kullandığımız sevinçsiz de aynı köke dayanmaktadır.

6.ETKİNLİK

Okuduğunuz metinde yazarın kullandığı düşünceyi geliştirme yollarını (tanımlama, örneklendirme, tanık gösterme, karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma, benzetme) belirleyiniz. Seçtiğiniz düşünceyi geliştirme yolunu örnekleyen paragrafı noktalı alana yazınız.

TANIK GÖSTERME: Tanık gösterme, bir düşünceyi, fikri veya savı desteklemek için tanınmış bir kişiden veya kaynaktan alıntı yapma yöntemidir. Bu, yazarın kendi görüşlerini güçlendirmek ve okuyucuları ikna etmek için başkalarının otoritesinden yararlanmasını sağlar.

Ben gelmedim dava için

Benim işim sevi için

dizeleriyle yüzyıllar ötesinden seslenen Yunus Emre bir başka şiirinde;

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz.

diyor; dünyanın geçiciliği karşısında sevmenin, sevilmenin daha önemli olduğunu vurguluyor.

Ozanımız Karacaoğlan,

Kınamazlar güzel sevse yiğidi,

Güzel sevmek koç yiğide ar değil.

diyerek güzel seven yiğidin kınanamayacağını, sevmenin utanılacak bir şey olmadığını dile getiriyor.

 

7.ETKİNLİK

Herhangi bir hazırlık yapmadan sınıfınızda “sevginin gücü” konulu bir konuşma yapınız.

Arkadaşlarınızdan yaptığınız konuşmayı değerlendirmelerini isteyiniz.

Sevgili Arkadaşlar,

Bugün sizlerle sevginin gücü hakkında konuşmak istiyorum. Sevgi, insan yaşamının en önemli ve en temel duygularından biridir. Sevgi olmadan hayat anlamsız ve renksiz olur. Sevgi, bizi mutlu eden, motive eden ve hayata bağlayan bir duygudur.

Sevginin birçok farklı türü vardır. Aile sevgisi, arkadaş sevgisi, romantik sevgi, vatan sevgisi ve daha birçok farklı sevgi türü vardır. Her bir sevgi türü, hayatımızda farklı bir rol oynar ve bize farklı bir şekilde katkıda bulunur.

Aile sevgisi, hayatımızdaki en önemli sevgi türlerinden biridir. Ailemiz, bize koşulsuz sevgi ve destek veren ilk insanlardır. Ailemiz olmadan hayatta başarmak ve mutlu olmak çok zordur.

Arkadaş sevgisi de hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Gerçek dostlar, bize her zaman destek olan ve yanımızda duran insanlardır. Dostlarımızla birlikteyken kendimizi rahat ve mutlu hissederiz.

Romantik sevgi, iki insan arasındaki derin ve özel bir duygudur. Romantik sevgi, bizi mutlu eden, motive eden ve hayata bağlayan bir duygudur.

Vatan sevgisi, vatanımıza ve milletimize karşı duyduğumuz sevgi ve bağlılıktır. Vatan sevgisi, bizi birbirimize bağlayan ve ortak bir amaç için birlikte çalışmamızı sağlayan bir duygudur.

Sevginin gücü çok büyüktür. Sevgi, bizi daha iyi insanlar yapar. Sevgi, bizi daha mutlu ve daha motive eder. Sevgi, bizi daha yardımsever ve daha merhametli yapar. Sevgi, dünyayı daha güzel bir yer yapar.

Sevginin gücüne inanıyorum. Sevginin dünyayı daha güzel bir yer yapabileceğine inanıyorum. Hepimiz sevgiyi yaymak için elimizden geleni yapalım. Teşekkür ederim.

8.ETKİNLİK

Defterinize 2. etkinlikte araştırdığınız atasözlerinden biriyle bir hikâye yazınız. Yazacağınız metinde öncelikle zaman, mekân, şahıs ve olay unsurlarını belirleyiniz. Ardından yazacağınız hikâyenin serim, düğüm ve çözüm bölümlerinde anlatacaklarınızı planlayınız. Metni yazarken yazım kurallarına uymaya özen gösteriniz.

Sevgi Emek İster

Zaman: 2024 yılının soğuk bir kış günü.

Mekân: Denizli’de küçük bir köy.

Şahıslar: Ayşe, Mehmet, Ayşe’nin annesi Fatma.

Olay: Ayşe ve Mehmet’in dostlukları ve bu dostluğun sevgiye dönüşmesi.

Ayşe ve Mehmet, küçüklüklerinden beri komşu olan iki çocuktu. Birlikte oyunlar oynar, okulda birlikte vakit geçirirlerdi. Ayşe, Mehmet’in neşeli ve yardımsever tavrını severdi. Mehmet ise Ayşe’nin zeki ve çalışkan olmasına hayran kalırdı.

Yıllar geçtikçe Ayşe ve Mehmet arasındaki dostluk daha da derinleşti. Birbirlerine her konuda destek olurlar, dertleşirlerdi. Mehmet, Ayşe’nin zorlandığı derslerde ona yardım eder, Ayşe ise Mehmet’in moralini bozuk olduğunda onu neşelendirmeye çalışırdı.

Bir kış günü, Ayşe’nin annesi Fatma hastalandı. Ayşe, annesine bakmak için okuldan eve dönmek zorunda kaldı. Mehmet, Ayşe’nin bu zor durumunda onu yalnız bırakmadı. Her gün Ayşe’nin evine gelir, annesine bakar, Ayşe’ye ev işlerinde yardımcı olurdu.

Ayşe, Mehmet’in bu fedakârlıklarını ve sevgisini görünce ona karşı farklı duygular beslemeye başladı. Mehmet’in yanında huzurlu ve mutlu hissediyordu. Bir gün Mehmet’e hislerini itiraf etti. Mehmet de Ayşe’ye aynı duyguları beslediğini söyledi.

Ayşe ve Mehmet, birbirlerine olan sevgilerini beslemek için emek verdiler. Zor zamanlarda birbirlerine destek oldular, mutlu anlarını paylaştılar. Sevgi emek isterdi ve onlar bu emeği seve seve verdiler.

Yıllar sonra Ayşe ve Mehmet evlendiler ve mutlu bir yuva kurdular. Sevgi dolu bir aileye sahip oldular. Ayşe ve Mehmet’in hikayesi, sevginin emek ve fedakârlıkla beslendiğinde ne kadar güzel ve güçlü olabileceğini gösteren bir örnektir.

9.ETKİNLİK

Aşağıda Eleanor H. Porter (Elenor H. Portır) tarafından yazılan Pollyanna (Polyanna) adlı eserin iki farklı çevirmen tarafından yazılmış, iki farklı baskısından bölümler yer almaktadır. İki metni dil, anlatım ve içerik yönünden karşılaştırınız. Metinlerin farklı ve benzer yönlerini yazınız.

  1. Metin

O haziran sabahı, Polly Harrington (Poli Heringtın) mutfağa biraz telaşla girdi. Pek telaşlı biri değildi aslında; hatta sakin tavrıyla övünürdü. Ancak bugün telaş içindeydi, oradan oraya koşuşturuyordu. Mutfakta bulaşıkları yıkayan Nancy (Nensi), şaşkınlıkla onu izliyordu. Polly Hanım’ın mutfağında sadece iki aydır çalışıyor olmasına rağmen onun telaşsız, sakin tavrını çoktan öğrenmişti.

“Nancy!”

“Buyrun hanımefendi,” dedi Nancy neşeyle; bir yandan da elindeki sürahiyi kurulayarak.

“Nancy,” –Polly Harrington’ın sesi artık sertleşmişti–“ben seninle konuşurken, elindeki işi bırakıp sadece benim söylediklerimi dinlemeni istiyorum.”

Zavallı Nancy’nin yüzü kızarmıştı. Sürahiyi alelacele tezgâha bırakıp bezi de üstüne koydu, sürahi az kalsın devriliyordu ama Nancy’nin kıpırdamaya hiç niyeti yoktu.

“Haklısınız hanımefendi, bundan sonra öyle yapacağım,” diye kekeledi, sürahiyi düzeltti ve hızlıca döndü. “İşimi yapmaya devam ediyordum çünkü bu sabah bana bulaşıkları hemencecik halletmemi söylemiştiniz.”

Hanımefendi kaşlarını çattı.

“Bu kadar yeter, Nancy. Senden açıklama istemiyorum. Dikkat kesilmeni istiyorum.”

Sessizce içini çeken Nancy “Haklısınız hanımefendi,” dedi. Bu kadını memnun edecek bir şey olup olmadığını düşündü. Nancy daha önce hiç başka bir yerde “çalışmamıştı”; ancak hasta annesi aniden dul kalınca, üç küçük kardeşiyle birlikte ortada kalmışlardı.

Annesi onu geçimlerini sağlamak için bir şey yapmaya zorladı ve Nancy, tepedeki bu büyük evin mutfağında kendine bir iş bulabildiği için çok sevinmişti. Neredeyse on kilometre uzaklıktaki The Corners (Dı Kornırs) kasabasından gelen Nancy, Polly Harrington’ı sadece eski Harrington Malikânesi’nin hanımı olarak biliyordu, bir de kasabanın en zenginlerinden biri olarak. Tabii bu iki ay önceydi. Şimdi onun, yere bir bıçak düşse ya da bir kapı çarpsa hemen kaşlarını çatan, –gerçi bunlar olmadığı zaman da gülmeyi aklına pek getirmeyen– sert, gayet ciddi bir kadın olduğunu biliyordu.

Eleanor H. PORTER

Çeviri: Handegül DEMİRHAN

(Kısaltılmıştır.)

  1. Metin

Bir haziran sabahı Bn. Polly Harrington telaşla mutfaktan içeri girdi. Oysa, böyle davranmak hiç de âdeti değildi. O gün nedense, pek tedirgin, pek de telaşlı görünüyordu.

Nancy, yıkadığı tabakları durularken, şaşırarak başını kaldırdı. Buraya geleli ancak iki ay olmuştu ama, bu süre hanımının telaşı hiç sevmediğini öğrenmesine yetmişti.

“Nancy!”

Hizmetçi kız, elindeki sürahiyi durulamayı sürdürürken, neşeyle “Buyrun efendim!” dedi.

Bn. Polly’nin sesi sertleşmişti:

“Nancy, ben bir şey söylerken elindeki işi bırakıp beni dinleyeceksin, anlaşıldı mı?”

Kızcağız utançla kızardı. Masanın üzerine devirdiği sürahiyi çarçabuk düzeltip “Peki efendim!” dedi. “Baş üstüne, efendim. Bu sabah bulaşık yıkarken elimi çabuk tutmamı emretmiştiniz, ben de onun için siz konuşurken işime devam ettim efendim.”

Hanımı kaşlarını çatarak “Yeter!” diye bağırdı. “Senden lafebeliği değil, dikkat istemiştim!”

Nancy hanımının böyle konuşmasına üzülmüştü; içini çekmemek için kendini zor tuttu.

Acaba bu kadına hiçbir zaman kendini beğendiremeyecek miydi? İşte bunu çok merak ediyordu. Daha önce hiçbir yerde çalışmamıştı. Hastalıklı annesi dul kalınca, Nancy de annesiyle üç küçük kardeşine bakabilmek için çalışmak zorunda kalmıştı. Kızcağız on kilometre kadar uzaktaki kasabalarından buraya gelmişti. Bayan Polly Harrington büyük

Harrington Köşkü’nün hanımıydı. Harringtonların da şehrin en eski, en zengin, en iyi ailelerinden biri olduğu biliniyordu. Yalnız, bütün bunlar genç kızın iki ay önceki düşünceleriydi.

Şimdi ise hanımını sert, somurtkan bir kadın olarak tanıyordu. Bu kadın kapı şöyle biraz hızlı vurulsa, yere bir şey düşüverse hemen kaşlarını çatıyordu.

(…)

Eleanor H. PORTER

Çeviri: Ülkü Tamer

(Kısaltılmıştır.)

Farklı Yönleri:

  • Dil: 1. metin daha güncel ve akıcı bir dil kullanırken, 2. metin daha eski ve ağır bir dil kullanıyor.
  • Anlatım: 1. metin daha sade ve hızlı bir anlatıma sahipken, 2. metin daha detaylı ve betimleyici bir anlatıma sahip.
  • İçerik: 1. metin Polly’nin telaşı ve Nancy’nin tedirginliği üzerine yoğunlaşırken, 2. metin Polly’nin sertliği ve Nancy’nin üzüntüsü üzerine yoğunlaşıyor.

Benzer Yönleri:

  • Her iki metin de aynı hikâyeyi anlatıyor.
  • Her iki metinde de Polly ve Nancy’nin karakterleri aynı şekilde tasvir ediliyor.
  • Her iki metinde de Polly’nin Nancy’ye karşı sert tavrı ve Nancy’nin bu durumdan duyduğu üzüntü işleniyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Scott AjansScott Ajans tarafından ❤️ ile tasarlanmıştır