Uzay Giysileri Dinleme İzleme Metni Cevapları Sayfa 104-105-106-107-108-109

Uzay Giysileri Dinleme İzleme Metni Cevapları Sayfa 104-105-106-107-108-109

 

  1. Bilim ve teknoloji ile ilgili hangi konudaki gelişmeler dikkatinizi çekiyor? Anlatınız.

Bilim ve teknoloji ile ilgili birçok gelişme dikkatimi çekiyor. Ancak, şu anda en çok dikkatimi çekenler şunlar:

  • Yapay zekâ: Yapay zekâ, son yıllarda en hızlı gelişen teknolojilerden biri. Yapay zekanın birçok alanda kullanılabileceğini görüyoruz. Örneğin, sağlık alanında hastalıkları teşhis etmek, ulaşım alanında trafik akışını yönetmek, üretimde verimliliği artırmak gibi. Yapay zekanın gelecekte insanlığın hayatını önemli ölçüde etkileyeceğine inanıyorum.
  • Nesnelerin interneti: Nesnelerin interneti, her türlü nesnenin internete bağlanmasını sağlayan bir teknoloji. Nesnelerin interneti sayesinde, evlerimiz, arabalarımız, hatta giysilerimiz internete bağlanabilecek. Bu, hayatımızı daha kolay ve verimli hale getirebilecek bir teknoloji.
  • Uzay teknolojileri: Uzay teknolojileri, son yıllarda önemli gelişmeler kaydetti. Örneğin, SpaceX’in Falcon Heavy roketi, 160 tonluk bir yükü uzaya göndererek yeni bir rekor kırdı. Ayrıca, NASA’nın Artemis programı kapsamında Ay’a tekrar insan gönderme planları da var. Uzay teknolojileri, insanlığın evreni keşfetmesini sağlayacak bir teknoloji.

Bu gelişmelerin insanlığın geleceğini şekillendireceğine inanıyorum. Bu gelişmelerin olumlu ve olumsuz etkileri olabileceğini de düşünüyorum. Ancak, bu gelişmeleri doğru bir şekilde yöneterek, insanlığa fayda sağlayacak şekilde kullanabiliriz.

  1. Uzay kampı deyince aklınıza neler geliyor? Sizce uzay kampında neler bulunur?

Uzay kampı deyince aklıma öncelikle uzay ve bilim geliyor. Uzay kamplarında, çocuklara ve gençlere uzay ve bilim hakkında bilgi verilip, uygulamalı eğitimler veriliyor. Bu eğitimler sayesinde, çocuklar ve gençler uzay ve bilime ilgi duymaya başlıyorlar.

 

    UZAY GİYSİLERİ

Geleceğin liderleri buradan doğar” sloganıyla öğrencilerini karşılayan Uzay Kampı Türkiye’yi keşfetmeye hazır mısınız? Öğrencilerin en sevdiği bölümlerin başında uzay giysilerinin bulunduğu oda geliyor. Odanın bir duvarı boyunca yan yana sıralanmış gerçeğe birebir uygun kıyafetlerin içinde eksik olan tek şey astronot.

Uzay giysileri, astronotlara soğuyacakları havayı sağlayacak ve uzayda rahatça çalışabilecek biçimde tasarlanmış. Astronotların çevreyi görebilecekleri camlı bir kask, omuz kısmı tam oturan, sert ama ellerin ve kolların çalışabilmesine izin veren bir üst gövde, eldivenler ve altında büyük botların bulunduğu esnek bir alt gövdeden oluşuyor. Uzay boşluğu sesi iletişimi iletmediğinden, iletişim için radyo dalgaları kullanılıyor, yani taşınan iletişim birimi denilen ünitenin çekirdeği bir radyo.

Uzay giysileri odasının bugünkü ilk konuğu Venüs takımı. Takımın eğitmeni Zeynep: ‘Uzaya çıkan astronotun giydiği bu özel giysi, onu uzaya taşıyan roket ve kapsül kadar önemli’ diyor. Bu giysi olmadan astronotlar uzay boşluğunda, Ay üzerinde ya da herhangi bir gezegende yürüyemezler, bir araçtan diğerine geçemezler.

Öğrenciler birbirinden meraklı: “Diyelim ki uzay giysisi olmadan uzaya gitti astronot, böyle bir durumda neler yaşanır?” diye soruyor Naz.

“Neler yaşanmaz ki?” diye gülüyor Zeynep. “Oksijen yetersizliğinden 15 saniyede bilinçsiz hale gelirsiniz. Kan ve tüm beden sıvıları önce kaynar, sonra da donar. Dili, kalbi ve diğer organları, kaynayan sıvılardan dolayı genleşir. Korkunç bir sıcaklık değişimi ile yüz yüze kalırsınız, 120 santigrat derece ile eksi 100 santigrat derece arası. Kozmik ışın ve güneşten kaynaklanan radyasyon yüklü parçacıklara karşı savunmasız kalırsınız. Yüksek hızlı hareket eden toz parçacıkları bedeninize çarpar.”

Ardı ardına geliyor sorular:

“Bu tehlikelerin hepsine yanıt verebilir mi bu giysiler?”

“Evet, uzay giysileri basınçlı bir atmosfere sahip, gereken oksijeni sağlar, astronottan çıkan karbondioksiti yok eder. Gereken ısıyı sabit tutar, astronotu gök taşlarından, radyasyondan korur, temiz ve iyi bir görüş sağlar. İçinde rahat hareket edebilme, ana araçtaki komutanla iletişim, uzay aracının dışında kolayca çalışma olanağı… Bunların hepsi, bu giysiler sayesinde sağlanır.”

“Uzay aracının içinde de bu hantal giysilerle mi oturuyor astronot?”

“Hayır, uzay kabininde astronotun bu özel giysilere ihtiyacı yok, çünkü sımsıkı kapalı kabinin içi saf oksijen ya da atmosferdeki doğal hava ile doldurulmuştur. Burada bir havacı tulumu giymeleri yeterli, ama bunlar da sıradan tulumlar değil, tabii ki elektronik aletlerle donatılmıştır, hepsi. Astronotun kalp atışları ve vücut ısısı bu aletle her an kontrol edilir. Böylece yerdeki kontrol merkezinde bulunan doktorlar, astronotların sağlık durumunu saniyesi saniyesine takip edebilir.”

Bundan sonrası uzay giysileriyle fotoğraf çektirme yarışına dönüşüyor. Öğrencilerden, bu giysileri giyip poz verenler çoğunlukta, ama boyu kısa, cüssesi narin olan küçük yaştakiler içinde astronot varmış gibi dimdik duran giysilerin yanında poz vermekle yetiniyor. Her ne şekilde olursa olsun, çektirdikleri bu fotoğraflar, Uzay Kampı anılarının en güzel görüntüleri arasında yer alacak.”

(Canan Tan)

Canan Tan Hayatı ve Edebi Kişiliği

Ankara’da doğan ve ailesinin tek çocuğu olan Canan Tan, Mimar Kemal İlköğretim Okulu’nda ve Ankara Kız Lisesi’nde okudu. Lise son sınıfta katıldığı ve Hisar şairlerinin jüriliğini yaptığı bir şiir yarışmasında ödül kazandı. Edebiyata ilgisi bu yıllarda arttı ve edebiyat öğretmeniyle birlikte çıkardığı okul gazetesinde yazmaya başladı.

1971’de ailesinin isteğiyle kaydolduğu Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldu. 16 Eylül 1971’de gerçekleştirdiği evliliğinin ardından Diyarbakır’a gitti. İki çocuk annesi olan yazarın Diyarbakır devresi, sanatçılığı bakımından verimli olmamakla birlikte, 1979’da “Oğlum” isimli öyküsünün Hürriyet Gazetesi’nin senaryo yarışmasında birinci seçilerek fotoromana aktarılması, edebiyatla ilişkisinin kopmadan sürdüğünün işareti oldu. Bir süre sonra aile, İzmir’e taşındı. Yazar, aradığı kültürel ortamı burada buldu. Edebiyat dünyasından uzak kalmışlığının cesaretsizliğini önce ödül kazanan hikâyeleriyle yendi. Şehir periyodiklerinde yazılar kaleme almaya başladı.1988’de Birinci Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Yarışması’ndaki öyküsü mansiyon ödülüne değer görüldü. 1996’da Aziz Nesin adına düzenlenen Mizah Öyküleri Yarışması’na katıldı. İster Mor, İster Mavi isimli dosyasının basıma alınmasıyla birlikte ilk kitabını yayımlamış oldu ve Türkiye’nin mizah alanında kitabı bulunan ilk kadın yazarı unvanını aldı. 1997’de Bu Yayınevi’nin açtığı Çocuk Öyküleri Ödülü’nü kazandı. Daha sonra Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması’nda birinci oldu. Zamanla çocuk edebiyatına yöneldi ve ödüller almaya devam etti. 1997’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı Çocuk Romanları Ödülü’nü, Sokaklardan Bir Ali ile elde etti. Bir yıl sonra yine aynı kurumun Cumhuriyetin 75.Yılı Çocuk Öyküleri Ödülü’ne layık görüldü. 1999’de Orhon Murat Arıburnu Ödülleri’nde “Akrep” öyküsüyle, Uzun Metrajlı Film Öyküsü dalında Birincilik Ödülü’nü kazandı. 2004’te, İzmir Millî Eğitim Müdürlüğünden Yılın Köşe Yazarı Ödülü’nü aldı. 2009’da Türk Kütüphaneciler Derneği’nin, Türkiye kütüphanelerinden talep edilen kitaplar arasındaki incelemesine dayanarak verdiği En Çok Okunan Yazar ödülünü kazandı. 2012’de İstanbul Kültür Üniversitesi’nin Yılın Kitabı Ödülü’nü Piraye ile aldı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nin En İyi Yazar Ödülü’nü 2013’te; Yılın En Beğenilen Yazarı Ödülü’nü Yıldız Teknik Üniversitesi’nden 2014’te kazandı. 2017’de bir kez daha İstanbul Kültür Üniversitesi’nin Yılın En Beğenilen Yazarı Ödülü’ne layık görüldü.

Hayatını İzmir’de sürdürmekte olan yazar; okurlarıyla panel, imza günü gibi etkinliklerde sıklıkla buluşmakta, kimi yarışmalarda jüri üyeliği de yapmaktadır (Çetindaş, 2019).

Türk edebiyatının çok okunan yazarlarından olan Tan, trivial yazın içerisinde değerlendirilen eserlerine rağmen, pek çok ödül kazanmıştır. Yazarın okur kitlesini çoğunlukla alt orta gelir grubundan lise ve üniversiteli genç kızlar oluşturur. Edebiyata mizah ve çocuk edebiyatı türlerinde verdiği eserlerle başlayan Tan, hikâye, roman, şiir ve senaryo türlerinde eserler verir. Edebiyata geç başlaması nedeniyle bir romancı kimliğine sahip olamadığını belirten ve mizah, çocuk edebiyatı ürünleri gibi ara türlerde eser vermesi nedeniyle üst kültür edebiyatından uzak kaldığını düşünen (Tan, 2019) yazar, eserlerinde genellikle belli bir şablonu tercih etmesi, zaman zaman dil kusuru ve anlatım bozuklukları görülmesi, anlatımda gözlem ve otobiyografisinden faydalanması, teknik olarak günlük, mektup türlerini kullanarak katartik etkili eserler oluşturması, okur kitlesi gibi nedenlerle popüler romancıların modern dönemdeki temsilcileri arasında kabul edilir.

Çocuk edebiyatına dair ürünlerinde, bu edebiyatın pedagojik imkânlarını kullanırsa da (Şimşek, 2014) zaman zaman cinsiyetçi bakışın kökleşmesine neden olacak eserler de verir. Aliş Sünnet Oluyor Maviş de Gelin bu anlamda olumsuz bir örnek oluşturur. Bunlar dışında çocuklarla ilişkiyi merhamet nazarından kurmak isteyen yazar, çoğunlukla dramatik öyküleri tercih eder.

Sokaklardan Bir Ali, sokak çocuklarının hayatını konu edinen ödüllü romandır. Sokakların Prensesi Şima, yazarın yine sokak çocuklarının öyküsünü anlattığı ve dostluk bağının değerini işleyen bir eserdir. Ah Şu Uzaylılar, bilimkurgu niteliklidir ve Şirinler Grubu olarak tanınan beş arkadaşın, uzaya gerçekleştirdikleri sürprizlerle dolu bir yolculuğu anlatır. Uzay bilimini kitaplarla öğretme noktasında yazar, uzay maceralarını konu edinen iki çocuk romanı daha kaleme alır. Yolum Düştü Amerika’ya, Uluslararası Öğrenci Değişimi Programı ile Amerika’ya giden ve iki ay boyunca bir Amerikalı ailenin konuğu olan Türk öğrenci Renan Tan’ın günlüğü olarak sunulur. Eser, yazarın kızı Renan’ın hayatından ilhamla oluşmuş biyografik etkiler içerir.

Sevgi Dolu Bir Yürek, yüzmeyi çok seven hayat dolu bir kız çocuğu olan Elif’in trafik kazası geçirdikten sonra hayattan kopmayarak yeniden sağlığına kavuşma mücadelesini işler.

Yazarın büyükler için ilk hikâye kitabı olan ve annesine ithaf ettiği Çikolata Kaplı Hüzünler, hayat karşısında tutunamayan kadınların, kendi kimliklerini var kılma çabalarını konu edinen bir eserdir.

Yazarın dikkat çekici eserlerinden biri de Kelepçe‘dir. Eseri için cezaevine izinle giren, oradaki mahkumları gözlemleyen, onların yemek listelerinden atölyelerine her şeyi detaylarıyla inceleyip not tutan yazar (Aysever, 2016), romanın içeriğinde de kolayca suça karışılabileceğini anlatır (Uğurlu, 2017). On dört kadın mahkûm ve onların hayatları üzerinden ilerleyen eserin bazı hikâyeleri, daha önce yazarın farklı hikâyelerinde kullanılmıştır.

Hasret, bir mübadele romanıdır (Kumsar, 2018) ve devir romanının gerçeklerine uygun olarak ve bir aile tarihi olması için hazırlanır (Argunşah, 2016). Eser, 2005 yılında İzmir Valisi bulunan Oğuz Kağan Köksal’ın eşi Olcay Köksal tarafından yazara anlatılan bir hayat hikâyesinin romanlaştırılmasıyla oluşur (Örer, 2013).Tanıklığa dayanan bu eser için yazar kapsamlı araştırmalar yapmış, eserin sonuna kaynakça eklemiş ve belgeler de kullanmıştır (Sakallı, 2015).

Eroinle Dans, üst kültür grubuna ait, üniversiteli genç Eylül’ün keyfî şekilde eroine alışmasını ve nihayetinde “eros”u saydığı eroinden vazgeçme serüvenini konu edinir.

Yazarın en sevilen eserlerinden olan Piraye‘de, üniversitenin popüler genç kızlarından Piraye’nin, Diyarbakırlı Haşim ile olan sonuçsuz aşkı işlenir. Yazar, bir Diyarbakır gelini olduğu için, özellikle şehrin kültürel özelliklerini başarıyla yansıtır.

Pembe ve Yusuf, töre konulu bir eserdir. Anlatı, namus davası, erkek evlat isteği, dul olmak gibi temler üzerinden ilerler ve yazgının kuşaklarca değişmeyeceği vurgusunu taşır. Issız

Erkekler Korosu, yazarın bazı roman kahramanlarının bulunduğu tutunamamış erkeklerin ruh durumlarına uygun şarkılarla kendi dertlerini açıkladıkları bir eserdir. Kitapta, Türk müziği makamları hakkında bilgi bulunduğu gibi dipnot açıklamaları da dikkati çeker.

Yazarın son eseri olan Issız Kadınlar Sokağı, özellikle son zamanlarda artan kadın cinayetlerine, tacizlere duyulan tepkiyi dile getiren bir eserdir. Yirmi kadının hayatının hikâyeleştirilmesi ile oluşur.

Canan Tan’ın mekân tasvirleri ve gözlem gücünün getirdiği betimlemeler oldukça başarılıdır. Yazar, senarist yönüyle de eserlerinde sinematografik bir anlatımı tercih eder. Kahramanlarını daha çok üst-orta sınıftan seçer. Bu karakter seçimi, eserlerde zaman zaman kurgusal derinliğin yitirilmesine neden olsa da yazar, çalışma yaptığı konuyu araştırmalarla zenginleştirir. Popüler edebiyat ürünlerinin, estetik okuru hazırladığı düşünüldüğünde, Tan’ın yazarlığının edebiyat için önemi daha iyi anlaşılacaktır.

 

p074wj3

2. ETKİNLİK

“Uzay Giysileri” metninden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.

Dinlediğiniz metnin konusu nedir?

Uzay kampı Türkiye’de çocukların 6 gün boyunca yaşadığı maceralar.

Uzay giysileri hangi bölümlerden oluşur? Açıklayınız.

Çevreyi görebilecekleri canlı bir kask, omuz kısmına tam oturan bir üst gövde, eldivenler ve altında büyük botların bulunduğu esnek bir alt gövdeden oluşuyor.

Uzay giysisi olmadan uzaya giden astronot hangi zorluklarla karşılaşır? Açıklayınız.

Nefes alamazlar, yüksek basınca maruz kalırlar, yürüyemezler, vücuda gerekli olan ısıyı alamazlar.

Uzay giysilerinin astronota sağladığı kolaylıklar nelerdir?

Ay üzerinde veya herhangi bir gezegende yürümek, bir araçtan diğerine geçmek, gerekli oksijeni sağlamak, gereken ısıyı sabit tutmak, astronotu gök taşlarından radyasyondan korur.

Uzay giysilerine, astronotların işini kolaylaştırmak için bir bölüm eklemeniz istenseydi hangi bölümü eklerdiniz?


Uzay giysilerine, astronotların işini kolaylaştırmak için eklemek istediğim bölüm, bir 3D yazıcı olurdu. Bu yazıcı, astronotların uzayda ihtiyaç duydukları herhangi bir nesneyi üretmelerini sağlardı. Bu, astronotların yanlarında daha az malzeme taşımalarını ve daha verimli çalışmalarını sağlardı.

Örneğin, bir astronot uzay yürüyüşü sırasında bir alet kırarsa, 3D yazıcı ile bu aleti kolayca onarabilir. Ya da bir astronot yeni bir laboratuvar kurulumu yapmak isterse, 3D yazıcı ile gerekli parçaları üretebilir.

Siz kampta olsaydınız takımın eğitmeni Zeynep’e uzay giysileri ile ilgili ne sormak isterdiniz?

Uzay kampında olsaydım, takımın eğitmeni Zeynep’e uzay giysileri ile ilgili aşağıdaki soruları sormak isterdim:

  • Uzay giysilerinin tasarımında en önemli faktörler nelerdir?
  • Uzay giysilerinin farklı parçalarının görevleri nelerdir?
  • Uzay giysilerinin gelecekte nasıl gelişeceğini düşünüyorsunuz?

3. ETKİNLİK

Dinlediğiniz metinle ilgili görüşlerinizi belirtiniz.

Beğendim. Çünkü uzay ile ilgili birçok konuda fikir sahibi olmamı sağladı.

 

4. ETKİNLİK

a) Aşağıdaki haber yazısını okuyunuz.

NASA, adını Mars gezegenine göndermek isteyenlere tarihi bir fırsat sunuyor.

Gelecek yıl Mars’a gönderilecek In Sight (İn Sayt) uzay aracı beraberinde binlerce kişinin ismini de taşıyacak. Siz de isminizi Mars’a göndermek istiyorsanız NASA’ya talebinizi iletmeniz yeterli.

2015 yılında uzay ajansı NASA, In Sight uzay aracıyla dünyanın her yerinden insanların isimlerini

Mars’a göndermek için çağrı yapmıştı.

NASA’ya, o tarihten bu yana 827 bin kişi başvurdu. NASA, Mars’a adını göndermek isteyenlerin listesi için ikinci bir çip hazırlandığını duyurdu.

In Sight uzay aracı görevinin başındaki Bruce Banerdt (Burus Benırd), Mars’ın uzayseverleri heyecanlandırmaya devam ettiğini ve bu fırsatın insanların Kızıl Gezegen’i araştıracak uzay aracının bir parçası olmalarına olanak sağladığını söyledi.

NASA, In Sight aracının Mayıs 2018’de yolculuğuna başlaması ve Kasım 2018’de Kızıl Gezegen’e varması bekleniyor. Adını göndermek isteyenler NASA sitesi üzerinden 1 Kasım 2017 tarihine kadar başvurabilir.

                                                                                                    Komisyon

b) Okuduğunuz haber yazısının konusu nedir?

Okuduğumuz haber yazısının konusu, NASA’nın Mars’a gönderilecek InSight uzay aracına insanların isimlerini gönderme fırsatı sunmasıdır.

c) Okuduğunuz medya metninin (haber yazısı) yazılış amacı nedir? (Bilgilendirme, kültür

aktarma, eğlendirme…)

Okuduğumuz haber yazısı, bilgilendirme amacı taşımaktadır. Haber yazısı, okuyucuları Mars’a gönderilecek uzay aracına isim gönderme fırsatı hakkında bilgilendirmektedir.

 

 

5. ETKİNLİK

“Kozmosa ilk girişi yapmak, tek başıma onunla karşı karşıya gelmek, doğayla hiç

görülmemiş bir düello yapmak, bundan daha ötesi hayalediIebilir mi?” (Yuri Gagarin)

Uzaya yolculuk yapan ilk kişi Yuri Gagarin’in bu yolculukta neler yaşamış olabileceğini kendinizi onun yerine koyarak arkadaşlarınıza anlatınız. Konuşmanızda beden dilini etkili bir şekilde kullanmaya özen gösteriniz.


Arkadaşlar,

Bugün sizlere, dünyanın ilk insanlı uzay uçuşunu gerçekleştiren Yuri Gagarin’in bu yolculukta neler yaşamış olabileceğini kendimden aktararak anlatmak istiyorum.

12 Nisan 1961’de, Vostok uzay aracıyla uzaya çıkmaya hazırlanırken hem heyecanlı hem de endişeliydim. Bu, insanlığın tarihinde önemli bir dönüm noktası olacaktı ve bu sorumluluğun altında ezilmemek için kendimi motive etmeye çalışıyordum.

Fırlatma rampasına geldiğimizde, binlerce kişinin beni desteklemek için orada olduğunu gördüm. Bu, beni daha da heyecanlandırdı ve motivasyonumu artırdı.

Fırlatma, planlandığı gibi gerçekleşti ve kısa sürede Dünya yörüngesine ulaştım. Yeryüzünden baktığımda, her şey çok küçük ve kırılgan görünüyordu. Bu, Dünya’nın değerini ve korumamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı bana.

Uzay yörüngesindeyken, Dünya’nın etrafında tam bir tur attım. Bu, inanılmaz bir deneyimdi. Dünya’nın güzelliğini ve büyüklüğünü yakından görme fırsatı buldum.

108 dakikalık uçuştan sonra, Dünya’ya güvenli bir şekilde inmeyi başardım. Bu, benim için bir rüyanın gerçekleşmesiydi.

Bu yolculuk, benim için hem kişisel hem de profesyonel olarak çok önemli bir deneyim oldu. İnsanlığın sınırlarını zorlayabileceğimizi ve imkansız gibi görünen şeyleri gerçekleştirebileceğimizi gösterdi.

Bu yolculuk, aynı zamanda, Sovyetler Birliği için de büyük bir zaferdi. Bu zafer, Sovyetler Birliği’nin uzay yarışında ABD’ye karşı üstünlüğünü sağlamasına yardımcı oldu.

Arkadaşlar,

Uzay yolculuğu, benim için unutulmaz bir deneyimdi. Bu deneyimi, sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.

Umarım, bir gün sizler de benim gibi uzay yolculuğu yapma fırsatı bulursunuz.

Saygılarımla,

Yuri Gagarin

 

3188jwo

 

9sv6fhi

 

8.ETKİNLİK

“Gökyüzü, sadece uçmaktan korkanların sınırıdır.” Bob BELLO (Bab Bello) sözünden yola çıkarak bilgilendirici metin yazınız. Yazınızda giriş, gelişme, sonuç bölümlerine yer veriniz.

Giriş

“Gökyüzü, sadece uçmaktan korkanların sınırıdır.” sözü, Amerikalı iş adamı ve motivasyon konuşmacısı Bob Bello’ya aittir. Bu söz, insanın hayal gücünün ve potansiyelinin sınırsızlığını vurgular.

Gelişme

Gökyüzü, insanlığın sınırlarının sonu olarak görülür. Ancak bu söz, gökyüzünün aslında sadece uçmaktan korkanların sınırı olduğunu ifade eder. Uçmaktan korkan insanlar, gökyüzüne ulaşmak için gerekli cesareti ve azmi gösteremezler. Bu nedenle, onlar için gökyüzü ulaşılmaz bir hayal olarak kalır.

Uçmaktan korkmayan insanlar ise, gökyüzünü sınır olarak görmezler. Onlar, hayallerini gerçekleştirmek için her türlü zorluğa göğüs gererler. Bu nedenle, onlar için gökyüzü, sadece bir başlangıç noktasıdır.

Gökyüzünün sınırı olmadığını gösteren pek çok örnek vardır. Örneğin, ilk insanoğlu, gökyüzünü ulaşılmaz bir sınır olarak görürdü. Ancak, zamanla insanların cesareti ve azmi arttı ve onlar gökyüzüne çıkmayı başardılar.

Yine, günümüzde de pek çok insan, imkansız gibi görünen şeyleri gerçekleştiriyor. Örneğin, engelli insanlar, fiziksel sınırlarını aşarak büyük başarılara imza atıyorlar.

Sonuç

“Gökyüzü, sadece uçmaktan korkanların sınırıdır.” sözü, bize hayallerimizin sınırsız olduğunu hatırlatır. Eğer biz de hayallerimizi gerçekleştirmek istiyorsak, korkularımızı yenmeli ve cesaretimizi ortaya koymalıyız.

 

Gelecek Derse Hazırlık

Beğendiğiniz gurbet konulu bir şiiri ezberleyiniz.

Gurbetin Şiiri: Hasretin Türküsü

Gurbetin yollarında yitip gidiyorum,

Dilimde türküler, içimde özlem var.

Uzak diyarlarda sevdiklerim kaldı geride,

Gökyüzüne baktıkça gözlerim dolar.

XXXXXXXXXXXXXXXX

Hasret rüzgarları eser geceleri,

Yıldızlar anlatır gurbetteki hikayeleri.

Bir başka dökülür gözyaşları yıldızlardan,

Hasretin yüküyle titrer gönül telim.

XXXXXXXXXXXXXXXX

Dağları aşarım, denizleri geçerim,

Gurbet ellerinde ararım izini.

Özlem içimde, yıldızlar üstümde,

Bekliyorum günü dönüşünü.

XXXXXXXXXXXXXXXX

Gurbetin soğuk rüzgarları sarar beni,

Anadolu topraklarından uzakta.

Yabancı sokaklarda adım adım,

Bilmediğim diyarların tozunda.

XXXXXXXXXXXXXXXX

Gurbetin ortasında bir vatan türküsü,

Sesimde yankılanır her akşam.

Dualarım gurbetin yolcusuna,

Umut dolu bekleyişteyim anam.

XXXXXXXXXXXXXXXX

Gurbetin acısı, yüreğimde bir iz,

Ellerimde özlem, gözlerimde yaş.

Bir gün döner miyim bilmiyorum,

Ama gurbetin şarkısını söylerim kuşlara.

XXXXXXXXXXXXXXXX

Gurbetin yollarında bir ömür geçiyor,

Anadolu’nun topraklarına hasretim.

Gözlerimde yaş, yüreğimde sevda,

Gurbetin şairiyim, yaralı bir kuşum ben.

Mesut Hayat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Scott AjansScott Ajans tarafından ❤️ ile tasarlanmıştır